Olay, geçen 10 Ağustos'ta meydana geldi. Aydın'ın Kuşadası İlçesi’nin ünlü mekanlarından Kazım Usta Restaurant'ın sahibi Ali Arıkan ve eşi Adalet Arıkan ile oğulları Asil Kazım Arıkan, İzmir'in Selçuk İlçesi’ndeki Keçikalesi Mevkii eteklerinde bulunan çiftliklerine gitti. Babasıyla aynı işi yapan yeni evli Asil Kazım Arıkan, akşam yemekten sonra, 21 yıldır yanlarında çalışan Ali Okuroğlu ile birlikte, bir gün önce mısır tarlasına zarar veren domuzu öldürdükleri Zeytinköy yoluna giderek, başka domuzlar için pusuya yattı. Ancak bir süre sonra tuvalet ihtiyacını gidermek isteyen Arıkan, pusuda bekledikleri yerden ayrılarak tarlaya girip, bir de sigara yaktı. Bu sırada gürültüyü duyan Ali Okuroğlu, karanlıkta parlayan sigaranın ateşini domuz gözü sanıp tetiğe bastı. Koşarak ateş ettiği yere giden Okuroğlu, domuz yerine patronunu vurduğunu gördü. Ambulansla Selçuk Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Asil Kazım Arıkan, yolda yaşamını yitirdi.

Ali Okuroğlu hakkında önce Selçuk Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'taksirle ölüme neden olmak' suçundan 6 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Mahkeme, dosyayı 'görevsizlik' kararıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.

Ali Okuroğlu, İzmir 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlandı. Yapılan duruşmaya tutuklu yargılanan sanık Ali Okuroğlu ile avukatı Kurtuluş Kanat ve Arıkan ailesinin avukatı Ertuğrul Tuncel katıldı. Tutuklu yargılanan Ali Okuroğlu, "Ben kardeşimi kaybettim, bilerek öldürmedim. Bana iftira atılmaktadır. Ben ölenin malını bekliyordum, kendisini başka bir yerden çağırıp da 'Gel domuz bekleyelim' demedim. Vicdansızlık yapıldığını düşünüyorum. Ölen kardeşim gibiydi. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum" dedi.

Duruşmada tanık olarak dinlenen polis memuru Burhan Vardar, Eşref Çiftçi adlı kişinin 'Nadir Dikmen ile Ali Okuroğlu arasında tarihi eser kaçakçılığıyla ilgili bir mesele bulunduğu, bunu bilen Asil Arıkan'ın da ortadan kaldırmak için vurulduğu' şeklinde ifade verdiğini anlattı. Tanık Eşref Çiftçi ise polis Burhan Vardar'ın söylediği gibi ifade vermediğini, olaydan sonra Vardar'la "Bu çocuk hem kendi başını hem arkadaşını yaktı" diye konuştuğunu söyledi.

Mahkeme başkanının ifadelerdeki çelişkiler üzerine tekrar soru sorduğu Vardar, "Ben başımı yastığa koyduğum zaman rahat uyuyorum, vicdan azabı çekmiyorum. Kim yalan söylüyorsa Allan ona acıların en büyüğünü göstersin" dedi. Tanıkların ifadelerinde ısrar etmeleri nedeniyle çelişkinin giderilemediği, zabıtlara geçirildi.

Kahvehane işletmecisi tanık Nadir Dikmen de olayı duyunca Ali Cengiz Arıkan'ı aradığını ve hastaneye gittiğini belirterek, "Ali ile Asil'in araları iyiydi, herhangi bir husumetleri yoktu. Gece domuz beklerken Ali, Asil'i yanlışlıkla vurmuş. İlk duyduklarım böyleydi, sonra başka yanlara çekildi" diye konuştu. Dikmen, mahkeme başkanının sorusu üzerine, Ali Okuroğlu ile arasında tarihi eser kaçakçılığına ilişkin bir mesele olmadığını söyledi.

Duruşmada dinlenen, olayda hayatını kaybeden Asil Kazım Arıkan'ın babası Ali Cengiz Arıkan da polis Burhan Vardar'ı 20- 25 yıldır tanıdığını belirterek, kendisine olayın kaza olduğunu söylediğini, Eşref Çiftçi'nin "Nadir Dikmen'le Ali arasında bir tarihi eser kaçakçılığı meselesi varmış. Bunu bilen Asil'i ortadan kaldırmak için böyle bir şey yapılmış" şeklinde ifade verdiğini anlattığını aktardı. Arıkan, mahkeme başkanının sorusu üzerine, olayda kesinlikle kasıt olduğunu düşündüğünü vurguladı.

TAHLİYE EDİLDİ

Mahkeme heyeti, sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, delil durumu, dellilerin büyük oranda toplanmış olması, toplanmamış dellileri değiştirme ve karartma ihtimalinin bulunmaması ve suçun sanık lehine vasıf değiştirme ihtimalinin bulunmaması nedeniyle oy çokluğuyla tahliyesine karar verdi. Yedi aydır tutuklu bulunan ve tahliye olan Ali Okuroğlu, bürosuna geldiği avukatı Kurtuluş Kanat ile özgürlüğüne kavuşmasının sevincini paylaştı. Okuroğlu, "Tanıklar duruşmalara gelmeyip, davanını uzaması ve benim tutuklu kalmam için çaba harcadılar. Adalet er geç yerini bulacaktır. Yedi ay cezaevinde yattım. Özgürlük çok güzel bir şey" dedi.



BK(İÖ/SS)