Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) Ankara'da yapılan Olağan Genel Kurulu'na Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanısıra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da katıldı.

Türkiye'nin şu anda stand- by anlaşmasını bir kenara koyduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "23.5 milyar dolar IMF'ye olan borç ile biz Türkiye'yi devraldık. Ama şu anda 1.7 milyar dolar IMF'ye borcumu var. İşi buraya getirdik. Merkez Bankası'nın kasasında 27 milyar dolar var. 92 milyar dolar Merkez Bankası'nın döviz rezervi var. Yunanistan'ın Merkez Bankası'nda acaba ne var? IMF'ye olan durumu ne? AB'ye karşı olan durumu ne ? Nasıl olur da şu anda Türkiye'yi Yunanistan ile savunuruz. Olacak iş mi bu? Kargalar bile güler buna. Bence bunlara gerek yok" diye konuştu.

"İKTİDAR VE MUHALEFET OMUZ OMUZA VERMELİ"

Sıçramanın devam etmesi için iktidar ve muhalefetin omuz omuzu vermesi gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Kıskanmaya gerek yok. 10 yıl önce milli gelir 230 milyar dolar idi. Ama şimdi 772 milyar dolar milli gelirimiz var. Yunanistan'ın nüfusu azalıyor. Bizim ise her yıl nüfusumuz 1 milyon artıyor. Ben daha fazla artmasını da istiyorum. 66 milyon nüfusumuz vardı şimdi ise 75 milyon oldu. Çünkü ekonominin temelinde özellikle genç dinamik nüfusun yattığına inanan bir insanım. Batı çöküyor. Çöküşünün altında yatan en önemli sebeplerden bir tanesi yaşlı nüfustur" dedi.

"KAMU İLE ÖZEL SEKTÖR GÖRÜLMEYEN BİR UYUM İÇİNDE"

Başbakan Erdoğan, Hükümetin istikrarın ve güven zemininin sarsılması için azami hassasiyet gösterdiğini belirterek "Türkiye sadece belli kesimlerin refahtan pay aldığı bir ülke olmaktan çıkıyor ve refah tabana yavaş yavaş ilerliyor. 2023 yılı hedefleri noktasında TİM ile gerçekten çok güzel bir uyum sergiliyoruz. Kamu ile özel sektör tarihinin hiçbir döneminde görülmeyen bir uyum ve sinerji ile ortak hareket ediyor. Ortak bir hedefe yani 2023 Cumhuriyetimizin 100. yıl kuruluş yıl dönümünde 500 milyar dolar ihracat hedefine doğru ilerliyoruz" diye konuştu.

"TERÖR SİYASET MALZEMESİ OLARAK KULLANILIYOR"

'Bu ülkede terör, acı, kan ve gözyaşı maalesef bir siyaset malzemesi olarak kullanılmıştır' diyen Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "Bugün de hala kullanılıyor. Nasıl ki ekonomi üzerinden hükümet zarar görsün diyerek Türkiye'nin zarar görmesine göz yumanlar olduysa hükümet zarar görsün diye ve 'gençlere ne olursa olsun' diyerek teröre göz yumanlar oldu ve oluyor. Son 30 yıldır hükümet görevinde bulunan her partiye muhalefet terör üzerinden yüklenmiştir. Terör bir dönem bu sorumsuz anlayış neticesinde Türkiye'de siyaseti şekillendirir noktaya dahi ulaştı. Seçim dönemlerini alın, yanına terör eylemlerini koyun ne dediğimi anlayacaksınız" dedi.

"TERÖRÜN SİYASETİ ŞEKİLLENDİRMESİNE MÜSADE ETMEYECEĞİZ"

Terörün milli bir mesele olduğunu ve çözümünün de ancak birlikte olabileceğinin altını çizen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Karşımızda aynı zamanda ulusal ve uluslararası karanlık çevrelerin taşeronluğunu yapan ve uyuşturucudan silah kaçakçılığına kadar her türlü kirli işe bulaşmış bir terör örgütü var. Karşımızda bunlarla birlikte aldığı ihaleler karşılığında siyaseti dahi dizayn etmeye çalışan bir örgüt var. Ben bunları ilk defa söylemiyorum. Bu meselenin milli bir mesele olduğunu ve çözümünün de ancak birlikte olabileceğini defalarca söyledik. TBMM'ye bu konuyu taşıdık. Orada çözüm üretmek istedik. Ama açıkçası biz bu meselede yalnız bırakıldık. Biz 'Analar ağlamasın' dedikçe birileri maalesef 'Tabi ki analar ağlayacak' dedi. Biz tüm zorluklara rağmen ve yalnız bırakılmış olmamıza rağmen terörle daima kararlı bir şekilde mücadele ettik ve ediyoruz. Milletimiz bize inandı. Bize emanetini verdi ve 'bu işi çözün' dedi. Biz de çözüm için sonuna kadar gayret göstereceğiz. Terör örgütünün bu ülkede siyaseti şekillendirmesine ve milli iradeye kast etmesine asla müsaade etmeyeceğiz."

"KİM BİZE BİR ÇÖZÜM ÖNERİSİ GETİRİRSE DİKKATLE DİNLERİZ"

Sadece terörle mücadele etmediklerini, aynı zamanda istismar siyaseti ile mücadele ettiklerini belirten Başkan Erdoğan şunları söyledi:

"Biz sadece Kürt kardeşlerimizin meselesini çözme mücadelesi vermiyoruz. Aynı zamanda istismar siyaseti ile mücadele ediyoruz. Aynı zamanda ulusal ve uluslararası şebekelerle mücadele ediyoruz. Ön yargılarla ve ön kabullerle mücadele ediyoruz. 2009 yılındaki Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni başlatırken çelik gibi sinirlerimiz olacak demiştik. Bugün çelik gibi sinirle yılmadan kararlılıkla meselelerin üzerine gidiyoruz. Biz bu meselenin çözümü için hiçbir zaman kapılarımızı kapatamadık. Kapılarımız bugün de ardına kadar açık. Kim gelirse ve kim katkı vermek isterse, kim bize bir çözüm önerisi getirirse dikkatle dinleriz. Hassasiyetle üzerinde dururuz. Oradan istifade edip alacağımız ne var alır ve onu uygulamaya koyarız. Bizim hiçbir ön yargımız yoktur. Biz bu milli meselede iktidar gibi ve muhalefet gibi değil annelerin gözyaşlarını dindirmeye çalışan, kalp taşıyan ve vicdan taşıyan insanlar gibi olmayı her zaman istedik. Demokratik siyasete inanan her parti diyaloğa, müzakereye ve uzlaşı arayışına açık olmak durumundadır."



(MV/SS)