Elazığ'da yaklaşık 2 ay sürecek 'Sağlık için sağlıklı süt için' kampanyası, Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen seminer, halk oyunları gösterisi ile başladı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal ile Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tanju Besler'in verdiği seminerin sunuculuğunu Toprak Sergen yaptı.

Prof. Dr. Tanju Besler, sağlığı tehdit eden açık süt tüketiminin önlenmesi ve toplumun bu yönde bilinç kazanması amacıyla 2001 yılından bu yana 70 ilde 6.5 milyonun üzerinde kişiye bu seminerlerle bilgi aktardıklarını söyledi. Hayatın her döneminde süt içmek gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Besler, "Çocukluk ve ergenlikte süt içmek büyüme gelişmeye katkı sağlar, diş ve kemikleri güçlendirir, enerji ihtiyacını karşılamaya yardımcı olur. Sütün içerisindeki yağ bileşenleri küçük yaş grubu çocukların zeka ve entelektüel kapasitelerinin artmasına katkı sağlar. Günde 2.5 su bardağı ve daha fazla süt tüketen çocukların, daha az tüketenlere göre, 3 yıl sonunda 2- 3 santimetre daha uzun oldukları gözlenmiştir" diye konuştu.

Prof. Dr. Serhat Ünal ise farklı zamanlarda Türkiye’nin farklı kentlerinde açık sütle ilgili pek çok araştırma yapıldığını belirterek, sonuçların sağlık açısından son derece vahim denecek tablolar içerdiğini söyledi. Sokaktan alınan sütü mikroplardan arındırmak için 90 ila 95 derecede 10- 15 dakika kaynatmanın mikropların tamamını öldürmeyebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Ünal, sütün kaynatılınca içindeki besin değerlerini önemli oranda kaybedeceğine, bir özelliği olmayan beyaz bir sıvı haline geleceğini vurguladı.

Geçen yıl yaşanan okul sütü problemlerine de değinen Prof. Dr. Serhat Ünal, şöyle dedi:

"Sütün bağırsaklara geldiği zaman parçalanmasını sağlayan özel bir enzim var. Süt şekerini parçalıyor. Uzun süre süt içilmediği zaman bu enzimde bir yavaşlanma oluyor ve eğer uzun süre süt içmedikten sonra fazla miktarda süt içilirse gaz ve ishale neden olabiliyor. Geçen senelerde olan hadiselerin bu neden olduğu ortaya çıktı. Tabii demin anlattığım pastörize sütler yada kutu sütler iyi şartlarda saklanmamışsa hele hele kutu delinmişse orada da mikrop olabilir ama geçen sene yaşanan o karın ağrısı, gaz gibi şikayetlerin çok önemli kısmının mikrobik bir hastalık olmadığı, bu tür enzim eksikliklerinden, enzim yavaşlığından kaynaklandığı ortaya çıktı. Ben okul sütünü sosyal sorumluluk olarak görüyorum. Okula giden çocukların her birinin mutlaka günde 2 bardağa denk gelecek sütü almasını sağlamak hepimizin görevi."