Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) Genel Müdürlüğü tarafından 44 köye su verilmesi nedeniyle merkez Köprübaşı Köyü'nde tören düzenlendi. Törene, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, milletvekilleri Ayla Akat, Nursel Aydoğan, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile 44 köyün muhtarı katıldı.

'SU AYDINLIK, İMAN VE YAŞAMDIR

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Kürtçe yaptığı konuşmada, Cumuhuriyet tarihinden beri yapılmayan hizmetleri 8-9 yıl içerisinde yaptıklarını söyledi. Baydemir, "Diyarbakır nüfusu 275 binlerden 1 milyonlara ulaşmıştır. Altyapısı yetersiz ve hiç bir hizmet verilmeyen kentte, 8-9 yıl içerisinde sizin destek ve dualarınızla bugün bu açılışı yapıyoruz. 44 köyde yaşayan 16 bin kişinin içeceği su, ana sütünüz kadar helal olsun size. Bu önemli bir bakış açısıdır. Su aydınlıktır, su imandır, su yaşamdır. Susuz yaşam olmaz. Ancak sizden bir ricam var. Su aboneliğinizi yapın. Suyu kaçak kullanmayın. Bu suyla bahçe ve toprakları sulamayın. Çünkü ziyan olur. KCK soruşturması kapsamında D Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan DİSKİ eski Genel Müdürü Yaşar Sarı'nın da bu işte büyük bir emeği var. Buradan ona da selam gönderiyorum" dedi.

'BDP'Lİ BELEDİYELER, KÖHNEMİŞ ZİHNİYETİN UTANCINI KALDIRDI'

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhuriyet tarihi boyunca, bu köylere, içme suyu verilmemiş olmasının büyük bir trajedi olduğunu belirterek, "Cumuhuriyet tarihi boyunca 1923 tarihinden bu yana köylerimizin, hizmet alamamış olması içme suyunu alamamış olmaları, büyük bir trajedidir. Belediyemiz bugün bu trajediye son veriyor. Dolayısıyla neredeyse 90 yıldır valilik hizmetinde içme suyu alamamış 44 köyümüz, 1 yıllık çalışma ile içme suyuna kavuşmuş oldu. Şimdi bizim yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, demokratik özerklik dediğimiz şeyin ne kadar önemli olduğu daha da anlaşılıyor" dedi.

'KÜRT SORUNU SADECE KÜLTÜR VE DİL SORUNU DEĞİL'

Demirtaş, her sorunun, halk ile yapılacak ittifakla çözüleceğini belirterek, "İttifakımızı güçlendirerek sorunlarımızı çözebiliriz. Bu yaşadığımız sorunların içme suyundan, yol sorununa kadar, işsizlikten tarım ve hayvancılığa kadar, tamamının Kürt sorunuyla bağlantılı olduğunu her zamankinden daha fazla biliyoruz. Kürt sorunu dediğimiz şey, sadece dil ve kültür sorunu değil. İşte burada yaşadığımız yoksulluk Kürt sorunun bir parçasıdır. Susuzluk, Kürt sorunun bir parçasıdır, bu sorunu çözmeye yanaşmayan zihniyet, Kürt sorununu yaratan zihniyettir. Bu yürüttüğümüz mücadele işte yaşam alanlarına ilişkin çözüm üreten bir mücadeledir" diye konuştu.

'MÜFFETİŞLER HER GÜN BDP'Lİ BELEDİYELERDE DENETİM YAPIYOR'

BDP'li belediyelerin her türlü baskı ve engellere rağmen, çok önemli hizmetler yaptığını anlatan Demirtaş, buna rağmen İçişleri Bakanlığı'nın müfettişlerinin 365 gün boyunca denetim yaptığını dile getirdi. Tek kuruş yolsuzluk bulmak için müfettişlerin can attığını söyleyen Demirtaş, "AKP'nin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı, gittiği her yerde belediyelerimizi karalıyor. BDP'li belediyeler, kendilerine gönderilen paraları hizmete harcamıyorlarmış, sürekli dağa gönderiyorlarmış. Buradan ona sesleniyorum. Senden zerre kadar ahlak ve vicdan varsa, zerre kadar kendini namuslu hissediyorsan, belediyelerimiz orada, senin de müfettişlerin de içindedir. Onların raporlarını al incele. Belediyelerimizden dağa gitmiş tek kuruş tespit edebilirsen, hangi belediye başkanımız olursa olsun, biz onun istifasını isteyeceğiz" dedi.

'AKP'DE MENFAAT, BDP'DE GAZ, COP İŞKENCE ÖLÜM VAR'

BDP'li belediyelerde tek kuruş yolsuzluğun olmadığını söyleyen Demirtaş, "Bugün AKP'li belediyeler, yolsuzluk batağına batmış durumdalar. Gidin sorun bakalım, AKP'de görev yapan, belediye meclis üyeliği yapan, il, ilçe yöneticisi olanlara bir sorun. Niye AKP'dedirler? Gidin bir sorun. Rant yoksa, çıkar yoksa, ihale yoksa, atama yoksa niye o partide olsun. Vicdanı olan, 'valahi çıkarımız var, ailemizin menfaati var, o yüzden burdayız' diyecek. Ama gelin BDP'liye sorun, niye bu partidesiniz diye? Dayak, var, tutuklama, işkence, sürgün var, cop var, gaz var, panzer var, ölüm var. Buna rağmen bu partide. Çünkü 'ben onurum, haysiyetim, halkımın özgür geleceği için bunları göze aldım' diyor. O yüzden bu partidedir" dedi.

'DAĞIN, BİZİM VE DEVLETİN PARASINA İHTİYACI YOK'

BDP'li belediyelerin bir taraftan fedakarlık yapmasına rağmen, diğer taraftan tutuklanmalara maruz kaldığını savunan Demirtaş, "Bir taraftan bu kadar fedekarlık yapan BDP'li belediyeler yöneticiler olacak, gece gündüz tutuklayıp içeri atayacaksınız, yetmeyecek, utanmadan, sıkılmadan hayasızca çıkıp mikrofonların önünde BDP'li belediyeler parayı dağa gönderiyormuş diye hedef göstereceksiniz. AKP'li yöneticilere ve Başbakan'a sesleniyorum, kusura bakmayın, elinizdeki istihbarat ve MİT raporlarından da çok iyi biliyorsunuz ki ve bizden de daha iyi biliyorsunuz, dağın bize ihtiyacı yok. Dağın, bizim paramıza, sizin paranıza, devletin parasına ihtiyacı yok. Dağın nasıl beslendiğini bizden daha iyi biliyorsunuz. Dağ ayakta kalıyorsa, arkasında milyonlarca insan var. Sanıyor musunuz ki belediyenin paralarıyla ayakta kalıyor. Dağın nasıl ayakta kaldığını bizden daha iyi biliyorsunuz. Arkasında milyonlar olmazsa birtek gün bile orda yaşayamayacaklarını biliyorsunuz. Ama bunları açıklamak yerine çıkmış belediyelerimizi suçluyorsunuz. Belediyelerimizin kasasına giren tek kuruşun hesabı, bu dünyada da öbür dünyada da rahatlıkla verilir" dedi.

MİLLETVEKİLLERİ ADLİ KONTROLE TABİ TUTULMAMALI

BDP Genel Başkanı Demirtaş, Baydemir ve beraberindeki millevekilleri ve 44 köy muhtarı ile birlikte köy meydanında sembolik olarak kurulan çeşmeyi törenle açtı.

Gazetecilerin tutuklu milletvekillerin tahliye edilmesi için parti olarak başvuruda bulunup, bulunmadıkları yönündeki bir soru üzerine Demirtaş, şöyle dedi:

"Arkadaşlarımız tahliyeler ile ilgili başvuruları yapıyorlar. Ama biliyorsunuz, ceza kanununda ve ceza usül kanununda olası değişikliklerin tamamı res'en uygulanır. Yani başvuru yapmadan dahi bütün lehte olan, anında gözetilip ve uygulanır. Şimdi adli kontrol mekanizmasından sözediyor başbakan yardımcısı, bu mahkemelere yol göstermek için. Bu yanlış bir şey. Yani biz milletvekilleri adli kontrolle serbest bırakılır anlayışını yanlış buluyoruz. Hiç bir milletvekili adli kontrole tabi tutulmamalıdır. Biz sadece vekillerimizin değil, belediye başkanlarımızın, siyasetçilerimizin kadın meclisi temsilcilerinin tamamının bugünlerde serbest bırakılmasını bekliyoruz. Çünkü sözkonusu değişiklik, tutuklamayı biraz daha zorlaştırmıştır. Şu anda yasa koyucu şöyle bir irade ortaya koymuştur net olarak; 'Kolay kolay insanları tutuklamayın, tutuklamayı çok istisnai bir tedbir olarak kullabilirsiniz' demiştir yasa koyucu. Şimdi yargı mekanizmasının bunu dikkate alması lazım. Bizim arkadaşlarımızın tutuklu olanların neredeyse yüzde 99'u uyduruk keyfi nedenlerle tutukludur. Ve biz bu nedenle bütün arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını bekliyoruz"

Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması konusundaki bir başka soruya Demirtaş, "Özel yetkili mahkemeler kaldırılmadı. Bu şekilde ifade edilmesi doğru değil. Özel yetkili mahkemelerin sayısı ve yetksi artırılmıştır. Sadece tabelesında ismi değiştirilmiştir. Kaldırıldı denirse bu yanıltıcı olur" dedi.