BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yardımcısı Gülten Kışanak ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk ile birlikte DTK binasında, cezaevlerinde 38 gün önce PKK'lı tutuklu ve hükümlülerin başlattığı açlık grevi ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Demirtaş, vicdanların en yalın bir şekilde teste tabi tutulduğu bir meseleyi konuştuklarını, insanlar cezaevinde bir tabak fazla yemek, battaniye, yastık, koğuşun ısıtılması, görüş ve mektup hakkı, kendi savunma hakkının kısıtlanması gibi taleplerle değil, dışarıdaki insanlar barış içerisinde yaşayabilsin ve ortaklaşa bir çözüm üretebilsin diye açlık grevine girdiklerini söyledi. Kendileri ve meseleye duyarsız kalan toplum için, halk için bedenlerini ölüme yatırdıklarını belirten BDP Genel Başkanı Demirtaş, şöyle dedi:

"CUMHURBAŞKANI DUYARIZ KALMAMALI

"Bu insanların tutuklu olmalarının sebebi Kürt sorunudur, Kürt sorunundan kaynaklı çözümsüzlüktür. Çözümü, diyalog ve müzakereden geçer. Tutsakların içerde başlatmış oldukları açlık grevi dışarıda barış içerisinde yaşamanın çığlığıdır. Hiç kimse Türk ya da Kürt tarihin bu en büyük açlık grevlerine karşı sesiz ve duyarsız kalamaz. Sesiz ve duyarsız kalmak, ben bu ülkede savaş istiyorum, kan aksın istiyorum demektir. Özelikle hükümet yetkilileri, Adalet Bakanı artık ölüm sınırına dayanan, ciddi riskler taşımaya başlayan böylesine insani vicdanı, siyasi ve ahlaki çığlığı duymuyoruz diyemez. Biz Adalet Bakanı'nın dan bu konuya ilişkin net bir açıklama ve tutum bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı özellikle bu konularda duyarsız kalmamalıdır." 

BDP lideri Demirtaş, "Kim ki çözümden söz ediyorsa ve iyi şeyler olacak diyorsa, iyi şeylerin ilki açlık grevine yaklaşımla olur. Açlık grevcilerin taleplerine yaklaşımla netleşir. İyi şeyler olmasını isteyen ve samimi olduğunu göstermek isteyen oyalama ve kandırmaca pratiği yerine, gerçekten çözüm iradesini ortaya koymak isteyen herkes için turnusol kağıdıdır. İyi şeyler olacaksa buyurun cezaevlerinden başlayan açlık grevindekilerin talepleri nettir. Bu konuya yaklaşım bizler için samimiyetin ve ciddiyetin ölçüsüdür" diye konuştu.
ÖCALAN'IN ÖZGÜRLÜĞÜ VE ANADİLDE EĞİTİM İSTEĞİ
Demirta, 100 yıllık Kürt sorun Öcalan üzerinden çözülecekse, bu konuda da ciddiyet beklediklerini söyledi. Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Eğer bu konuda hükümette, sayın Cumhurbaşkanı da ciddi bir yaklaşım ortaya koyarlarsa, bu konuda değişiklik olabilir. Açlık grevcilerin tutumu değişebilir. Onun dışında da özellikle sayın Öcalan çağrı yapmadan ve tecrit koşulları değişmeden biz açlık grevcilerin tutum değiştireceğini sanmıyoruz. Bu insanlar ölüm sınırına dayandılar. Bu açlık grevinin Türkiye'de müzakerenin ve barışın önünü açabilecek çok önemli bir girişim olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Savaş bitsin istiyorsak ve müzakere başlasın istiyorsak, medya müzakereye destek vermek istiyorsa, açlık grevlerinin ve taleplerini öne çıkarmalıdır ve kamuoyu oluşmasına destek olmalıdır. Bu insanlar cezaevlerinde yaşamını yitirirlerce dışarıda hiç kimse artık 'iyi şeyler olacak' lafını bu halka asla yutturamayacaktır. Sayın Öcalan'ın özgürlüğü ve ana dilde eğitim ve savunma talepleri milyonlarca Kürdün arkasında durduğu somut taleplerdir. Oyalama ve bu kışı da konuşarak tartışarak geçiririz diye düşünenler yanılırlar."

"ÖCALAN'IN ÇAĞRISI İLE AÇLIK GREVİ BİTER"
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan BDP Genel Başkanı Demirtaş, açlık grevcilerinin Başbakan ve Cumhurbaşkanının açıklamalarına göre eylemlerini bitirmeyeceklerini, Abdullah Öcalan'nı yapacağı çağrıya göre eylemlerini bitireceklerini söyledi. Demirtaş, Öcalan için istenen taleplere Türkiye kamuoyunun hazır olup olmadığı ile ilgili bir soru üzerine ise Demirtaş, şunları söyledi:

"Türkiye kamuoyu buna hazır mı değil mi? Ben Türkiye kamuoyunun bu politikalarla bin sene daha hazır olmayacağını düşünüyorum. Eğer bu söylem ve militarist, milliyetçi ve ırkçı söylem sürerse bin sene daha hazır olmayabilir. Yeryüzünde ölümleri durdurabilecek Kürt sorunu açısından diyorum yeryüzündeki tek insan Sayın Öcalan'dır. Bu ölümleri başka hiç kimse durduramaz. Başka hiç kimsenin gücü yok. Hiç bir ordu PKK'yı durduramaz. Artık ordu ile savaş ile bu işin durmayacağı ortadadır diyorlar. Durduracak tek kişi var, tek bir sözü ve cümlesi ile yer yüzende tek kişi var onu da bir adada hükümet 12 metrelik çukura koymuşsa demek ki ortada bir yanlış var. Bu talep bu kadar açık meşru ve doğru bir taleptir. Bu nedenle Başbakan ve Cumhurbaşkanı konunun çözümü konusunda ciddi bir adım atmak istiyorlarsa artık bu ciddiyeti görmek istiyoruz. Cumhurbaşkanı, Meclis başkanı ve Ak parti grubuyla yapılan görüşmelerde bunları ifade ettik. Kendi yaklaşımlarını kendileri arzu ederlerse açıklarlar. Gelişmeleri hep birlikte izliyoruz."

DTK Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk ise, Abdullah Öcalan'ın sıradan bir hükümlü olmadığını ve devlet yetkilileri tarafından son Kürt isyanının lidere olarak nitelendirildiğini belirterek, "Öcalan'a yaklaşım Kürtleri yaklaşımı ifade eder. Öcalan'ı tecrit etmek barışı tecrit etmektir. Açlık grevi radikal bir manifestodur. Vicdanlara seslenen son bir haykırış ve duraktır. Bu açlık grevi Türkiye'de vicdanları ölçen bir turnusol kağıdıdır. Türkiye demokrasisinin düzeyini ölçecektir" diye konuştu.
 
BB-FA(GG/AAA)