Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB ile vize muafiyetinin sürecinin dün itibari ile başladığını açıkladı. Davutoğlu, uzun süreden bu yana müzakereler yürüttüklerini belirterek şöyle dedi:

"2009 yılında AB'ye yaptığımız resmen vizesiz seyahat başvurundan sonra çok yol kat edildi. AB dönem başkanı, biometrik pasaportlar, geri kabul anlaşması ve entegre geri kabul anlaşması şartları getirmişlerdi. Biometrik pasaportları 6 gibi kısa bir sürede hallettik, geri kabul anlaşması tamamlandı. Fakat özellikle bunu imzalamamıştık. Vize muafiyetiyle paralel bir seyir takip etsin istiyorduk. AB geri kabul anlaşmasının imzalanmasından sonra vize muafiyeti için anlaşma imzalanabileceğini söyledi geçen sene. Bizde geri kabul anlaşmasının vize muafiyetiyle ilgili somut adımlar atıldığında ancak imzalayacağımızı söyledik. Bu konuda AB bir kara almadıkça Türkiye taraf olarak geri kabul anlaşmasında paraf olarak yer almayacağımızı ifade ettik. Yazılı taahhüde yazılı, sözlü taahhüde sözlü taahhüt, uygulamaya, uygulama. Dün konsey vize muafiyeti konusunda yetkilendirmede bulundu. Geri kabul anlaşması ile ilgili biz bir adım atmadan önce AB konseyi Türkiye il vize muafiyetinin başlaması için komisyonu yetkilendirdi. Yani dün itibari ile AB ve Türkiye arasında vize muafiyeti süreci başlamıştır."

"TARAFLAR İLE YOĞUN GÖRÜŞMELERİZ VAR"

Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin, "Silahı kullanma devri artık geçti" sözlerini ve Kürt liderin PKK ile görüşmesinin olup olmadığına dair soru üzerine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu şöyle devam etti:

"Bir Irak ile ilişkilerimizde, etnik ve siyasi kökene bakmadan herkes ile siyasi ilişkilerimizi geliştirmeye çalışırız. Kuzey Irak tarafında gelişen şartlar, oradaki yönetimin net tavır alması gereken şartlar. Son dönemde somut adımlar atma konusundan net iradeler olduğunu görüyoruz, net mesajlar veriliyor. Ama bizim beklentimiz Kuzey Irak topraklarının, Irak topraklarının teröre bir sığınak halinde olmaması ve bu nitelikten çıkarılması. Bu nedenle bütün taraflar ile yoğun görüşmeleriz var. Dolayısıyla bu konudaki ortak çalışmalarımız devam edecek."

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Erbil kontrol altına alındı mı? sorusuna, "Bu konuda istihbarat birimlerimiz arasında yakın çalışma var. Eskisi kadar rahat bu çalışmaları sürdürecek bir ortam yok. Bazı olumlu adımlar atıldı. Ama bu olumlu adımlar dışında da biz Kuzey Irak'ın bir terör barınağı niteliğine mutlaka kurtulması konusunda ki taleplerimiz dile getiriyoruz. Bu konuda da bazı çalışmalar sürdürülüyor. Şu anda herkes bir tercih ve tercihini ortaya koyma aşamasındadır. Yükselen, güçlü bir istikrar ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte olmak veya buna karşı olmak herkes için bir tercihtir. Bu konuda bizim yanımızda olanlar bundan sonra bölgede ve dünyada yükselecek. Bizim karşımızda onlalar ise zayıflayacaklar. Bir şekilde tasfiye süreci devam edecektir" dedi.

"DAHA FAZLA KAN KAYBINA YOL AÇMADAN BU MESELENİN SONLANDIRILMASI"

Bakan Davutoğlu, "Türkiye inisiyatif mi alacak?" sorusu üzerine, önemli olanın terörün biran önce durdurulması ve daha fazla kan kaybına yol açmadan bu meselenin sonlandırılması olduğunu vurgulayarak, "Bunu için olumlu psikolojik ortamı her zaman korumak lazım. Şehitlerimizi rahmetle anıyor ve son dönemden gittikçe artan terörle mücadele konusunda alınan başarılar dolayısıyla da bütün güvenlik güçlerimizi tebrik ediyoruz. Bu mücadele sürecek. Ama bir taraftan da daha fazla kan kaybı olmaması için her türlü diyalog ve tartışma ortamını sürdürmemiz lazım. Aktörlerin hepsinin tek tek tercihe zorlamamız gerekmektedir" diye konuştu.

"TÜRKİYE ULUSAL GÜVENLİĞİ İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALIR"

Suriye'nin PKK'yı desteklediği iddiaları hatırlatılınca Davutoğlu, bölücü örgütün elebaşlarından Suriyeli Fehman Hüseyin'in 1990'lı yılların ortalarında beri bu tür terörist saldırıların ortasında yer aldığını vurgulayarak şöyle devam etti:

"Bütün diğer terörü destekleyen liderler gibi oda bir gün takındığı tutumun bedelini öder. Suriye yönetimi halkı ile barışçıl bir ortamda yaşamak yerine şiddeti tercih etti v Suriye'de büyük bir kaos ortaya çıktı. Bu kaosun derinleşme ihtimalide her zaman söz konusu. Yani Suriye yönetimin PKK'ya verdiği destek dışında, birde kaos ortamından PKK'nın istifade etmesi söz konusu. Türkiye ulusal güvenliği için her türlü tedbiri alır. Şu anda biz gerektiğinde Kuzey Irak'ta hava harekatları yapıyor. Çünkü bizim ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir durum söz konusu. Dolayısıyla Türkiye böyle bir durumla karşı karşıya kaldığında uluslar arası hukukun da kendisine verdiği imkanlar içinde her zaman gerekli tedbiri alır."

Davutoğlu, "Her şeyi konuşmak Öcalan'a ev hapsi dahil her şeyi konuşmak mıdır?"  sorusuna şöyle cevap verdi:

"Kast ettiğimiz hukuk devletinde, hukuk devleti kuralları içinde konuşmak. Siyasal anlamda her talebin dile getirilmesi, bu talebin tartışılabilmesi ve olabilecek taleplerin belli bir mutabakat içinde, demokratik süreçler içinde hayata geçirilebilmesi. Hukuk devletini aşan talepler tabi ki uygulamaya konamaz. Sayın Arınç'ta gerekli açıklamayı yaptı."



GÖ(İD)