ANTALYA- 7 TİP'li üniversite öğrencisinin Ankara Bahçelievler'de katledilmesiyle ilgili dava hükümlülerden ikisinin erken tahliye edilmesine tepkiler devam ediyor.

Katliamda üç kurşunla öldüren Ankara Devlet Mühendislik Akademisi'nden yeni kimya mühendisi olarak mezun olan Hürcan Gürses'in Antalya'da oturan kız kardeşi Sevgi Gürses Doğan, 34 yıldır haftayı 6 gün olarak yaşadığını söyledi.

Ağabeyinin ölüm haberini aldığı pazar gününü takvim yapraklarından çıkarıp atan Doğan, aradan geçen onlarca yıla rağmen o günü ve sonrasını gözyaşları içinde anlattı.

DHA'ya konuşan Doğan, "Katlimamın yaşandığı gün, Hürcan, evden gündüz saatlerdinde nişanlısıyla birlikte çıktı. Hiç unutamadığım bir şey var, annemle uğurluyorduk, şöyle bir baktı bize, garip bakıştı. Veda bakışı gibiydi. Hiç gözümün önünden gitmiyor. Olaylar olduktan sonra veda bakışı hissettim" diye konuştu.

Ankara'da o yıllarda Demirlibahçe semtinde, 12 Eylül öncesi sağcıların kontrolünde bulunan Atatürk Öğrenci Yurdu'na çok yakın bir yerde oturduklarını ve bunun yarattığı tedirginlikle ağabeyinin gece geç saatlerde eve gelmemeye özen gösterdiğini anlatan Doğan, "Hürcan, 'Her an arkamdan kurşun yiyecekmişim gibi hissediyorum' derdi. Bu nedenle eğer geç kalacaksa eve gelmemeyi tercih eder, Bahçelievler'de arkadaşlarının evinde kalırdı" dedi. O dönem yaklaşan TİP kurultayı nedeniyle partide bir hareketlilik olduğunu belirten Doğan, "Yine böyle bir günde Hürcan eve gelmedi" dedi.

Ağabeyinin eve gelmediği o gece sabaha karşı annesi Latife Gürses'in kendisini uyandırdığını ve "Sevgi kalk, babanı birileri götürdü" dediğini aktaran Doğan, kötü haberi TİP Ankara İl Başkanlığı'ndan aldığını söyledi.

Telefondaki sesin "Kaybettik" dediğini aktaran Doğan, gözyaşları içinde şunları söyledi: "Biz bunu her gün yaşıyoruz. O kadar kolay değil hayat. Salıvermekle olmuyor yani, özür dilemekle de olmuyor. Hayatımızın her döneminde biz bunu yaşıyoruz. Pazar günlerinden nefret ediyorum. Hep kötü bir şey olacakmış gibi geliyor. Annem ve babam için de yıkım oldu. Anneme biz söylemeyemedik ama o ne olduğunu anladı. Babam, öğretmen Remzi Gürses, mezarlığa kaçıp gidiyormuş. Gidip mezarı başında buluyorduk. Sonrasında babam dosyalarla davalara gidip gelirdi.

Bunlar çok acı şeyler. Bir babanın çocuğunun katilleriyle mahkemede göz göze geldiğini düşünün. Bir şey yapamıyorsunuz. Gazetede gördüğünüzde bile yüzünü sindirmeye çalışıyorsunuz. Katillerin, o dönemki halini gözünün önüne getirmeye çalışıyorsun. Daha bugün bile gazetelere bakarken bunlar o dönemlerde yüzleri nasıldı, nasıl yüzyüze geldiler, diye düşünüyorsun. Bu öyle bir acı ki, Allah kimseye vermesin, anlatılır gibi değil. Her gün o katlimanı görüyorsun. Sanki orada onu yaşamışsın gibi."

'DEVLET BENİM ADIMA AFFEDEMEZ'

Bünyamin Adanalı ve Ünal Osmanağaoğlu'nun salıverilmesini kabullenemediğini söyleyen Doğan, "Fidan gibi 7 genç gitmiş. Bunları affediyorlar. Adam başına 2'şer yıl yiyorlar. 19 yıl da kaçtılar. Bu kadar ucuz mu insan canı, hayat bu kadar ucuz mu? Aileler adına devlet bunları bağışlayamaz. Benim adıma affedemez. Ben affetmiyorum. Bizler bir yıkım yaşadık. Hepimizde çok derin izler bıraktı. Hala o pazar günü gözümünün önüne geldiğinde yaşadığımız acılar, ıstıraplar, annemin ve babamın yok oluşu gözümünü önüne geliyor. Bizim ailemizde gülmek bile yasaktı. Ben affetmiyorum onları" diye konuştu.