Dün Hakkari'ye gelen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, basın toplantısı yaptı. Sibar Otel'de gazetecilere gündemle ilgili açıklamalar yapan Demirtaş, özellikle MİT konusunu değerlendirdi. Türkiye'deki hiç bir siyasi gelişmenin bölgesel ve uluslararası gelişmelerden bağımsız olmadığını belirten Demirtaş, bu gelişmelerin de o yönde bir gelişme olduğunu söyledi. Demirtaş, "Özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın yeniden dizayn sürecinde Türkiye'de AKP hükümetine zor bir misyon biçilmişti. Bu misyonun, bu rolün yerine getirilmesi için sürekli AKP hükümeti sıkıştırılıyor, uluslararası alanda teslim alınıyor. AKP hükümeti de bu konuda tavizlerini veriyor. Ya da AKP hükümeti güçlendirilerek, destek verilerek kendi istedikleri düzeyde, yolda ilerlemesi için önü açılıyor. Bu operasyon da muhtemelen Suriye'ye yönelik bir müdahalenin ön hazırlığıdır. Elbetteki Kürt sorunu da bu tartışmalarda bir gerekçe haline gelmiştir. Oslo ve İmralı görüşmeleri koz olarak kullanılmıştır. Bu da son derece çirkindir" dedi.

İMRALI'DAN KANDİLE GİDEN MEKTUP BDP BİNASINDA ELE GEÇİRİLMEDİ

BDP Diyarbakır il binasında bulunan bir belgeyle operasyonun başlatıldığı yönünde habarlerin sıkça kullanıldığını belirten Demirtaş, bunun yanlış ve yalan bir bilgi olduğunu söyledi. Aramalar sırasında kendisi ve milletvekillerinin il başkanlığında olduğunu söyleyen Demirtaş, "Arama sırasında hiç bir belgeden söz edilmedi. Şimdi ne hikmetse BDP il binasında son derece gizli bir belge ele geçirildiği söyleniyor ve bu belgeyle operasyon başlatılıyor. Şunu söylüyorum bu belge zaten kendi ellerinde olduğu için BDP il binasında yakalanmış gibi gösterip bu operasyonun gerekçesi haline getirilmiştir. Söz konusu belgenin yani İmralı'dan Kandil'e yazılmış bir mektubun BDP il binasında veya herhangi bir BDP'lide olma imkanı da yoktur. Sadece taraflarda vardır ve herkes bilmelidir ki, bu belgeyi Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü arama yaptığı sırada BDP il binasında ele geçirmemiştir. Başka türlü nasıl ele geçirdiklerini bizler bilemeyiz. Fakat muhtemelen MİT'e yönelik bir operasyonun zaten önceden hazırlığı yapıldığı, o belgeyi savcının dosyasına sunabilmek için Diyarbakır il binasında ele geçirildiğini gösterir bir tutak düzenlenmiştir" dedi.

ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER KALDIRILMALI

Kürt meselesinin çözümü konusunda yapılan görüşmelerin suç olmadığını belirten Demirtaş, şimdi yapılanların bir hata olarak bürokratlara yüklemenin bir anlamının olmadığını söyledi. AKP'nin siyasi olarak bu işin arkasında durduğunu kamuoyuna açıklaması gerektiğine dikkat çeken Demirtaş şöyle devam etti:

"Ne olmuş ne bitmişse, Başbakan çıkıp Türkiye kamuoyuna anlatmalı. Müzakere yapılmışsa nerede yapılmış. Bunlar anlatılırsa Türkiye şeffaflaşacak ve güç kazanacaktır. Şimdi bakıyorsunuz karanlık ilişkiler bir takım uluslararası güçlerle birlikte, yargı kullanılarak bir takım operasyonlar gerçekleşiyor. Bu operasyonlarda toplum demokrasi beklentisi içerisine sokuluyor. Ortada bir tarafın kendi içerisinde çarpışması, çatışması vardır. Kendi içinde bir iktidar kavgası vardır. AKP bu krizi ancak ve ancak şeffaflaşarak aşabilir. Yoksa Türkiye'yi kaosa sürükleyebilir. Bölgesel savaşların Suriye üzerinde riski varken, bu kadar ciddi tehlikeler varken, hükümet karanlık siyaset izlemeyi artık bir kenara bırakmalıdır. Ortaya çıkan bir kriz nedeniyle kişiye özel bir düzenleme de doğru değildir. Mesele, MİT mensuplarının kurtarılması meselesi değildir. Mesele 3-4 kişinin kurtarılması meselesi değildir. Eğer bir düzenleme yapılacaksa özel yetkili mahkemelerin tümden kaldırılması konusunda bir düzenleme yapılmalıdır. Özel yetkiler mahkemelerin ve savcıların elinden alınmalıdır. Bunu yapmadığınız müddetçe asla ve asla biz sizin iyi niyetli olduğunuzu düşünmeyeceğiz. Tümüyle savaş kopsepti devrededir. Bunun arkasında Başbakan vardır. KCK operasyonları, askeri, psikolojik savaş adı altında topyekün bir savaş politikası zaten uygulanıyor. AKP hükümeti aslında kendi içinde 5-6 güçün bir araya gelerek kurduğu bir koalisyon hükümetidir. Zaman zaman bu güçler kendi aralarında anlaşmadıkları zaman bu tür sorunlar ortaya çıkıyor. Doğru tutum, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesi, telefon dinlenlemeye karşı önlemler alınmasıdır."

GEÇİTLİ'DE MAĞDUR SANIK OLDU

Hakkari'nin Geçitli Köyü'nde 2 yıl önce yaşana patlama sonucu 9 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili de açıklama yapan Demirtaş, olayın mağduru olan Cahit Erol'un 6 yakınıyla birlikte sanık durumuna düştüğünü söyledi. 2 yıldır faillerle ilgili bir gelişme olmadığını belirten Demirtaş, "Patlama sonrası oradaki insanlar bulunan bazı malzemeleri basına gösterdiler. Bunu da delil karartma olarak gösterdi savcılar. Bu insanlar hem yakınlarını kaybetti, hem de şuanda yargılanıyorlar. Artık kimse yargıya güvenmiyor ve mahkemeden adalet beklemiyor" iddiasında bulundu.



BD-(FE/AAA)(FOTOĞRAF)