Diyarbakır'da BDP'lilerin düzenlemek istediği mitinge valiliğin izin vermemesi üzerine çıkan olaylar sırasında polis araçlarından Türkçe ve Kürtçe, "Valiliğin almış oldugu bir karar vardır. Bugün yapılacak olan yürüyüş oturma ve basın açıklamaları yasaklanmıştır. Yasağa uyun ve dagılın gidin evlerinize" diye uyarı anonasları yapıldı.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu milletvekillerinin zorla girmek istediği valilik binası önünde yaşanan arbede sırasında sert tartışmalar oldu. BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, valiliğin kapısına dayanarak, "Bu kapı açılacak, yoksa kapıyı kıracağız. Burası valinin babasının kapısı değil, benim memleketimin kapısı. Ben ağayım, ben paşayım; gelene kapıyı kapatmışlar. Vali bir gün buradan gidecek ama ben buranın sahibiyim" diye bağırdı.

DEMİRTAŞ'TAN VALİYE TEPKİ

Valilik önünde önlem alan polisler, BDP lideri Selahattin Demirtaş'a "Sizin yaptığınız yasal değildir randevu almadan devletin resmi kurumuna giremezsiniz" dedi. Bunun üzerine Demirtaş, "Siz çoluk, çocuk, yaşlı, kadın demeden coplarken, gaz bombası atarken, rendavu mu alıyorsunuz. Sen benim muhatabım değilsin. Git muhatabım gelsin, valin gelsin. Vali Bey gelsin, Emniyet Müdürü, Vali Yardımcısı gelsin. Ben Vali Bey'i bekliyorum. Benim partimin önünde anamı, bacımı, kardeşlerimi vali dövemez. Ara Vali'yi de içeri giriyorlar de. Yeter bu işkence, bu Vali bu şehri geriyor, kan döküyor. Valisi, Emniyet Müdürü buraya gelecek. Bunlar nasıl insanlarımızı dövüyorlar, dövemez bu vali. Burası valinin babasının malı değil. Bir gün gelecek bu halk sizi tükürüğünde boğacak. Vali benim partime randevulu mu giriyor? Vali benim partime girerken gaz bombasıyla coplarla randevulu mu giriyor?" dedi.

BAYDEMİR: ALLAH BELANIZI VERSİN

Bu sırada yaşanan arbedede bir partilinin burnunun kanaması üzerine Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, sert tepki gösterdi. Baydemir, "Biz Diyarbakır'ın yüzde 65 oyunu almış seçilmiş insanlarız. Allah faşizmi yok edecek, bir gün bu faşizm bitecek, yıkılacak faşizm. Allah belanızı versin, Allah belanızı versin, Allah belanızı versin. Faşistler, faşistler, şerefsizler, alçaklar, şerefsizler, faşistsiniz" diye bağırdı.

POLİS MÜDÜRÜ: BU SÖZLERİ SİZE İADE EDİYORUM

Bunun üzerine polis müdürü, "Bu söylediğiniz sözleri size iade ediyorum. Bu sözleri kameralar karşısında söylüyorsunuz. Türk halkı bunları görecektir. Bu yaptığınız yasal değil" dedi.

GÖZALTI GERGİNLİĞİ

Yaklaşık bir saat valilik kapısı önünde duran BDP'liler daha sonra ayrıldı. Bu sırada Halkların Demokratik Kongresi sözücüsü Haseyin Bayrak'ın gözaltına alınması üzerine Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile polisler arasında gerginlik yaşadı. Önder, gözaltını önlemek için polislerle tartışması sırasında itişmeler oldu. Polis, daha sonra Bayrak'ı gözaltına alırken, partililer araya girerek Önder'i uzaklaştırdı.

AHMET TÜRK: GEREKİRSE BEDENİMİZİ ÖLÜME YATIRACAĞIZ

Valilik bahçesi önünde açıklama yapan Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, "Bugün kendi öz yurdumuzda toprağımızda bir parya muamelesi ile karşı karşıyayız. Ve bugün burada yaşanan görüntüler Esad'ın Suriye'sini aratacak bir manzaradır. Burada bütün bu olumsuzluklara rağmen yine aklın vicdanın öne çıkmasını istiyoruz. Bu ölüm oruçlarının, kritik bir noktaya gelen ölüm oruçlarının ölümle sonuçlanmaması için çabalarımızı daha güçlü bir şekilde ortaya koyacağız. Ve biz bu ölümlerin önüne geçmek için gerekirse bizler bedenimizi ölüme yatıracağız" dedi.

ÖLÜMLERİ DURDURMAK ZORUNDAYIZ

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Valisi ile ilgili çok değerlendirme yapmaya gerek olmadığını belirtti. Açlık grevleri ölümle sonuçlanmadan çözüm bulması için, bir müzakere kanalı açılması için, Kürt sorununda demokratik yöntemlerinin devreye girebilmesi için herkesin çaba harcamasını isteyen Demirtaş, "Kimliği ne olursa olsun, düşüncesi ne olursa olsun, üniforması ne olursa olsun, içeride olsun dışarıda olsun biz bu ölümleri durdurmak zorundayız. Bizler siyasetçiler, Kürt siyasetçileri olarak, atılacak her doğru adımı canı gönülden destekleyeceğiz" dedi.

MÜZAKERELER BAŞLAMALI

Demirtaş, her şeyden önce Başbakan'ın dilinin üslubunun değişmesi gerektiğini söyleyerek, şöyle dedi:

"Ortada bir şov yok. Ortada bir aldatmaca yok. İnsan hayatı var mesele insan hayatı ise herkesin daha dikkatli konuşması lazım. BDP'nin bu çabalarını göz ardı eden bir yerden bakılmaması lazım. Biz şunun farkındayız, demokratik siyasetin yol ve yöntemleri açık oldukça bu kanallar güçlendikçe ölümleri durdurmak daha mümkün olacaktır. Biz bu kanalları daha da açmaya çalışıyoruz. Hükümetin de böylesi bir yerde durması lazım. Biz özellikle Başbakan'ın şantaj yaklaşımını kesinlikle kabul etmiyoruz. Ortada da böyle bir sorun yok. Ortada yüz yıllık dev bir sorun var. Ve bu sorunu çözebilmenin en etkili yolu olan müzakereler tıkandığı için bütün bu gerilim, çatışmalar, ölümler yaşanıyor. Bu ölümleri durdurabilmenin en etkili yolu da tıkanmış olan müzakerelerin yeniden başlayabileceği zemini oluşturmaktır."

"ÇÖZÜM İÇİN MESAJLAR VERECEKTİK"

Adalet Bakanı'nın çabalarını görmezden gelmediklerini belirten Demirtaş, bu çabaların yeterli olmadığını söyledi. Hükümetin bütün olarak meseleye ciddi yaklaşmasını isteyen Demirtaş, şöyle dedi:

"Bizlerde dahil hiç birimizi bu meseleye bir siyasi istismar meselesi olarak yaklaşmadık. Ortada siyasi bir sorun var ve siyasetçilerin ortaya koyduğu bir direniş var. Cezaevlerindeki insanlar siyasetçidir. Hepsi aklı başında iradesi olan, haksız yere tutuklanmış insanlardır, yargılanmadan içeride bekleyen insanlardır. Ya da ağır cezalara çarptırılmış siyasetçilerdir. Bugün Diyarbakır'da mitingimizi yapabilseydik belki de çözüme dair çok daha güçlü mesajlar verebilirdik. Ama bu engellendi diye bundan da vazgeçecek değiliz. Biz her saat, her dakika bu çabalarımızı daha da yoğunlaştıracağız. İçeride ve dışarıda ölümleri durdurmaya kararlıyız. Siyasetle bunu yapmaya kararlıyız."

VALİYE SORACAKTIK, 'SEN KİMİN ADAMISIN?'

Demirtaş, mitingi yasaklayan Vali Mustafa Toprak'a, Emniyet Müdürlüğü'nün miting yapılmasında sakınca yoktur görüşüne rağmen neden yasakladığını sormak için valiliğe geldiklerini söyledi. Demirtaş, şöyle dedi:

"Sen kimin adamısın? Tam olarak ne yapmaya çalışıyorsun? Amaçın nedir? Bunları kendisine yüz yüze sormak istiyoruz. Bugün bu şehirde bir açıklama yapıp belki de çözüme dair bir adım daha atacaktık. Ama kendisi bunu engelleyerek, sokakta çocuk çoluk kadın dövdürerek, gaz atıp bugün bunu engelledi. Biz buradan BDP olarak çözüme dair güçlü bir mesaj veremedik. Böyle bir ortamda veremiyoruz. Dolasıyla bunu engelleyen valiye Valilik binasından sormak istiyoruz. Sen kimsin? Kimden emir ve talimat alıyorsun? Diyarbakır'da görev yaptığın bu süre boyunca sadece savaşı kızıştırdın. Yürüyüşleri, mitingleri yasaklayarak yaptığın kışkırtıcı açıklamalarla dağda, şehirde her tarafta savaşı kızıştırdın. Tam olarak kimin adamısın diye yüzüne sormak için buradayız. Hükümetin, devletin, uluslararası güçlerin kiminse. Diyarbakır Valisi olmadığı net. Diyarbakır valisi falan değilsin. Kimin adamısın soruyorum. Burada da cevabını bekliyorum."

BDP'liler daha sonra valilik binası önünden ayrılıken, polisin aldığı sıkı önlemler sürdü.