Karakoçan'da geçen 29 Nisan günü, ayrılmak isteyen nişanlısı Bediha Oral'ı ailesinin gözleri önünde tabancayla vurarak öldüren Akif Yıldırım'ın yargılanmasına Elazığ 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Davanın bugünkü ikinci duruşmasına, ömür boyu hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan Akif Yıldırım, sanık avukatı, Bediha Oral'ın babası Şahhaydar Oral, annesi Sabiha Oral, ablası Ayten Oral, kızkardeşi Nurhayat Oral, ailenin avukatı Şemsettin Ersöz ile gönüllü avukatlık için Diyarbakır'dan gelen Büyükşehir Belediye Başkanı BDP'li Osman Baydemir'in eşi avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir katıldı. Duruşmayı Diyarbakır Kardelen Kadın Derneği, Diyarbakır İnsan Hakları Komisyonu ve İnsan Hakları Derneği’nden avukatlar da gözlemci olarak takip etti.

Duruşmada sanık avukatı Ferhat Tozkoparan, tanıkların ifadelerinin ve ilk duruşmada dinlenen maktulün ablası Ayten Oral’ın beyanlarının tahrike ilişkin savunmalarını doğruladığını öne sürerek, "Maktulenin nişanlılık ilişkisi dönemindeki geceleri yaşanan aşırı telefon trafiğinden ve özellikle bir gecede 232 mesajdan başka bir ilişki yaşadığı açıkça ortadadır" dedi. Nişanlılık ilişkisinin başladığı Kasım ayından cinayetin işlendiği güne kadar olan telefon kayıtlarının mahkemeye sunulmasını isteyen avukat Tozkoparan, sanık Akif Yıldırım ile macası Nazım Yıldırım’ın olay günü Karakoçan’daki eve maktule Bediha Oral’ın babası Şahhaydar Oral tarafından çağırıldığını vurguladı.

Bunun üzerine söz alan maktulenin babası Şahhaydar Oral, "Sanığın amcasını benim çağırdığım iddiasını kabul etmiyorum. Telefon kayıtları inecelendiğinde durum ortaya çıkacaktır. Sanık Akif Yıldırm’ı ben çağırdım doğru çünkü dört kızımı birden öldürecekti. Bana, 'Kızları gönder konuşayım' demişti. 4 kızımı da göndersem onları da vuracaktı. Çağırdığım için bir kızımı gözlerimin önünde öldürdü, kızlarımı göndermediğim için onları öldüremedi" dedi.

Oral Ailesi'nin avukatı Şemsettin Ersöz ise sanığın nişanlılık döneminde maktulenin telefon görüşmelerini bilmesine rağmen 4 ay nişanlılığını sürdürdüğünü ve olay günü 6 saat ailenin evinde oturduğunu belirterek, "Sürekli olarak 'Tahrik' diyorlar. Bize göre ortada bir kadın olduğu ve kadını değersiz gördükleri için aylar öncesinden planlanmış ve aile meclisi kararıyla işlenmiş bir cinayettir. Eğer tahrikse neden başkasıyla konuşan birine ısrar edip 13 Temmuz 2012 tarihinde düğün yapmak isteyip de evlenmeye kalktı?" dedi.

İDDİANAMEDEKİ HAKSIZ TAHRİK TALEBİ TUTARSIZ

Oral Ailesi’nin gönüllü avukatlığını yapan Reyhan Yalçındağ Baydemir ise ömür boyu hapis istemiyle yargılanan sanık Akif Yıldırım’a tahrik indirimi uygulanırsa 18 yıl hapis cezası alacağına dikkat çekerek, şöyle dedi:

"Tanık Ömer Yıldırım’ın kardeşini koruma güdüsüyle beyanda bulunduğu ifadelerinden anlaşılmaktadır, bu nedenle beyanları kabul etmiyoruz. Öncelikle iddianamede tahrik uygulanmasına ilişkin belirlemeyi kabul etmiyoruz. Son zamanlarda kadına yönelik şiddetin arttığı ve 127 ülke arasında ülkemizin 123’üncü sıraya gerilediği bir ortamda olayların bu noktaya gelmesinde tahrik uygulamasının ve cezasızlık halinin etkili olduğu kanaatindeyiz. Bu olayın bir boyutudur. Özellikle kız çocuklarına ve kadına yönelik şiddette bunun da etkili olduğu düşüncesindeyiz. Son zamanlarda basına yansıdığı kadarıyla erkekler ve hatta bütün aile olarak çok çabuk tahrik olur bir toplum haline dönüştük. Kız kardeşi pantolon giydiği, bir başka erkekle gezdiği için, kadın boşanmak istediği için olayın tarafı olan erkek aniden tahrik olmaktadırlar. Özellikle ülkemizin taraf olduğu uluslar arası sözleşmeler ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri itibariyle iddianamedeki tahrik uygulanmasına ilişkin talebin tutarsız olduğu kanaatindeyiz. Öncelikle bu iddianamenin reddi gerekirdi. Ancak olay bu noktaya gelmiştir. Sonuç olarak iddianamede belirtilen tahrik uygulamasına ilişkin talebin dikkate alınmamasını, sanığın tutukluluk halinin devamını talep ediyoruz. Adil bir karar çıkacağına da inanıyoruz" dedi.

Savcının mütalaasını vermesinin ardından mahkeme başkanı Hakim İsmail Sezgin, sanık avukatı Ferhat Tozkoparan’ın nişanlılık ilişkisinin başladığı Kasım ayından cinayetin işlendiği güne kadar olan telefon kayıtlarının temini talebinin reddine; adli kontrol uygulamasının sonuçsuz kalacağı ve kaçma ihtimali bulunduğundan sanık Akif Yıldırım’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 18 Aralık 2012 tarihine erteledi.

BAYDEMİR: ÖLÜ KADINLAR VE KATİL ERKEKLER ÜLKESİ BURASI

Duruşmanın ardından Adliye önünde toplanan Oral Ailesi, yakınları ve Diyarbakır ile Tunceli’den gelen kadın derneklerinin temsilcileri, kadın cinayetlerini protesto etti. Avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir, kadın kuruluşları olarak duruşmayı izlediklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Biraz önce duruşması gerçekleşen olayımız 19 yaşında gencecik bir kadının nişanlısı tarafından öldürülmesi. Bediha Oral Nisan ayında nişanlısı tarafından öldürüldü. Tabi Türkiye gibi ülkelerde çok alışık olduğumuz bir şey. Ölü kadınlar ve katil erkekler ülkesi burası. Ve öldürülen kadınların öldürülmelerine gerekçe sayısız derecede fazla, listeyi uzatmak mümkün bunu hepiniz biliyorsunuz. Bu nedenle de erkekler haksız tahrik indiriminden yararlanmak üzere türlü çeşit gerekçeler üretiyorlar. Bu ülkede kadınlar eşini boşamak istediği için öldürüldü. 'Şiddete hayır' dediği için öldürüldü. Pantolon giydiği için, okula gitmek istediği için ya da nişanlısıyla evlenmeyeceğini anladığı için onu reddettiği için öldürüldü ve öldürülmeye devam ediyor. Yine bu hükümet süresince kadına şiddetin yüzde 1400 arttığı gerçeği bizzat hükümet kaynaklarınca da zaten bilinen bir şey. Bizler buradayız çünkü bir daha tek bir canımızı hemcinsimizi bu cinayetlere kurban vermeyeceğimizi söylemek için buradayız. Buradayız katillerin peşini bırakmayacağımızı söylemek için buradayız. Buradayız bunun herhangi bir şekilde sadece kişisel erkek cinayetleri olmadığı ama aynı zamanda politik bir tutum olduğu, bir devlet aklının ürünü olduğunu bildiğimiz için de buradayız."

HAKETTİĞİ CEZAYI ALSIN VE SON OLSUN ARTIK

Maktule Bediha Oral’ın ablası Ayten Oral, ise kardeşinin cinayetinin son olmasını istedi. Oral, "Benim Bediha’nın ablası olarak şu an içim yanıyor, başka bir ablanın içi yanmasın. Kimsenin ocağı sönmesin huzuru bozulmasın. Bunun için de herkes hak ettiği cezayı alsın istiyoruz. Alsın ve son olsun artık. Hem Türkiye’de hem de her yerde son olsun artık" dedi.

Ayakta durmakta zorluk çeken anne Sabiha Oral ise yakınlarının kollarında yürüyüp cinayete kurban giden kızının fotoğrafını öperek ağladı.