Türkiye'nin NATO İttifakı’na katıldığı 18 Şubat 1952 tarihinin bu yıl ayrı bir önem taşıdığını belirten Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin NATO üyeliğinin 60. yılını tamamladığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül şöyle devam etti:

"NATO İttifakı, kurulduğu 1949 yılından başlayarak, İkinci Dünya Savaşı'nda büyük yıkıma uğrayan Batı Avrupa ülkelerinin güvenliğinin sağlanmasında ve yeniden imarında hayati bir rol oynamıştır. Türkiye bu dönemde, özgür dünyanın güvenliğinin sağlanması ve değerlerinin savunulması bakımından o günkü ekonomik gücünün çok daha ötesinde büyük fedakarlıklara katlanmıştır. Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle NATO'nun rolü bu ülkelerle sınırlı kalmamış ve Transatlantik bölgesinin güvenliğindeki yeri zamanla genişlemiştir. Başlangıçta 12 ülke tarafından imzalanan Vaşington Antlaşması'yla kurulan İttifak’ın bugün 28 müttefikten oluşması, pek çok ülkenin örgüte üye olmak istemesi ve dünya genelinde 40’ı aşkın ülke ile ortaklığının bulunması bunun en açık kanıtıdır. Türkiye bu süreçte de İttifak’ın en etkin ve aktif üyelerinden biri olarak önemli roller üstlenmiş ve büyük başarılara imza atmıştır."

"NATO, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra, bir yandan eski Varşova Paktı ve SSCB’nin ardılı olan ülkelerle yeni ortaklık ilişkileri geliştirirken, diğer yandan artık ileri refah düzeyine ulaşmış bulunan Avrupalı müttefiklerin daha fazla sorumluluk üstlenebilecekleri yeni düzenlemeleri yürürlüğe koymuştur" diyen Cumhurbaşkanı Gül, bugün Avrupa- Atlantik bölgesinde düşman ülkeler değil, ortak değerleri ve ilkeleri paylaşan geniş bir ailenin bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül yeni oluşan ortamda, Avrupa'nın daha fazla sorumluluk üstlenmesinin doğal bir ihtiyaç olarak ortaya çıktığını ve Avrupalı müttefiklerin bu sorumluluğu üstlenirken hakça ve kapsayıcı bir düzenleme ortaya koyacaklarına inandığını söyledi. Cumhurbaşkanı Gül şöyle devam etti:

"Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi ortak değerleri paylaşan ülkelerin ittifakı olan NATO, Avrupa'da hakça ve kalıcı bir barış ortamının kurulmasına yönelik temel amacını her zaman korumuştur. Türkiye, Cumhuriyetimizin kurucusu Aziz Atatürk'ün belirlediği ilkelerin doğal bir sonucu olarak NATO'daki 60 yıllık üyeliği boyunca, müttefikleriyle paylaştığı çağdaş değerlerin, barış ve özgürlüğün yayılması noktasında İttifak’a çok önemli katkılarda bulunmuştur. Esasen halihazırda uluslararası camianın gündeminde bulunan tehdit, kriz, dönüşüm ve fırsatların önemli bir bölümü Türkiye’yi çevreleyen coğrafyalarda cereyan etmektedir. Sözkonusu stratejik iklimin bir neticesi olarak, Türkiye artık NATO İttifakının merkez ülkesi haline gelmiştir. Bu düşüncelerle, Türkiye'nin NATO üyeliğinin 60. yıldönümünde ülkemizin İttifak’a olan desteğini devam ettirmeye hazır olduğunu yineliyor, İttifak’ın önümüzdeki dönemde dünya güvenliği ve istikrarına katkılarını aynı başarıyla sürdürmesini temenni ediyorum."