Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nde 2009 yılında izinsiz gösteriye katılıp, 'terör örgütü üyesi' olduğu gerekçesiyle tutuklanan M.Ç., PKK'lı tutukluların yoğun olarak kaldığı D Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne konuldu. M.Ç., bir süre sonra ağabeyinin arkadaşı  S,İ.'nin kaldığı, cezaevinin L Blok, L-3 numaralı kovuşuna geçmek için dilekçe verdi. Dilekçe cezaevi yönetimi tarafından kabul edilerek, M.Ç. bu koğuşa yerleştirildi.

1.5 YIL ÖNCE 'TECAVÜZ' DİLEKÇESİ

Bir süre burada kalan M.Ç., 7 Eylül 2010 tarihinde cezaevi idaresine dilekçe vererek, aynı koğuşta bulunduğu S.İ.'nin tecavüzüne uğradığını iddia etti. Cezaevi yönetimi dilekçeyi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruştuma kapsamında şikayetçi M.Ç., Cumhuriyet Savcılığı'na getirilerek ifadesi alındı.

Cumhuriyet Savcısı'na verdiği ifadesinde koğuşta yalnız kaldığı S.İ,'nin kendisine deflarca tecavüz ettiğini Ööne süren M.Ç., "İkimiz yalnız olduğumuz için kimsenin bana inanmayacağını düşünerek bağırmadım. İnfaz koruma memurları ve savcı dahil herkesin kendisinden korktuğunu söylüyordu. Bu nedenle ben hiç bir şekilde direnemedim, karşılık veremedim" dedi.

'BANYOYA ÇAĞIRIP TECAVÜZ EDİYORDU'

Daha sonra S.İ. ile birlikte K2-3 numaralı koğuşa geçtiklerini belirten M.Ç. iddiasını şöyle sürdürdü:

"Orası 4 kişilikti. Bu koğuşta M.N.A. ve O.E. isimli tutuklular vardı. Bu koğuşa geçtikten sonra hemen her akşam S.İ. lif yaptırmak bahanesiyle beni banyoya çağırıp tecavüz ediyordu. Dışarıda diğer şahıslar olmasına rağmen ben korkumdan bağıramıyordum. Temmuz ayına kadar bu kişilerle beraber kaldım. Sonra kendi talebimle K Blok 4. Kısma geçtim. K Blok'a geçmeden önce İnfaz Koruma Başmemuru C.'ye bu durumu anlattım. Ancak ben dilekçe verene kadar işlem yapılmadı. Kendisiyle tekrar görüştüm ve dilekçe vermemi istedi."

M.Ç. ADLİ TIP'A SEVK EDİLDİ

Bunun üzerine Savcı, Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne yazı yazarak tarafların ifadesinin alınmasını ve C. isimli İnfaz Koruma Başmemuru'nun kimliğinin tespit edilerek şüpheli olarak savcılığa getirilmesini istedi. Savcılık, şikayetçi olan M.Ç.'nin de Adli Tıp Kurumu'na sevk edilerek fiziki muayenesinin yapılmasını talimatını da verdi. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Ahmet Dönmez, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na da olayı bildirerek adli ve idari soruşturma başlatıldığını belirtti. Bunun üzerine M.Ç., Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü'ne sevk edildi. Adli Tıp raporunda, tecavüz sonrası görülmesi beklenen travmatik değişikliklerin, olaydan kısa bir süre sonra iz bırakmaksızın kaybolabileceği belirtilerek şöyle denildi:

"Mağdurun yaşı, fizik gelişimi, olay sırasında kayganlaştırıcı madde kullanımı, hile, tehdit veya rıza gibi nedenlerle direncinin kırıldığı durumlarda, olayın çok büyük travmatik değişim göstermeden gerçekleşebileceği tıbben mümkündür."

Mağdurun ifadesine göre en son 2.5 ay önce tecavüze uğradığı belirtilen raporda, tecavüzün adli tahkikatla aydınlatılmasının uygun bulunduğu belirtildi.

KELEPÇELERİNİN ÇIKARILMASINI İSTEMEDİ

Soruşturmayı yürüten Savcı, 'Tasarlayarak adam öldürme' suçundan ömürboyu hapis cezasıyla hükümlü olan ve tecavüzle suçlanan S.İ.'nin de ifadesini aldı. Usule göre ifade sırasında kelepçeleri çıkarılması gereken S.İ., "Benim cezaevinde yaşadığım olaylar needeniyle psikolojim bozuldu. Bu nedenle etrafa zarar vermemek için kelepçelerimin çıkarılmamasını talep ediyorum. Bu olaydan dolayı kendime zarar verebilirim" dedi.

'TRAVESTİ OLACAĞINI SÖYLÜYORDU'

İfadesinde suçlamaları rededen S.İ., "Ben M.Ç.'nin abisini tanıyordum.O nedenle bizim koğuşumuza geldi. Yaklaşık 5 yıldan bu yana cezaevinde kalmaktayım. M.Ç.'nin uygunsuz hareketleri nedeniyle yanımızdan gitmesi için talepte bulunduk. Sık sık kadın gibi oynamaya başlıyordu ve travesti olacağını söylüyordu. Bunun için gitmesini istedik. Suçlaması asılsızdır. M.Ç. zaten dengesiz biriydi. benim böyle bir şey yapmam mümkün değildir. Bu olayı duyduğum anda şok oldum" diye konuştu.

'DİLEKÇESİNİ ELDEN ALDIRDIM'

M.Ç.'nin ifadelerinde ismi geçen ve olayı idareye bildirmediği iddiasıyla şüpheli olarak soruşturmayı yürüten Savcı Ahmet Dönmez'e ifade veren Başgardiyan C.K. ise şunları anlattı:

"M.Ç. iddia ettiği olayla ilgili bana hiç bir şekilde bilgi vermedi. Daha sonra görüşmek istediğini belirten dilekçe verince ben de kendisiyle görüştüm. Durumu anlatınca dilekçe yazarak idareye vermesini söyledim. Personel gönderip dilekçesini elden aldırıp ilgili yere gönderdim. Suçlamasını kabul etmiyorum. Bana intikal ettiği gün itibariyle işleme alındı." BAŞKA CEZAEVLERİNE GÖNDERİLDİLER

Soruşturmanın sürdüğü sırada Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, tedbir olarak D Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde kalan M.Ç.'yi Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'ne, S.İ.'yi ise Adana F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne nakletti. Olayın duyulmaması için büyük bir gizlilik içerisinde yürütülen soruşturma sırasında bazı tutuklular da tanık olarak dinlendi.

SAVCI KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA KARAR VERDİ

Cumhuriyet Savcısı Ahmet Dönmez, yaptığı soruşturma sonucunda S.İ. için 'cinsel saldırı', Başgardiyan C.K. için ise 'görevi ihmal' iddialarının dayanağının bulunmadığı belirtildi. Savcı, bu nedenle olayla ilgili herhangi bir kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

FB(GG/COŞ)