Kuzey Irak'ın Duhok kentinde merkezi Mardin'de bulunan Kadim Akademi Derneği'nin düzenlediği ve üç gün süren Kürt Kültürü ve Düşüncesi Buluşması'nın sonuç bildirgesi Mardin Artuklu Üniversitesi'nde Kadim Akademi Danışma Kurulu Başkanı Doç.Dr. İbrahim Özcoşar, Kürdolog şair Doç.Dr. Selim Temo ve Doç.Dr. Lokman Toprak tarafından açıklandı.

Duhok'taki buluşmada, Iraklı Kürt yazar İbrahim Tahsin Doski'nin Kürtçe için Latin alfabesinin kullanılmasında bir sakınca olmadığıyla ilgili konuşmasını değerlendiren Doç.Dr. İbrahim Özcoşar, Türkiye'de Latin alfabesinin kullanılmasının ardından yaşanan travmayı hatırlatarak Iraklı Kürtlerin bu konuda daha bilinçli ve Türkiye örneğini dikkate alan bir tavır sergilemeleri gerektiğini söyledi.

Latin alfabesini kullanmak isteyen Kürtlerin bir kez daha düşünmesi gerektiğini belirten Doç.Dr. İbrahim Özcoşar, "Kürtler içinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin hatasını tekrarlayarak, Latin alfabesini kullanmak isteyenler yüzyılların birikimiyle oluşan Kürt yazın geleneğini bir kenara bırakıp, köklerinden bir kopuş yaşamak isteyip istemediklerini kendilerine bir kez daha sormalıdırlar. Gelenekten kopmanın aynı zamanda Kürtlükten kopuşla aynı anlama gelip gelmediği tekrar düşünülmelidir. Bu konu eğer laik seküler bir Kürt milleti oluşturmanın araçlarından biri olarak görülüyorsa, laik seküler bir yapının Kürtlere neler kazandıracağı, neler kaybettireceği konusu tekrar tekrar tartışılmalıdır" dedi.

'TÜRK VE ARAP MİLLİYETÇİLİĞİ, KÜRTLERE ÖRNEK OLAMAZ'

Doç.Dr. Özcoşar, Duhoklu bazı akademisyenlerin yaptıkları konuşmalara gönderme yaparak, tek parti Türkiye'sinde resmi söylemi dillendiren tarihçilerin milliyetçi yaklaşımlarıyla benzer bir düşünce yapısının Kürtler arasında da yayılması ihtimaline değindi. Doç.Dr. Özcoşar, "Kürtlerin şimdiye kadar zarar gördükleri ve mücadele ettikleri Türk ve Arap milliyetçiliğine öykünmeleri anlaşılır bir durum değildir. Ortadoğu coğrafyası için bir sapma olan Türk ve Arap milliyetçiliği Kürtler için örnek olamaz. Kürtler bu süreçte, Baas Arapçılığı ve tek parti dönemi Türkçülüğünün izlediği stratejiyimi izleyecekler, yoksa kendilerine özgü bir strateji mi benimseyecekler? Bu konuları uzun uzun tartışmak gerekiyor. Tabii tüm bu tartışmalar Kürtlerin hak taleplerinin meşruluğunu gölgelememeli veya daha açık bir ifadeyle Kürtlere yönelik 'Arap ve Türk milliyetçiliğine öykünmeyin' söylemleri 'meşru haklarınızdan vazgeçin' şeklinde bir söyleme de dönüşmemeli" diye konuştu.

KÜRTÇE 'MEDENİYET DİLİ DEĞİL'E TEPKİ

Kürt akademisyenlerden Doç.Dr. Selim Temo, aynı buluşmada konuşma yapan Hollandalı Kürdolog Prof.Dr.Martin Van Bruinessen'e tepki göstererek dünyada Latince, Arapça ve Süryanice haricinde hiçbir dilin medeniyet dili olmadığını söyledi. Temo, "Kürtçe medeniyet dili mi? Kürtler kendilerine yönelik bütün iddiaları cevaplamak zorunda değiller. Ama Kürdistanda söylendiği için bu Kürtçenin medeniyet dili olup olmadığı konusuna cevap vermek istiyorum. Kürtçe'nin medeniyet dili olmadığını söyleyen kişiler, Türkçe'nin de medeniyet dili olmadığını biliyorlar. Bulgarca da, Arnavutça'nın da bir medeniyet dili olmadığını biliyorlar. Çünkü üç tane medeniyet dili var. Onlar da Arapça, Latince, Süryanice. Kürtçe medeniyet dili olmadığını söyleyenlerin altında Kürtçe eğitim yapılamaz düşüncesi yatıyor. Zaten bildiğimiz anlamda Kürtçe'nin medeniyet dili olmadığını biliyoruz. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin yanında bütün dinsel, göksel haklarda da insanların doğuştan hakları vardır. Bunlar içinde de ana dilde eğitim de var" dedi.

Doç.Dr.Lokman Toprak ise, Kadim Akademi tarafından böyle bir programın Duhok'ta yapılıyor olmasına dikkat çekti. Toprak, bu tür buluşmaların daha sık yapılması gerektiğine ve Kadim Akademi olarak gelecek yıllarda benzeri programları İran ve Bosna Hersek gibi coğrafyalarda da devam ettireceklerini belirtti.



NG(GG/AAA)