DSP İzmir İl Binası’nda partililerle birlikte toplantı yapan Türker, ekonomiden, dış politikaya, muhalefetten, uluslararası ilişkilere kadar gelişmeleri değerlendirdi. Genel Başkan Türker, iki kez tıbbi operasyon geçiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın görevinden ayrılıp dinlenmeye çekilmesi gerektiğini söyledi. Dış güçler tarafından ülkenin kaosa sürüklendiğine dikkat çeken Türker, “Başbakan rapor alsın ve görevini vekaleten bir milletvekiline bıraksın. Yoksa sağlığı tehlike altına girecek” dedi.

Türker, geçtiğimiz yıllarda Türkiye’nin Irak’a askeri müdahalede bulunması için, dış güçler tarafından yapılan baskıların bu kez de Suriye operasyonu için tekrarlandığına dikkat çekti.

BAŞBAKAN SAĞLIĞINA KAVUŞSUN

O dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in, Müslüman ülkeye saldırmamaktaki kararlı tutumunun altını da çizen Türker, Erdoğan hükümetinin de aynı tavır içinde olmasını istedi. Türker, “Dış politikamız önemli bir noktaya taşındı. Özellikle Suriye’ye müdahale edip etmeme konusunda Başbakan Erdoğan da büyük tehlike altındadır. Dış güçler, Suriye meselesini Türkiye’nin üzerine yıkmaya çalışıyorlar. Ülkemiz, savaşa sokulmak isteniyor. Yabancı devletlerin bu tutumunun, Erdoğan’ın hastalıklar ve ameliyatlar ile boğuştuğu bir döneme denk gelmesi manidar. Rahmetli Bülent Ecevit de Irak meselesinin tartışıldığı bir dönemde hastaydı, ancak Irak konusunda yoğun baskı yapıldı. Sonrasında bu hastalığı tedavi edilemez bir noktaya taşındı. Başbakan Erdoğan da ardı ardına iki ameliyat geçirdi. Şu anda baskı altında. Bizce, kendisi Başbakanlığı bıraksın. Bir iki ay rapor alsın ve sağlığına kavuşsun. Bu süre içinde yerine başkası vekalet etsin. Ülkemizin kaosun içine sürüklenmemesi için bu şart. Sağlığını kazanmasını istiyoruz çünkü aynı gemideyiz” dedi.

1.5 PARTİLİ DÜZENE GİRİLDİ

Genel Başkan Türker, “Hükümet, yaptığı yasal düzenlemeler ile iki partili bir siyasi düzen yaratmayı amaçladı. Muhalefetin de sesini kısınca, bir buçuk partili bir düzene girildi. Gerek meclis içinde gerekse meclis dışında, muhalefetin konuşmaması için her türlü engel konuldu. Bu bağlamda CHP Lideri Kılıçdaroğlu için hazırlanan fezleke aslında bütün muhaliflere hazırlanmıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerindeki baskılar da Kocaoğlu nezdinde tüm muhalif belediye başkanlarını kapsamaktadır. Kendisini iki kez telefonla aradım ve her zaman yanında olduğumuzu belirttim. Sivil toplum liderlerinin siyaset yapmalarının da önü kapatılıyor. Muhalefete yapılan baskıların geldiği nokta budur. Dış borçlar ödenemez hale geldi. Ülkemize sıcak para akışı durma noktasında. Uluslararası itibarımızı kaybediyoruz. Üçüncü köprü ihalesine hiçbir firma katılmadı bile. Yarınlarımız baskı altına alınmaya çalışılıyor” diye konuştu.

HALKA ÖDETİLMESİN

DSP Genel Başkanı Masum Türker, ayrıca, MİT Yasası’ndaki ek düzenlemelerle ilgili de tepkisini dile getirdi. Yasa değişikliklerinin sadece birkaç kişiyi korumak adına yapılmaması gerektiğine dikkat çeken Türker, “Yapılan düzenlemeyi doğru bulmuyoruz. Benzeri, Genel Kurmay Başkanı için de yapılmalıydı. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, ifadesinde 'Ben de bazı şeyleri Başbakan’ın bilgisi dahilinde yaptım' derse ne olacak. Bu işin sonu Başbakan’a dayanmayacak mı? Hukukun, kişilere bağlı ve keyfi olarak kullanılması doğru değil. Kişisel özgürlüklerin kullanılamayacağı noktadayız. Hükümet ve cemaat arasındaki kavganın bedelini halka ödetmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. 



BK (İÖ/RT)