Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Hidrolik Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Muhammet Cahit Tuna, elektriğin depolanması konusunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin coğrafik yapısının uygun olduğunu belirtti. Almanya'nın 1980 yılında bu sistemle tuz mağarasında 200 mw civarında elektirik üretimine başladığını, ABD'nin de bu sistemle elektrik üretimi için Ayova Eyaleti'nde çalışma sürdürdüğünü söyleyen Dr. Tuna, şöyle dedi:

"270 mw gücünde enerjiyi bir nevi depolamak, malumunuz elektrik formunda elektrik, su veya hava formatında depolanabiliyor. Bunun için elektrik talebinin az veya ucuz olduğu saatlerde, hava veya su, mevcut bir hazneye doldurulup elektrik talebinin yükseldiği zamanlarda çalıştırılarak, ülkelerin pik elektrik ihtiyacı karışılanmış oluyor. Bu sistemin stabilsini sağlamak gibi bir amacı da var, aynı zamanda frekans düzenleyici olarak da görev yapabiliyor. Ve o pik saatlerdeki elektrik ihtiyaçlarını karşılıyor. Ülkemizde henüz bu konuda bir yatırım yok. 2016 yılı projeksiyonuna göre bir pik açığı görünmekte. Biz de bu amaçla ülkemiz için ne yapabiliriz diye düşündüğümüzde, aklımıza bu depolama sisteminin ülkemizde yapılması yönünde bir kamuoyu araştırması çalışması yapmak geldi."

ÖRGÜTÜN KULLANDIĞI MAĞARALAR DEPO OLABİLİR

Terör örgütü tarafından kullanılan çok katlı mağaraların bu sistemde birer depo olarak kullanılabilineceğini söyleyen Dr. Tuna şöyle devam etti:

"Özellikle ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin arazi yapısından dolayı çok büyük mağaralar olduğu bilinmekte. Hatta bu son yapılan operasyonlarda Hakkari ve Şırnak’ta 7- 8 katlı mağaraların olduğunu duymuştuk. Bunlar kullanılabilir. Malum o bölgelerin ıssızlığından dolayı bu şekilde yapılırsa bölgenin güvenliği sağlanır, denetimi de kolay olur. Mağaranın büyüklüğü tabi ki bu enerji yatırımının kurulum gücünü değiştirmektedir. Her mağara olmaz. Bunun büyük ve yer altına doğru uzaması gerekiyor."

SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?

Dünyada bu sistemi kullanan ülkelerden örnekler veren Tuna, bu depolama sistemi için büyük yeraltı boşlukları, doğal mağaralar veya tek edilmiş madenlerin kullanıldığını anlatarak, şunları söyledi:

"Dünyada sistem şöyle çalışıyor; Havadan elektrik üretme değil de, atmosferdeki havayı elektriğin ucuz olduğu saatlerde komprosor vasıtasıyla mağaranın içerisine doldurup sıkıştırıyorsunuz. Tabi bunu yapmadan önce mağaranın sızdırmazlığını sağlıyorsunuz, o inşa işlemlerini geçtikten sonra. Bu doldurulan hava daha sonra elektrik ihtiyacını pik saatlerinde lastiğin sipobu gibi çalıştırılarak o havanın sahip olduğu basıncın tribünleri çevirmesi ile elektrik enerjisi üretiyor. Aynı sistem suda da kullanılıyor. Suda pompaj hidroelektrik santrali olarak geçiyor. Orada mantık aynı. Orada da elektriğin ucuz olduğu saatlerde suyu yüksek bir hazineye depoluyorsunuz, daha sonra elektrik ihtiyacınız olduğu zaman yüksek hazneden aşağı doğru düşürüyorsunuz."



ŞG(GG/COŞ)