Bahçeli konuşmasında İstanbul Esenyurt'ta, inşaat şantiyesinde 11 işçinin hayatını kaybettiği yangının tüm yönleriyle aydınlatılmasını, varsa sorumluların ortaya çıkarılmasını beklediklerini söyledi. Bahçeli, şöyle dedi:

"İşçilerimizin hayatlarına mal olan faktörlerin iyi irdelenmesi, işçi sağlığı ve iş güvenliğine aykırı uygulamaların tespiti büyük önem taşımaktadır. Ekmeklerini kazanma telaş ve talebindeyken, çıkan yangın sonucu vefat eden işçilerimizin; haklarının aranması ve geride bıraktıkları ailelerinin biraz olsa da teskin edilebilmesi için ne gerekiyorsa yapılmalı ve ihtiyaçlar giderilmelidir."

İstiklal Marşı'nın kabulünün 91'nci yıldönümünün milletçe tekrar kutlandığını hatırlatan MHP lideri Bahçeli, şöyle devam etti:

"Vatan şairimiz Mehmet Akif'in derin duyuşu, hissedişi ve idrakinden feyz alarak bağımsızlık tutkusunun zirveleştiği mısralar, Türk milletinin haykırışı, meydan okuyuşu ve dik duruşu olmuştur. 'Ezelden beri hür yaşamış' bir milleti, yaklaşık bir asır sonra yeni ve farklı bir bağımsızlık mücadelesine yönelten ağır şartlar, ülkemizi yöneten siyasi zihniyet tarafından bütün vahametiyle Cumhuriyetimizin karşısına yeniden çıkarılmıştır. Bugün hepimize düşen en büyük görev; İstiklal Marşımız'da anlamını bulan mücadelenin şuuruna erişmek, ecdadımızın emaneti olan vatanımıza sahip çıkmak ve Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmak olmalıdır. Söylediklerim AKP zihniyetine rağmen bile olsa, var olan görev ve milli vazife hepimizin omuzlarındadır."

Türkiye'nin belirli periyotlarla farklı yoğunluk ve etki düzeyleri değişken sıkıntılı gelişmelerle yüz yüze kaldığını anlatan Bahçeli, AK Parti Hükümeti'nin dayatmacı, baskıcı ve tepeden inmeci siyaset anlayışının var olan sorunların asıl ve esas nedeni olarak karşılarına çıktığını anlattı. Bahçeli, şöyle dedi:

"Hükümet, deyim yerindeyse aziz milletimizin kene gibi kanını emmektedir. Dayanma ve mukavemet gücünü eritmektedir. Çatışma ve kavga dinamikleri AKP'yle birlikte kök salmakta, tahammül ve karşılıklı hoşgörü bu zihniyetle ağır yara almaktadır. İktidar partisi, milletimizi germekte, yormakta, sıkmakta ve bunaltmaktadır. AKP'nin attığı her adım yeni bir huzursuzluk kaynağı, getirdiği her teklif taze bir kriz haberi ve gündeme taşıdığı her görüş bir kutuplaşma habercisi olmaktadır. Zira AKP'nin kendi dışında dikkat kesildiği, fikirlerine müracaat ettiği, önerilerini kaale aldığı hiç kimse veya hiçbir kesim yoktur. Bu yüzden iktidar zihniyeti otoriter eğilimlerle temayüz etmekte ve diktatörlük emareleri göstermektedir. Uzlaşmadan kaçan, gizli gündemlerine esir düşen AKP hükümeti, ülkemizi gerilimli ve kasvetli bir alanın içine kadar yuvarlamıştır."

"ALMAN NAZİ YÖNETİMİNE BİLE TAŞ ÇIKARMIŞTIR"

TBMM'deki komisyondaki olanların AK Parti'nin kabalığını, eşkıyalığını ve Meclis'i arenaya çeviren şuursuzluğunu fazlasıyla gösterdiğini ileri süren Bahçeli, "AKP'nin yasalaştırmak için uğraştığı eğitim sisteminden, yalnızca kendisine oy vermiş kişilerin çocukları istifade etmeyecektir. Konu çok hassas ve milletimizin her ferdini doğrudan ya da dolaylı alakadar etmektedir. Eğitim alanında yapılması düşünülen bir düzenlemenin yangından mal kaçırırcasına yasalaşması için uğraşılır ve toplumdaki farklı görüş ve kanaatler dinlenmeden vicdanlar kanatılırsa bunun adı dünyanın her yerinde despotluk olarak tanımlanacaktır. AKP hükümeti böyle bir müstebit siyaset hastalığına yakalanmış ve Alman Nazi yönetimine bile taş çıkarmıştır" diye konuştu.

"YASA TEKLİFİ MUTLAKA GERİ ÇEKİLMELİ"

Devlet Bahçeli, Milli Eğitim Komisyonu'nda sunulan yasa teklifi görüşülürken, iktidar partisinin terör estiren, zorba ve siyasi nezaketten uzak tavır ve yaklaşımlarının yakışıksız, yanlıştır ve yozlaşmanın çatırtıları olduğunu iddia etti. MHP Genel Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kendi dışındaki söz, düşünce ve önerilere kapalı olan ve yapılan itirazlara karşı da vahşiyane davranış sergileyen AKP zihniyetinin, demokratik vicdanı körelttiği ve yaraladığı bu son olayla iyice netleşmiştir. Zorlamalarla ve emrivakilerle TBMM Genel Kurulu'na getirilen yasa teklifinin, mutlaka geri çekilmesi ve gerginliğin acilen sonlandırılması gerekmektedir. Teklifte imzası bulunan AKP milletvekilleri demokrasimize hayırlı bir hizmette bulunmalı ve gecikmeksizin önerilerinden vazgeçmelidirler. Diğer taraftan Anayasa hazırlığı konusundaki geniş uzlaşma arayışı ile eğitim konusundaki tacizci ve hiç kimseye soluk aldırmayan siyasi davranışın taban tabana zıtlık içerdiğini söylemek lazımdır. Kabul edilmelidir ki, eğitim en az anayasa kadar, belki de ondan daha önemlidir. Yumruğunu sıkan AKP, Başbakan'ın uzaktan kumandası ve yönlendirmesiyle önüne gelene vurmuş ve karşısında dikilenleri bertaraf etmiştir."

Endişe verici gelişmelerin geçmişin acı deneyimlerini hatırlattığını anlatan Bahçeli, "Milli Eğitim Komisyonu'ndaki uygunsuz, sevimsiz ve seviyesiz üslup ve yaklaşımı esefle kınadığımı muhataplarına iletiyor ve herkesi, özellikle AKP'yi aklıselimden ayrılmaması için uyarıyorum. Ortadoğu meclislerinde dahi bu nevi bir arsızlık yaşanmamıştır. Bir kanun teklifinin görüşülmesi sırasında tekme, yumruklaşmaların havada uçuşması; hakaretlerin, galiz ifadelerin, kürsü işgallerinin alabildiğine yaşanması millet görevini temsil eden vekiller açısından utanç vericidir. Bu ortama çanak tutan, tahrik eden AKP, demokrasiyi bu şekilde maskaraya çevirmiş ve itibarsızlaşması amacıyla olağanüstü gayret sergilemiştir. Gayet net olarak diyebiliriz ki, Türkiye AKP sorunu yaşamakta, AKP kaosuyla cebelleşmekte ve AKP agresifliğiyle sarsılmaktadır" diye konuştu.

"YENİ EĞİTİM MODELİ PKK AÇILIMININ BİR KOLU"

"Eğitim bakanının ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla, hazırlanan yeni eğitim modelinde anadilde eğitime de yeşil ışık yakılacaktır" diyen Bahçeli şunları söyledi;

"Yeni eğitim modeli PKK açılımının bir kolu, destekleyici bir unsuru ve bir parçası olarak kendisini göstermiştir. Bize göre millilik vasfı iyice aşınan eğitim ve öğretim hayatının, yıkım projesine damardan bağlanması, bu yolla evlatlarımızın ve ailelerinin bölünme parantezine alınması büyük bir terbiyesizlik ve utanmazlık örneği olarak anılacaktır. AKP'nin maksadı, Türk gençliğinin; çağın şartlarına uygun fikri olgunluğa, bilgi düzeyine ve ruhsal gelişmeye ulaşması da değildir. Nitekim AKP için asıl hedef, geleceğimizi esaret altına almak için bugünden girişimlerde bulunmak; körpe dimağları, diri heyecanları ve gencecik ümitleri parçalanmanın ara bir istasyonu haline getirmektir. Buna da şüphesiz ne AKP'nin hakkı vardır, ne de buna Allah'ın izniyle gücü yetecektir. AKP'nin planladığı eğitim sistemi büyük bir krizi davet etmektedir. Bununla birlikte açmazlarla ve çelişkilerle doludur."

Cumhurbaşkanı'nın rövanşist eğilimlerin mahsurlarından bahsetmesinin AK Parti'de cevap bulmadığını dile getiren Bahçeli, her bakan değişikliğiyle sözde reformlar başlatan hükümetin, milli eğitimi oyuncağa çevirmiş ve 'her şeyin cılkını çıkardığını' savundu. MHP lideri, şöyle dedi:

"Yıllardan beri eğitim sisteminin ideolojik beklentiler eşliğinde ve siyasi kaygılar çerçevesinde tarumar edilmesi hepimizce bilinmektedir. Herkesi yakından ilgilendiren eğitim ve öğretim yapısının, siyasi pervasızlığa kurban edilmesi asla kabulü mümkün olmayan bir gerileme olarak hafızalara kazınmıştır. AKP hükümeti, sorun yumağı haline gelen ülkemizi ayağa kaldırması ve meselelerini çözüme kavuşturması gerekirken, hassas alanlarda siyasi manevralar yapmakta ve bunu da marifetmiş gibi takdim etmektedir. Meslek eğitimine özel bir vurgu yapan AKP zihniyeti şunu bilmeli ki, milli eğitimimizde öncelikli amaç maharetli torna tesviye uzmanları yetiştirmek olmamalıdır. Okullarda iyi bir insan olmanın erdemi, kalple beynin karşılıklı ve kalıcı birlikteliği, çevresine saygı duymanın ve içinde yaşadığı topluma sorumluluk duygusuyla bağlanmanın ayrıcalığı verilmeli ve sağlanmalıdır" dedi.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN SAĞLIĞI

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın sağlığı üzerinden yapılan haberlerin, iki yıllık ömrü kaldığına dönük çirkin ve insafsız yayıncılığın kendi nezdlerinde 'hiçbir kıymet hükmü bulunmadığını' anlatırken, şöyle konuştu:

"Bir insanın sağlığı üzerinde soru işareti oluşturmak, belirsizliği körüklemek ve insan ömrüne kulaktan dolma şayialarla vade biçmek en hafif tabiriyle ahlaksızlık ve utanmazlıktır. Başbakan Erdoğan bizim siyasi rakibimizdir, mücadele halinde olduğumuz bir partinin genel başkanıdır. Şüphesiz biz kendisinin sağlıklı ve vücut bütünlüğünün yerinde olmasını diler ve bunu isteriz. Sıhhatin bulunmadığı bir yerde ne siyasi mücadelenin ne de başka bir şeyin önem taşımayacağını bilir ve buna inanırız. Başbakan'a yönelmiş bu izansız iddianın öncelikle insan olmasından kaynaklanan haklarına açık bir tecavüz ve saldırı anlamına geldiği kanaatini taşıyoruz. Bu iftiracı yayıncılığın, uydurma ve zan altına alan haberciliğin şımarıklıktan ve küstahlıktan beslendiği bir gerçektir. Ancak böylesi bir habercilik taraflarının daha düne kadar da, Başbakanla kol kola olduğunu ve işbirliği içinde bulunduğunu bilmek ve görmek lazımdır."

"AKP SURİYE KONUSUNDA TÜM KARTLARINI AÇTI"

Arap Baharı ismiyle süren komşu coğrafyalardaki sıcak hadiselerin Suriye'de devam ettiğini belirten Bahçeli, "Başbakan Erdoğan, Beşşar Esad'ın dökülen kanlardan sorumlu olduğunu, babasından sorulmayan hesabın kendisinden sorulacağını ısrarla dile getirmektedir. Ancak, Beşşar Esadla aralarından su sızmadığı yıllarda, baba Hafız Esad'ın şiddet ve vahşet uygulamalarını nedense bir türlü aklına ve hatırına getirmeyen Başbakan, işler sarpa sarınca eski defterleri karıştırmış ve Baasçı zihniyetin neler yaptığını birden bire gündemine almıştır. Bu açıkça iki yüzlülüktür, merkezini ve dengesini kaybetmiş bir siyasetin sancılarıdır.Görüyoruz ki, AKP Suriye konusunda tüm kartlarını açmış, geri dönüşü olmayan bir yola girmiştir" diye devam etti.

"ULUSLARARASI TOPLUM İSRAİL ACIMASIZLIĞINA DUYARSIZ"

İsrail'in Gazze'ye dönük insanlık dışı cinayetlerini sürdürdüğünü ifade eden Bahçeli, "İsrail mezalimi, Müslüman kardeşlerimizi hedefine alarak ölüm kusmaktadır. Ne var ki, uluslararası toplum sessiz, tepkisiz ve İsrail acımasızlığına duyarsızdır. Gelişmelerden 'One Minute' aldatmasının hiçbir işe yaramadığı, hiçbir yaraya merhem olmadığı görülmektedir. Başbakan'ın sahte çıkışları, umut ve hayal tacirliği, İsrail eziyetini dindirememiş ve kesinlikle engelleyememiştir. Filistin meselesinin bir çözüme kavuşması ve akan kanın durması bizim en samimi dilek ve istediğimizdir" dedi.

Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın tahliye edilmelerine de değinen Bahçeli, "Bir yılı aşkındır tutukluluk halleri devam eden dört gazetecinin tahliye haberlerinden duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Dileğim halen cezaevinde bulunan milletvekilleri ve diğer gazetecilerin de özgürlüklerine bir an önce kavuşmalarıdır" diye konuştu. 



DHA(MV/İD)


Ümit Ezer