Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayesinde Antalya'da düzenlenen 2'nci Uluslararası HOPEFOR Konferansı'nın açılış oturumuna katılan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, HOPEFOR girişiminin doğal afetlere karşı bölgesel ve uluslararası düzeyde Birleşmiş Milletler (BM) şemsiyesi altında geliştirilen bir inisiyatif olduğunu söyledi. 

Türkiye ve dünyada afet sayısı, bunların neden olduğu can kayıpları ve ortaya çıkan maliyetin iyi düşünülmesi gerektiğini belirten Atalay, dünyanın en gelişmiş ekonomilerinin bile doğal afetler karşısında çaresiz kaldığını söyledi. Bu gerçeğe rağmen afetlerin az gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlara daha fazla zarar verdiğini dile getiren Başbakan Yardımcısı Atalay, uluslararası işbirliğinin önemini vurguladı.

Afet riskinin azaltılması ve sonrasında etkili yönetim koordinasyonun Türkiye'nin bu alandaki müdahale ve mücadelesinin temelini oluşturduğunu belirten Beşir Atalay, şöyle dedi:

"Küresel dünyamızda artık hiçbir ülke tek başına her şeyi yapacak güce sahip değil. Büyük değişim ve dönüşümlerin yaşandığı yüzyılımızda da ne kadar bilgi çağı kabul edilse de afet konusunda bilgi eksikliği olduğu, hazırlık, eğitim ve bilinçlenme konularında yeterince gelişme sağlanamadığı bir gerçek. Türkiye olarak son yıllarda her alanda gelişme göstermiş ülkeyiz. İşte yaşadığımız afetlerden edindiğimiz tecrübeyle afet yönetimi konusunda önemli değişim ve dönüşümler yaşadık, yaşıyoruz."

"İNSAN CANI HEPSİNDEN KIYMETLİ"

Başbakanlık bünyesinde AFAD'ın 2009 yılında kurulmasıyla geniş otoriteyle donatılmış, koordinasyon birimine kavuşulmuş olduğunu belirten Bakan Atalay, şöyle dedi:

"Yeni bir bakanlık kurduk. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Bunun işi şehirlerimizi ve bütün konutları tekrar gözden geçirmek. Maliyeti yüksek bir proje ama bütün kentler ve konutlar gözden geçirilecek, depreme dayanıklı olmayanlar yıkılacak ve yerine yenileri yapılıp vatandaşlarımıza teslim edilecek. Maliyeti yüksek ama hiçbir maliyet insan canı kadar yüksek olamaz."

2013 BİLİNÇLENME YILI OLACAK

Aynı zamanda koordinasyonun geliştirildiğini belirten Başbakan Yardımcısı Atalay, bu çalışma kapsamında Türkiye'nin 15 bölgeye ayrılarak her bölgede afet öncesi, afet anı ve sonrasında o bölgenin özelliklerine göre çalışmalar başlattıklarını kaydetti. Beşir Atalay, her bölgede, bölgenin özelliklerine göre çadırdan arama kurmak malzemelerine, aydınlatmadan ısıtma malzemelerine kadar yeteri miktarda bulunacağını ifade etti.

Türkiye'nin şu an 65 bin olan çadır stoğunun yıl sonuna kadar 100 bine çıkacağını belirten Başbakan Yardımcısı Atalay, "Ayrıca stratejik plan hazırladık. 2013-17 planı özü afetlere dirençli toplum oluşturmayı hedefliyor. Bunun içinde eğitim var. Daha fazla bilinçlendirme ve daha fazla hazırlıklı olma var. Büyük bir afet eğitim merkezini de Bursa'da inşa ettik" dedi.

VAN DEPREMİNİN MALİYETİ 5.5 MİLYAR TL

Afet anında koordinasyonun sağlanması konusunda yürütülen çalışmalar çerçevesinde Türkiye'de bir afet olduğunda düğmeye basıldığında bütün kurumların o anda ne yapacağını bilecek düzeye geldiğini belirten Atalay, Van depreminin bu noktada bir sınav olarak başarıyla geçildiğini kaydetti. Van depreminde afetten etkilenenlerin yaralarının sarılması, prefabrik konutlardan kalıcı konutlara kadar geçen tüm sürecin bütçeye getirdiği yükün yaklaşık 5.5 milyar TL olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Atalay, “Mali yönden bütçemizin rahatlığı çalışmalara imkan sağlamıştır" dedi.

İKİ KONTEYNER KENT DAHA KURULUYOR

Antalya'da düzenlenen 2'nci Uluslararası HOPEFOR Konferansı'nda Türkiye'de bulunan Suriyeli göçmenlerle ilgili bilgi veren Başbakan Yardımcısı Atalay, konuyla ilgili şunları söyledi:

"Suriye sınırımız 910 kilometre. Biz en uzun komşuyuz Suriye'yle ve Suriye'de olaylardan en fazla etkilenen ülkeyiz. Ülkesinde bu zulümden kaçıp, baskıdan kaçıp Türkiye'ye sığınan insan sayısı 120 binin biraz üzerine çıktı. 125 bine yaklaşıyor. Şu anda bizim 13 çadır kentimiz, ayrıca 12 bin kişilik konteyner prefabrik yapı kentimiz var. 2 tane daha konteyner kent kuruyoruz."

"1.1 MİLYON İNSAN AFETLERDE HAYATINI KAYBETTİ"

Konferansın açılış konuşmacılarından Afet Acil Durum Yönetimi Başkanı Dr. Fuat Oktay, 2011 sonu itibariyle, dünyada son 10 yılda 1.1 milyon insanın doğal afetlerde hayatını kaybettiğini, 2.7 milyon insanın bu afetlerden etkilendiğini ve ortaya 1.3 trilyon dolar maliyet çıktığını dile getirdi. AFAD'ın bir strateji değişikliğiyle doğal afet öncesi ve sonrasında etkin, hızlı müdahale imkanına kavuştuğunu belirten Fuat Oktay, şöyle dedi:

"Kütahya Simav, Elazığ ve Van depremlerinde AFAD'ın gerçekleştirdiği başarılı koordinasyonla dakikalar içinde arama- kurtarma çalışmaları başlamış, saatler içinde tamamlanma aşamasına gelmiştir. Simav'da 5-6 ay, Van da ise 15 bin konut 10 ay içinde hazırlanarak hak sahiplerine teslim edilmiştir." 

Antalya Valisi Ahmet Altıparmak ise doğayla uyumlu olamama, hızlı nüfus artışı ve yerleşim alanlarındaki sağlıksız yapılaşmanın, doğal afetlerin yıkıcılığını artırdığını söyledi.

'MÜKEMMELİYET MERKEZİ'

Katar Başbakan Yardımcısı ve Bakanlar Kurulu'ndan sorumlu Devlet Bakanı Ahmad bin Abdullah bin Zaid Al-Mahmoud, geçen yıl ev sahipliği yaptığı konferansın ardından ülkesinde sivil savunma ve askeri kanada düşen görevi nasıl organize edeceğimiz konusunda çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Katar için önemli noktanın ilk konferansta karar altına alınan bir mükemmeliyet merkezi kurulması olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Al-Mahmoud, "Buradaki amaç hem askeri hem sivil kesimlerini bir arada çalışmasıdır" dedi.

"BİRLİKTE HAREKET EDEBİLMELİYİZ"

Dominik Cumhuriyeti Devlet Bakanı Gustavo Montalvo Franco, iklim değişikliğini sınır tanımadan tüm dünyada etkilerini göstermekte olduğunu söyledi. Karayip denizinde bir ada ülkesi olan Dominik'in doğal afetlerden çok ciddi şekilde etkilendiğini anlatan Devlet Bakanı Franco "Çok güçlü, cömert insanlar olarak hareket etsek de bu tür afetler başımıza geldiğinde birlikte hareket edebilmeliyiz" dedi.

"SONUÇ FELAKET OLURDU"

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Politika Araştırma ve Geliştirme Birimi Şefi Hansjoerg Strohmeyer, konferansın açılış oturumunda yaptığı konuşmada Suriye'de 1.2 milyon insanın ülke içerisinde zorla yerlerinden edildiğini söyledi. En çok kadınları ve çocukları etkileyen bu yerinden edilme sonucunda birçok Suriyelinin sınırları geçerek başka ülkelere sığındığını belirten Hansjoerg Strohmeyer, "Türk makamları, Lübnan ve Ürdün gibi Suriye'nin komşu ülkeleri yardım ettiler. Misafirperverlikleriniz ve sizlerin cömertliği olmasaydı sonuçlar felaket olurdu" diye konuştu.