Son 35 yılda sahip olduğu alanın yaklaşık üçte birini kaybeden Burdur Gölü için çalışan Doğa Derneği'ne, yenilenebilir enerji ürünleriyle tanınan Vaillant proje sponsoru oldu. Vaillant Eylül 2014 tarihine kadar Doğa Derneği'nin Burdur Gölü ile ilgili yapacağı çalışmalara sponsor olacak. Vaillant yetkilileri Doğa Derneği'yle birlikte Burdur Gölü'nü gezerek çekilmenin yaşandığı bölgeleri inceledi.

Türkiye'de de 'sürdürebilirlik' ilkeleri çerçevesinde 3- 4 projeye imza attıklarını belirten Vaillant Türkiye Genel Müdürü Levent Taşkın, sürdürülebilirlik konusunda çevre ve doğayla ilgili bir proje arayışında olduklarını, Burdur Gölü Projesi'nin kendileri için sponsor olmaya uygun bir proje olduğunu dile getirdi. Burdur Gölü'nün kurtarılmasına yönelik projenin, Türkiye'de diğer göllerin ve sulak alanların kurtulabilmesi için örnek bir proje olduğunu kaydeden Taşkın, "Hedefimiz birkaç yıl sonra buradaki çalışmaların sonuç vermesi ve Burdur Gölü'nün kurtulması. Bu projeyle birlikte devlet düzeyinde yönetmeliklerin değiştirilmesi, tarım politikaların gözden geçirilmesi ve diğer sulak alanların da tekrar verimli bir şekilde kullanılmasına yönelik çalışmaların ortaya çıkacağına inanıyoruz" diye konuştu.

BURDUR GÖLÜ SU KUYUSUNA DÖNÜŞECEK

Burdur Gölü'nün Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından biri olduğunu belirten Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz da, son 35 yıldır yaşanan çekilme nedeniyle Burdur Gölü'nün 3'te 1'inin kuruduğunu bildirdi. Gölde çok ciddi bir çekilme yaşandığını anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Bu çekilmenin nedenine baktığımızda su kaynakları üzerindeki müdahaleleri görüyoruz. Yerüstü suların önüne yapılan barajlar ve yeraltı sularının da sondajlarla çekilmesiyle, Burdur Gölü'nü besleyen damar işlevini gören akarsuların engellendiğini görüyoruz. Bu engelleme Burdur Gölü'yle birlikte bütün havzadaki yaşamı da etkiliyor. Burada yaşayan yaban türleri, dikkuyruk gibi popülasyonların azalmasını da görebiliyoruz. Geçmiş yıllarda dünya popülasyonunun yüzde 70'i burada konaklarken, şu anda çok azı burada konaklıyor. En ciddi sorun su politikalarındaki yanlış uygulama, tarım politikalarındaki yanlış uygulamalardan kaynaklanıyor. Tarımda çok su tüketen ürünlere yönelinmesi, diğer yandan ürünlerin sulanması sırasında çok su tüketilmesine neden olan tekniklerin kullanılması. Doğa Derneği olarak burada yaptığımız çalışmanın bir bileşeni de bu. Burada az su tüketen ürünlerin tercih edilmesi, az tüketen sulama tekniklerin kullanılmasına yönelik çalışma yapıyoruz."

ÇÖZÜM: BURDUR GÖLÜ YÖNETİM PLANI

Burdur Gölü Yönetim Planı'nın revizyon sürecinde olduğuna değinen Yılmaz, Burdur Gölü'ndeki çekilmenin durdurulması için en önemli mekanizmalardan bir tanesinin Burdur Gölü Yönetim Planı olduğunu vurguladı. Çekilmeyi durdurmak ve su seviyesinin yükselmesi için alınacak önlemlerin somut olarak yer alması ve hedeflerin konulması için çalışmalar gerçekleştirdiklerini anlatan Yılmaz şöyle dedi:

"Burdur Gölü'nde yılda 50 milyon hektometreküplük bir su açığımız var. Yaptığımız çalışmalar, Burdur Gölü'nün 2040 yılına geldiğimizde ekolojik hiçbir etkisi olmayan bir su kuyusu haline geleceğini gösteriyor. Önümüzdeki 3- 4 yıl çok önemli bir süreç. Gölün ekolojik etkisini kaybetmeden kurtarılması, gölle birlikte havzadaki yaşamın kurtarılması için bu süreç önemli."



OÖ(SU/COŞ)