CNN Türk'te Hande Fırat'ın sorularını yanıtlayan Bakan Davutoğlu, teröristlerin Hakkari'nin Irak sınırındaki Dağlıca bölgesinde düzenlediği ve 8 askerin şehit düştüğü saldırıyı değerlendirdi. Şehitlere rahmet, ailelerine başsağlığı dileyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, terörle mücadelede en önemli unsurun psikolojik faktör olduğunu belirterek, şöyle dedi:

"Kamuoyu psikolojisi, uluslar arası psikoloji, terörü işleyenler tarafından da biliniyor. Ne zaman olumlu bir kamuoyu oluştuğunda, çözüme yönelik adımlar atılacağı beklentisi oluştuğunda, bu adımların mümkün olmayacağı psikolojisini yaymak istercesine bir takım eylemler yapılıyor. Burada iki şey dikkate alınmalı. Birincisi; iç kamuoyu alanında olumlu görüşlerin yaygınlaştığı dönemde bu şok saldırıların yapılması. İkincisi; uluslararası alanda Türkiye'nin aldığı önemli inisiyatifler tam gündemde iken bunun yaşanması. Bunun neredeyse onlarca örneği var. Her iki açıdan da zamanlaması bu psikolojik boyutu ortaya koyuyor. Sayın Başbakanımızın, Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmesinde Türkiye siyasetinde önemli bir momentum oluştu. İktidar ile ana muhalefetin bir çizgide buluşmak için görüştüğü bir dönemde başlamış olması, daha önceki bir çok adımlarda iktidarın yalnız bırakıldığı dönemler düşünüldüğünde çok büyük bir beklenti doğurdu. Bu konuda herkes Sayın Kılıçdaroğlu'nun tutumunu olumlu karşıladı. Sayın Başbakanımızın görüşme sonrası verdiği mesajların yeni bir atmosfer oluşturması bakımından önemli bir momentum doğmuştu."

"ZANA HERKESİN DÜŞÜNMESİ GEREKEN BİR ÇERÇEVE SUNUYOR"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bunların ardından Leyla Zana'nın açıklamalarını detaylı okuduğunu söyledi. Davutoğlu, bunun çerçevesi itibari ile akıl, mantık ve tecrübenin birleştiği bir açıklama olduğunu belirterek, şöyle dedi:

"İçinde birçok konuda farklı düşünülen hususlar da olabilir. Zaten herkes aynı düşünmüş olsa demokrasi olmaz. Önemli olan durulan yerin, duruşun, zeminin sağlamlığı. Sayın Zana, ciddi bir iç muhasebe yaparak bu röportajda vurgular yapıyor. Kendi tecrübesinde hareketle açıklama yapıyor. Olayı dışarıdan gözleyen birinin yargıları değil bunlar. İçinde yaşadığı bir süreç sonucunda ortaya koyduğu yargılar. O bakımdan çok ciddiye alınması gereken ve herkesin düşünmesi gereken bir çerçeve sunuyor Sayın Zana. Bugün, bu ülkenin geleceğini düşünen herkesin ön yargıları bir kenara koyara, makul bir tartışma ortamında buluşması lazım. Tartışacaksak bile makul bir ortamda tartışalım, şiddetin olmadığı, şiddet teşvikinin veya çağrısının hiç olmadı bir ortamda."

"SAFLAŞMA, BİR YÖNTEM TERCİHİDİR"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesini değerlendiren Davutoğlu, ideal olanın TBMM'deki 4 siyasi partinin bir zeminde buluşması olduğunu, ancak, bu olmuyor diye var olan zeminde geniş bir mutabakat şansı varsa bunu terk etmemek gerektiğini söyledi. Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Hiç mükemmel olamıyor' diye başladığımız noktaya dönmektense, atılan adımı bir sonraki aşamaya götürecek bir tavır içinde olmak lazım. Bence bir ülkede iktidar ile ana muhalefetin bir araya gelinmiş olması çok geniş bir mutabakat zeminidir. Eminim diğer partilerde bir iç muhasebe yapıp bu zemine katılmak isteyeceklerdir. Burada bu genel trend büyük önem taşıyor. O bakımdan Sayın başbakanımızın çağrısı önemle ele alınmalıdır. İktidar ve ana muhalefet partisi diğer partiler katılamasa da bu süreci işletmeye devam etmelidir. Şu anda iki taraf var. Bu taraflar aldıkları tutum ile ortaya konan taraflar. Bir taraf bu meselenin diyalog ile çözülmesi yolunda ve bütün tarafların bir araya gelerek olumlu psikolojik atmosferi destekleyen unsur. Diğer tarafta da hala terörü tercih eden var ve terör üzerinden bir şey elde etmenin mümkün olamayacağını bile bile. Bir BDP'li Leyla Zana ile aynı tarafta ise bizim tarafımızdadır. Yani bu meseleyi makul konuşabilecek taraftardı. Hala bu şiddeti sürdüren teröristler tarafındaysa, karşı taraftardır. Yani artık saflaşma bir siyasi tercih değil, bir yöntem tercihidir."



GÖ(İD)