Madencilik ve 12 Eylül ile ilgili yazdığı 5 kitabı bulunan, yerel bir gazetede köşe yazarlığı da yapan Kadir Tuncer, Ankara 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne iletilmek üzere Zonguldak Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na sunduğu dilekçesinde, ilk kez 14 Şubat 1981'de İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı emriyle Zonguldak'ta iş çıkışı gözaltına alındığını hatırlattı. İstanbul- Gayrettepe Siyasi Şubesi'nde kaldığı süre içinde işkenceye uğradığını ve 40 gün sonra, 'Komünist örgüt kurmak' suçlamasıyla gözaltına alındığını öğrendiğini anlatan Kadir Tuncer, o süreçte 3.5 yılda 22 kez gözaltına alınıp mahkemeye çıkmadan serbest bırakıldığını belirtti.

Kadir Tuncer dilekçesinde, 12 Eylül'ün, baskıcı, otoriter, tahakkümcü, anti-demokratik bir devlet yapılanmasının adı olduğunu söyledi. 12 Eylül 1980'de hayatta olan ve daha sonra doğan tüm yurttaşların darbenin mağduru olduğunu savunan Kadir Tuncer, şöyle dedi:

"Darbe yapanların ve o karanlık günlerde halka zulmedenlerin mahkeme önüne çıkartılması, basit bir yagrılama değildir. Bu dava yalnızca sanıklar ile Cumuriyet Savcısı'nın katılımı ile yürütülebilecek bir dava değildir. Tüm yurttaşlar ve demokratik kurumlar sanıkların işledikleri suçların mağduru durumundadır. Bu nedenle isteyen yurttaşların ve demokratik kurumların, demokratik kitle örgütlerinin davaya katılma istemlerinin kabul edilmesi gerekir. Bu şekilde davanın toplumsallaşması ve maddi gerçeğin eksiksiz gün yüzüne çıkmasının yolu açılmış olacaktır."

Tuncer dilekçesinde, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 237'nci maddesi gereğince davaya müdahil olarak katılmasına karar verilmesini istedi.

7'nci Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın, 'Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Tamamını veya Bir Kısmını Değiştirmeye veya Ortadan Kaldırmaya ve Anayasa ile Teşekkül Etmiş Olan TBMM'yi Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasına Engel Olmaya Cebren Teşebbüs Etmek' suçlamasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle yargılanacakları davanın ilk duruşması 4 Nisan'da yapılacak.



GG(EE/BT)