Suriye Türkmenleri Platformu 1. Toplantısı’ nda konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Arzumuz, kendi halkıyla barışık kendi halkına zulüm etmeyen kendi halkını hakkıyla temsil eden yeni bir Suriye doğmasıdır. Hiçbir devlet ve millet Suriye üzerinde herhangi bir hesap yapma hakkına sahip değildir" dedi.


“TÜRKİYE SURİYE HAKLARI EZELDEN EBEDE KARDEŞ HALKLARDIR"


Grand Cevahir Otel’de düzenlenen toplantıya Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye Türkleri Onursal Başkanı Mehmet Şandır ve çok sayıda Suriyeli Türkmen katıldı. Toplantı Kuran-ı Kerim okunması ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan Bakan Davutoğlu konuşmasına “Suriye halkının özgürlüğü için mücadele eden ve gelecek nesiller adına toprağa düyen bu şehitlerimizi rahmetle anıyorum" diyerek başladı.


Türkiye’nin Suriye politikasında üç perspektifi olduğunu ifade eden Davutoğlu, birinci perspektiflerinin insani perspektif olduğunu söyledi. İlk günden itibaren Başbakanın talimatıyla ve hükümetin kararlı tutumuyla meseleyi ele aldıklarını vurgulayan Davutoğlu, “Türkiye ve Suriye ezelden ebede kardeş iki ülkedir. Türkiye ve Suriye halkları ezelden ebede kardeş olacak halklardır. Eğer Suriye’deki kardeşlerimiz sıkıntı içerisindeyse evimizi ekmeğimizi aşımızı toprağımızı paylaşmaya hazırız çünkü biz onlarla yüreğimizi paylaşmışız. Kapılarımız açık. O günden bugüne bütün dünyanın takdirle izlediği açık kapı politikasını takip ettik. Açık kapı politikası şu demek; nasıl kapınızın önüne bir zalimden kaçan, bir mazlum geldiği zaman, nasıl açlık çeken bir lokma ekmeğe muhtaç insan geldiği kültüründen etkilenmişseniz kapıyı açarsınız tanrı misafiri diye karşılar ve her şeyinizi paylaşırsınız. Biz ilk günden itibaren dediğimiz gibi evimizin kapıları açık, soframızın kapıları açık ve her şeyden önemlisi yüreğimiz açık" dedi.


Dünyanın bir çok ülkesinde mülteci olaylarının yaşandığını belirten Davutoğlu, Birleşmiş Milletler’in mülteciler yüksek komiserliği başta olmak üzere herkesin Türkiye’nin uyguladığı mülteci politikasını takdir ettiklerini kaydetti. Türkiye’nin mültecilere sağladığı imkanları sağlayan başka bir ülkenin olmadığını vurgulayan Ahmet Davutoğlu, geçen hafta Türkiye’ye gelen BM Genel Sekreteri Ban Ki- Moon’un ziyaretinde Türk yetkililere insanlık adına teşekkür ettiğini söyledi. .


‘TÜRKİYE’NİN SURİYE POLİTİKASI AÇIK İLKELE DAYANIR’


Suriye’li mültecilerin yurtlarına geri döneceklerini söyleyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ikinci perspektiflerini Suriye’nin geleceği ile ilgili olduğunu kaydetti. Türkiye’nin Suriye politikasının açık ilkelere dayandığının altını çizen Davutoğlu koünuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Suriye politikamızda hiçbir gizli gündemimiz olmadı. Hiçbir zaman Suriye halkının bir kesimini diğer kesimine kışkırtmadık. Yada bir kesimini diğer kesimine karşı destek vermedik. Bütün Suriye halkı bizim kardeşimizdir. Arzumuz, kendi halkıyla barışık kendi halkına zulüm etmeyen kendi halkını hakkıyla temsil eden yeni bir Suriye doğmasıdır. Hiçbir devlet ve millet Suriye üzerinde herhangi bir hesap yapma hakkına sahip değildir. Bizim sizden tek isteğimiz var; Suriye’yi ayağa kaldırın. Biz yanımızda el ele tutuşacağımız, güçlü bir dost istiyoruz. Hiç kimseye kendinizi muhtaç hissetmeyin hiç kimseye kendinizi borçlu hissetmeyin onurlu bir şekilde Suriye’yi ayağa kaldırın. Bu zulmün arkasından Suriye’yi aydınlık geleceğe hep beraber yürüyeceğiz. İnşallah bir gün yeni bir Suriye’nin doğuşuna hep birlikte şahit olacağız."


Kendi kaderini belirlemek ve bunun için gerekirse on binlerce şehit vermeye Suriye halkının hazır olduğu ifade eden Davutoğlu, “Eğer bir halk 20 ayda önce keskin nişancıların ermilerine sonra tanklarna sonra hava bombardımanına 20 aydır direniyorsa ben o halkın önünde hürmetle eğilir saygıyla karşılarım. Bu onurlu mücadeleyi gösteren halk 45 bin şehit 80 bin kayıp veren halk 250 bin insanını hapishanelerde işkenceye maruz kalmış halk kendi devletini yeniden kuracak güce ve kudrete sahiptir“ diye konuştu.


YENİ SURİYE VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİNE DEĞİNDİ


Konuşmasının sonunda üçüncü perspektifin Yeni Suriye’nin Türkiye ile olan ilişkileri olduğunu söyleyen Bakan Davutoğlu, “Biz hak ile adalet ile zulüm karşı karşıya geldiğinde hiçbir çıkar gözetmeden, hiçbir strateji gözetmeden hakkın adaletin yanında yer aldık. Suriye halkı da bunu hiç unutmadı unutmayacak. İnşallah bir gün çok uzun olmayan bir günde Suriye bütün kesimleriyle kendi temsilcilerinden oluşan Suriye Parlementosu üzerinden Suriyeyiy yeniden inşa etmeye başladığında nasıl bugün mülteciler için bütün imkanlarımızı seferber ettiysek yeni Suriye’nin inşası için bütün imkanlarımız seferber edeceğiz. Bu yeni Suriye arasında yep yeni bir kardeşlik dönemi başlayacak. Bizim ezeli ve ebedi dostluğumuz kardeşliğimiz Suriye halkıyladır. Gün gelecek Suriye’yle sınırlarımıza saygı göstermek esasıyla Suriye’nin toprak bütünlüğünü hiçbir şekilde feda etmemek esasına dayalı olarak aramızdaki vize duvarlarını kaldırdığımız gibi bütün engelleri kaldıracağız" ifadesini kullandı.



‘GÜN BİRLİK GÜNÜDÜR’


Bakan Davutoğlu’nun konuşmasının ardından TBMM Başkanı Cemil Çiçek de yaptığı konuşmada, "Suriye’de kimse ötekinin yokluğu üzerine kendine bir gelecek inşa etmeye kalkmasın, böyle düşünen yanlış yoldadır" dedi. Özellikle Müslümanları birbirine kırdırmaya yönelik birtakım ajanların oyunlarına gelmemeleri yönünde Suriyelileri uyaran Cemil Çiçek, “Türkmenler hiç gelmemelidir. Mezhep kışkırtmacılarına da kimse kulak vermemelidir. 10 yıl önce Irak’ta başlatılan bu tür kışkırtmaların , Suriye’ye taşınması planlarına sağ duyu sahibi bütün Suriyeler karşı durmalılardır. Suriye’yi birbirine düşürmeyi amaçlayan , bu kışkırtmalara kimse prim vermemelidir. Suriye’nin geleceğinde sizlerin önemli görevleri olacaktır. Ve olmalıdır. Sizler geleceğin Suriye’sinde yerinizi alabilmek için dayanışma içinde olmalısınız. Suriyeli Türkmenler olarak aranızda küskünlük , kırgınlık sokmadan birlik içinde kalmalısınız. Çünkü gün birlik günüdür." dedi


Konuşmaların ardından Çiçek ve Davutoğlu’na Suriye Türkmenleri Platformu Onursal Başkanı Mehmet Şandır tarafından plaket verildi.