İş bulma umuduyla arkadaşıyla beraber Diyarbakır’dan İstanbul’a giden ve oradan da arkadaşını bırakıp, Yalova’ya akrabalarının yanına gelen Vedat Oncar, teyzesinin evinde 17 Ağustos 1999 gecesi depreme yakalandı. Enkaz altında 2 gün kalan ve sağ bacağını kaybeden Vedat Oncar’a, protez bacak takıldı.

Hayata bu şekilde tutunmaya çalışan Oncar, 2005 yılında YOSK Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı’na katıldı. İnsanların içine çıkmaktan utandığı için bir süre bu duruma alışamadı. Ancak geçen zaman içinde buna da bu duygusunu da yenen ve Oncar, şimdi, takımıyla Süper Lig’de başarıdan başarıya koşuyor.

PREFABRİKLER YIKILINCA EVSİZ KALACAK

Diyarbakır’dan iş bulma hayaliyle Yalova’ya gelişini ve depremle ilgili anılarını anlatan Vedat Oncar şunları söyledi:

"Diyarbakır’da doğdum ve büyüdüm. 15- 16 yaşlarında Diyarbakır’da iş olmadığı için arkadaşımla beraber İstanbul’a çalışmaya gittim ancak işbulamadık. Cepte paramız ve yiyecek yemeğimiz yok. Ben arkadaşıma, 'Sen burada dur. Ben Yalova’ya gideyim. Teyzelerim, dayılarım Yalova’da. Para bulursam gelirim, bulamazsam zaten Yalova’da kalırım' dedim. Arkadaşım bekledi orada. Akrabaların hemen bırakmadılar. Beni misafir ettiler. Önce dayımlarda kaldım. Daha sonra teyzemlerde kaldım. Bir hafta sonra 17 Ağustos gecesi deprem oldu. Ben hayatımda depremi ne gördüm, ne de yaşadım. Gece balkonda oturup çayımızı içiyorduk. Daha sonra kalktık ve yatağımıza girecektik. Bina sallanmaya başladı. O zaman Hacımehmet Ovası’ndaydı teyzemlerin evi. Bina sallanınca, depremi bilmediğim için fazla korkmadım. Herkes bağırıyordu. Herkes bir yerlere kaçmaya çalıştı. Biz de dışarı kaçmaya çalışırken, ev çöktü ve ben de enkazda kaldım. Yaklaşık 2 gün enkazda kalmışım. Enkazda kaldığım süreyi hiç hatırlamıyorum. Beni çıkarmaya çalışmışlar. Bu ayak kesilince kan kaybı olmuş ve ben 6 gün baygın kalmışım."

'ÖLMEK İSTEDİM'

Kendisini hastaneye götürdüklerinde ilk başta ayağının kesildiğini anlamadığını ifade eden Vedat Oncar şöyle devam etti:

"Beni hastaneye götürmüşler, doktorlar akrabalarıma demişler ki 'biz bu ayağı dikecektik' Ancak vücut soğuduğu için kesmek zorunda kalmışlar. Ben hastanede yatarken ayaklarım uyuşuk ve kesik olduğunu bilmiyorum. Ayağımı hissetmediğimi anladığımda orada ölmek istedim ve 'öldürün beni' diye bağırmışım. Ardından ailem Diyarbakır’dan geldi. Beni Diyarbakır’a götürmeye çalıştı. Ben gitmek istemediğimi söyledim. Arkadaşlarımın arasına engelli biri olarak dönmek istemedim. 1 yıl içinde zaten evden çıkmadım mezarlığın oradaydı evimiz."

'HALİME ŞÜKRETTİM'

2005 yılında YOSK Başkanı Alpaslan Erkoç ile tanıştığını kaydeden Oncar, sonrasını şöyle anlattı:

"İlerleyen yıllarda Alpaslan Erkoç diye bir ağabeyimiz var. Onunla tanıştım ve 2005 yılında Yalova Ortopedikler Spor Kulübü’nü (YOSK) kurdu. İlk başta ben gitmek istemedim. 'Ayağım yok, insanlar arasına nasıl çıkacağım' diye düşünüyor ve utanıyordum. Kulübe girdikten sonra baktım, benden daha beterleri de var. Allah’a şükrettim. Allah’ım sana şükürler olsun. Elim, kolum yerimde, en azından yürüyebiliyorum. Gözlerim görüyor. Sonra YOSK ile 2'nci Lig’den başladık. Sponsor yok, yardım yok. Kendi başımızın çaresine bakmaya çalışıyorduk. Kimi zaman otobüslerin içinde kaldık. 2'nci Lig’den zorluklarla 1'inci Lig’e çıktık. 1'inci Lig’den de Süper Lig’e geçtik. İki sezondur Süper Lig’deyiz ve ilkinde olduğu gibi bu sezon da ligi 5'inci bitirdik. Galatasaray, Beşiktaş, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve maddi yönden kuvvetli kulüpler var. Bizim sponsorumuz ve destekçimiz olmadığı için ne cebimize para giriyor ne de bir şey giriyor."

'700 LİRA MAAŞLA 8 KİŞİ GEÇİNMEYE ÇALIŞIYORUZ'

Tersanede çalıştığını ve aylık 700 lira ücretle ile ev geçindirmeye çalıştığını söyleyen başarılı basketbolcu, evde benden başka çalışan yok. Bu maaşımla 8 kişi geçinmeye çalışıyoruz. Bizi kaldığımız Çağdaş Yaşam Prefabrikleri’nden atmak istiyorlar. Yalova’da bir dairenin kirası 500 lira. 8 nüfusuz. Ben o parayla eve mi bakayım, kira mı vereyim yoksa kendi ihtiyaçlarımı mı karşılayayım. Bayramdan bir gün sonrasına kadar bize buradan çıkmamız için süre verdiler. Uygun bir fiyatta ev bulamazsak herhalde dışarıda kalacağız, ya da çadır kurup çadırda kalacağız. Biz buradaki prefabriklerde 8 haneyiz. Burada bize yardım eli uzatılmadığı sürece, burayı yıktıktan sonra, burada yaşayanlar evsiz bir şekilde dışarıda kalacak. Bu kadar insan ne yapacak bilmiyorum. Büyüklerimin bilmesi lazım."

SG(FK/COŞ)