Veli Demir, Eğitim İş Sendikası'nın Giresun Şubesi'ni ziyaretinin ardından, okullarda kılık kıyafet serbestliğiyle ilgili açıklamalarda bulundu. "Hiç gerek yokken kılık kıyafet yönetmeliği çıkartıldı" diyen Demir, "Bu yönetmelik ülke gerçeğinden uzaktır. Öğrencilerimizin, velilerimizin hiçbir zaman böyle bir isteği olmamıştır. Gelir adaletsizliğinin bu kadar yoğun olduğu ve yoksulların pazar yerlerinden ekmek topladığı bir ülkede siz, 'Ben formayı ve önlüğü serbest bıraktım' diyemezsiniz. Yaşanan bu yoksulluk sınıfları da bölecektir. Sınıfın bir tarafında lüks markalar sergilenirken, bir bölümünde de pazar yerinden alınmış, çocuğun üzerinde emanet gibi duran bir giysi yer alacak. Bir sınıf birbirini anlamayan iki gruba ayrılacak" diye konuştu.

FORMAYA DÖNÜŞ VAR

Amerika’da ve Avrupa’da tekrar formaya dönüldüğünü anlatan Demir, yönetmeliğe karşı olduklarını yineledi ve şöyle devam etti:

"Siyasal iktidarın örnek aldığı ülkeler 1996 yılından sonra tekrar formaya dönmeye başlamışlardır. Çünkü belli bir forma giyen çocuklarda disiplin daha fazla sağlanmakta ve başarı artmaktadır. Kılık kıyafet yönetmeliğine iki şekilde karşıyız: Birincisi, bilimsel ve pedagojik değildir, ikincisi ise Tevhid-i Tedrisat'a aykırıdır. Dolayısıyla, biz bu yönetmeliği bugün itibariyle yargıya taşıdık. Bu yönetmeliğin iptali için bugün Danıştay Başkanlığı'na başvurumuzu yaptık. Eğer Danıştay iptal etmezse, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağız."

'DÜŞMANLIK YARATACAK'

Demir, ihtiyacı giderilemeyen çocukların başka yollara başvurabileceğini ve intiharlara kadar gidebileceğine dikkat çekerek şunları söyledi:

"Bir gün aynı kıyafeti giyen çocuk haklı olarak birkaç gün daha giymek istemeyecektir. Bu özelikle de ergenlik çağına giren çocuklarda görülecektir. Her gün anne ve babanın başı ağrıtılacaktır. Bunlardan dolayı intiharlar duyulacaktır. İhtiyacı giderilemeyince çocuklar başka yollara başvuracaktır. Öğrenciler kılık kıyafetlerini kendileri temin etmek zorunda kalacaklardır. Bu bir risktir ve tehlikelidir. Çocuklar beslenmelerine kullanacakları o parayı biriktirerek kıyafet için kullanacaklardır. Bu da sınıfta bir düşmanlık yaratacaktır. 'Ben niye senin giydiğini giyemedim?' düşüncesiyle düşmanlık olacaktır. Avrupa ve Amerika bunu gördü ve geri döndü. Türkiye’de bu yanlıştan geri dönmelidir."

'YARGIYA GÜVENMEK İSTİYORUZ'

Veli Demir, son olarak kendisine yöneltilen "Danıştay’ın kararını hangi yönde bekliyorsunuz" şeklindeki soruya da şu yanıtı verdi:

"Ulusal yargının son dönemde bizce kararları tartışılmaktadır. İsabetli kararlar vermediği söylenmektedir ama her şeye rağmen güvenmek istiyoruz. Eğitim İş olarak tüm demokratik tepkimizi ortaya koyacağız. Gerekirse bir eylem tarzı geliştireceğiz ve siyasi iktidarı uyaracağız. Sayın Bülent Arınç 'Yüce Allah verdikçe veriyor' demişti. Ben de Arınç’ın bu yorumundan yola çıkarak, 'Yağ kokarsa tuz vardır ama tuz kokarsa bunun çaresi yoktur' diyorum. Biz tuzun kokmasını istemiyoruz ve yargının, adaletin önemli olduğunu, bu konuda güveninin sarsılmaması gerektiğini düşünüyoruz."



HK (TM/CK)