Olay, 25 Mart 2012 Pazar günü Iğdır'a 11 kilometre uzaklıktaki Küllük Köyü'nde meydana geldi. Kamyon şoförü babasının evde olmadığı sırada Melekli Beldesi'ndeki halasına gitmek isteyen Sezen Ağbaş buna karşı çıkan anne ve ablası ile tartıştı. İddiaya göre, Sezen Ağbaş evden çıkmak isterken annesi ve ablası tarafından yere yatırılarak elleri bağlandı. Abla Nazan Ağbaş, kardeşinin cep telefonu, nüfus cüzdanı ve kredi kartını aldı. Elleri bağlı haldeyken anne ve ablasının kendini dövüp işkence yaptığını belirten Sezen Ağbaş, şöyle dedi:

"Annem tornavidayı, ablam toplu iğneyi vücudumun çeşitli yerlerine batırıyordu. Yaklaşık 15 saat ellerim bağlı kaldım. Saat 23.00 sıralarında kendi çabalarımla elimi açarak evden kaçtım. Köydeki arkadaşım H.Y.'nin evine gittim. Jandarmayı aramasını istedim. O da sakin olmamı istedi. Geceyi burada geçirdim. Ertesi gün akşam saatlerine kadar arkadaşımın evinde kaldım. Saat 22.00 sıralarında annem ve ablam yerimi öğrenmişler. Eve gelerek beni götürmek istedi. Bende evden Jandarmayı arayarak yardım istedim. Köye gelen jandarma beni, annemi ve ablamı alarak karakola götürdü. Hepimizin ifadeleri alındı. Ben her ikisinden de şikayetçi oldum. Annem ve ablam ifadelerinden sonra serbest bırakıldı."

Tedavi için götürüldüğü hastanede beyin travması geçirdiği ve vücudunun değişik yerlerinde morluklar bulunduğu belirtilen Sezen Ağbaş, savcılığın önerdiği kadın sığınma evini kabul etmeyerek Iğdır'daki bir arkadaşının yanında kalacağını söyledi. Kardeşinin evli bir doktorla ilişkisi bulunduğunu iddia eden Nazan Ağdaş, "Sezen'in cep telefonuna gelen mesajları gördüm. Pazar günü de o doktorla buluşacaktı. Onun için dışarı çıkmasına izin vermedik. Ellerini bağladık ama işkence yapmadık" diye konuştu.

Biri erkek 5 çocuk annesi Nurgül Ağdaş ise, bir annenin evladına işkence yapmasının mümkün olmayacağını söyledi. Kamyon şoförü olarak çalışan eşi Musa'nın eve geldiğinde duydukları ile çok üzüleceğini belirterek, "Herşeyi evladımın iyiliği için yaptım" dedi.



SD(KS/İD)