Savcılığa suç duyurusunda bulunan Servet Cankurt, geçen yıl Kasım ayında “kadife pantolon, armalı kazak giymediği, kravat takmadığı” gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatıldığını, bu soruşturmanın geçen ay sonuçlandığını ve kınama cezası aldığını söyledi. Cankurt dilekçesinde, “Sadece ben değil üniversite bünyesinde görev yapan 400’e yakın güvenlik görevlisi de benimle aynı şekilde giyiniyordu. Neden benim için böyle bir uygulama yapıldı bilmiyorum. Zira yeni kıyafetler de 15 Ocak’ta dağıtıldı. Ben bunları yaşayacak ne yaptım ? İşimi yeterince yapmıyor muyum diye düşünüp duruyorum. Beni ötekileştirmeye çalışıyorlar. Devamlı kontrol ediliyorum. Artık meslektaşlarımı bile hasım olarak görmeye başladım. Bu tür uygulamalara maruz kaldım. Bana bunu yapıp mobbing uygulayan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’dan 10 bin, Güvenlik Müdürü Hacer Çolpan’dan 5 bin ve Güvenlik Şefi Ercan Aksakal’dan 3 bin liralık tazminat istiyorum. Kendimi yüce Türk adaletine emanet ediyorum ve adaletin tecelli edeceğine inanıyorum” dedi. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ise, cevap dilekçesinde, konunun yargı sürecine taşındığını, bu süreçte herhangi bir yorumda bulunmak istemediğini söyledi.

Soruşturmanın tamamlanmasının ardından İzmir 13’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldı. Davanın bugünkü duruşmasına, Servet Cankurt ile tarafların avukatları ve davacı tanıkları Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Banu Çiçek Bilkay, İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Büyükkeçeci ve güvenlik görevlisi Murat Atıcı katıldı.

ELİNİ BİLE SIKMADI

Tanıklardan Prof. Dr. Banu Çiçek Bilkay, Servet Cankurt ile ilk olarak rektörün odasında tanıştığını, daha sonra Cankurt’un olmadık yerlerde çalıştırıldığını, tuvalete gitmelerden bile soruşturma başlatıldığını, bayramlaşma töreninde rektörün herkesle tokalaştığını, onun elini bile sıkmadığını belirterek, “Candeğer Hanım’a, Servet’in kendisine en az 150 oy kazandırdığını söyledim, o zaman bana Servet’in alevi olduğundan bahsetti” dedi. Prof. Dr. Büyükkeçeci de, Cankurt ile rektörün odasında tanıştığını söyleyerek, Cankurt’un onkoloji servisi, Sarnıç’taki yüksekokul, nükleer tıp, kalp damar servisi gibi kampüsün çeşitli yerlerinde çalıştırıldığını, bu yer değiştirme işleminin herkese uygulanmadığını, diğerlerinin genelde aynı yerde çalıştıklarını anlattı. Cankurt’un bu süreçte kalp spazmı geçirdiğini belirten Prof. Dr. Büyükkeçeci, bunun yaşadığı sıkıntılardan ve stresten kaynaklanmış olabileceğini dile getirdi.

GRUPTAN DIŞLANMIŞ OLUYOR

Güvenlik görevlisi Atıcı da, Servet Cankurt’un görev yerinin değiştirilmesine dair bilgi verirken, Hakim Mehmet Kankılıç Okayer’in, “Kurum içerisinde başka bir bölümde güvenlik görevlisi olarak görevlendirilmesi ne gibi bir zarar getirdi” şeklindeki sorusuna, “Gruptan dışlanmış oluyor, evine gidip gelmede ulaşım sorunu yaşayabilir. Başka bir yere görev verildiğinde bunun da bir açıklaması olması lazım, keyfi olarak değişim yapılmaması lazım” karşılığını verdi. Atıcı, üniversitenin hastane bölümünde çalıştıklarında döner sermayeden 500-600 lira gibi bir pay aldıklarını, hastane dışındaki görevlendirmelerde bu parayı alamadıklarını söyledi. Hakim Mehmet Kankılıç Okayer, bir dahaki celsede davalı tanıklarının dinlenmesi için duruşmayı Şubat 2013’e erteledi.