Diyarbakır'da ilköğretim okulunda eğitim alan iki öğrenci aile içi ve okul başta olmak üzere gördükleri şiddeti öğretmenleri yazdıkları mektupla dile getirdi. Mektupların ulaştırıldığı Dicle Üniversitesi, harekete geçerek kentte 'Tüm yönleriyle şiddet çalıştayı' düzenleme kararı aldı. Kentte yarın başlayacak ve 2 gün sürecek çalıştay öncesi Dicle Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, geçen yıl Mayıs ayında yaklaşık 3 bin kişi ile görüşülerek anket yapıldığını söyledi.

Prof.Dr. Eyigün, Diyarbakır'ın şiddetle anılmaması için anket sonucu açıklamadıklarını ancak 2 ay önce iki ilköğretim öğrencisinin okulda, evde ve sokakta şiddet gördüğünü anlatan mektupları üzerine anket sonucunu açıklamaya karar verdiklerini söyledi. Prof.Dr. Eyigün, anket sonucunda, şiddetin Kürt sorunuyla birlikte daha geniş zemin bulduğunu, kadınların yüzde 10’unun ise, töre ve namus cinayetlerini onayladığının görüldüğünü söyledi. Anket sonuçlarının oldukça çarpıcı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Eyigün erkeklerin yüzde 24.7’sinin töre ve namus cinayetlerini gerekli görürken, kadınların yüzde 10’u da bu görüşe katıldığını söyledi.

Yaklaşık 3 bin kişi üzerinde yapılan ankete göre, töre ve namus cinayetleri gibi kültürel şiddet konularını onaylayanlar arasında muhafazakar ve milliyetçi dünya görüşüne sahip olanların oranının yüksek olduğu görüldü. Araştırmada, 4 kişiden birinin fiziksel veya toplumsal şiddete maruz kaldığı, şiddet gören öğrencilerin yüzde 13,4’ü ailesinden, yüzde 8,4’ü arkadaşlarından, yüzde 11’i okulda öğretmen ve yöneticilerinden, yüzde 26,8’i güvenlik güçlerinden, 40’ı ise 'diğerlerinden' şiddet gördüklerini belirtti. Çalışmada, yüzde 24’ünün töreleri resmi hukuktan daha önemsediği ortaya çıkarken, katılımcıların yüzde 50’sinin kısmen veya tamamen, 'namusa halel getirenin cezası ölümdür' görüşüne katıldı.

Prof.Dr. Eyigün, daha önceden büyük ölçüde bölgenin geleneksel yapısından beslenen şiddet olgusunun Kürt sorunu ile birlikte daha da zemin bularak yaygınlaştığının görüldüğünü belirterek, özellikle son dönemlerde Kürt ve PKK sorunu ile ilintili yaşanan sorunların toplumda bir şiddet dalgasına yol açtığının ortaya çıktığını söyledi. Katılımcıların yüzde 89’unun Kürt sorununun çözümlenememesinin toplumda bir şiddet eğilimini arttırdığı ve yüzde 48’inin ise çocukların sokak eylemlerine katılmalarının normal görüldüğünü ifade eden Eyigün, şiddetin hukuk işlemediğinden arttığına katılanların oranı ise yüzde 86 olduğunu açıkladı.

ÖĞRENCİNİN MEKTUBU

Kimliği gizlenen öğrencilerden birinin yaşadığı şiddeti kaleme aldığı mektup şöyle;

"Nasılsınız? İyi misiniz? İnşallah iyisinizdir. Allah’ın rahmeti üzerinize olsun inşallah. Amin. Siz çok iyi bir hocasınız, bunu bütün okul biliyor. Hocam sizden çok önemli bir şey söyleyeceğim yapacağınıza dair bana söz verin tamam mı? Hocam ben sınıfımı değiştirmek istiyorum çünkü 7/C sınıfından hep şiddet görüyorum. Sabahları okula endişe içinde geliyorum. Kendi kendime dayak yiyecek miyim? Yemiyecek miyim? diye düşünüyorum artık. Şiddet görmekten bıktım her yerde şiddet görüyorum evde, okulda, sokakta. Hocam ben evde yeterince şiddet görüyorum bari okulda görmeyeyim. Artık ben de rahatça okula gelmek istiyorum. Ne olur Allah aşkına bana yardım edin.

Ben birkaç gün 7/B sınıfını gözetledim. Baktım ki çok iyi sanki birbirleriylen kardeşler. Birlikte sevincini, mutluluğunu, üzüntünü paylaşıyorlar. Bende böyle bir sınıf hayal ediyordum. Mümkünse ben de 7/ B sınıfına gitmek istiyorum. Eğer beni 7/B sınıfına gönderirseniz ben şiddet görmeyeceğim okulda. Size hayat boyu borçlu kalırım. Ne olur hayrınız olsun./ yıllık sınıfımdan ayrı kalacağım ama zamanla alışırım.Dayak yemektense 7/B’ye gitmek daha iyidir. Saygılarımla."



CA,SS(GG/İD)