Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul'da gerçekleştirilen Tüketim Ürünleri Forumu'nda konuştu. Gül, Haliç Kongre Merkezi'ndeki forumda çoğu dünya markalarının üst düzey yöneticilerinden oluşan topluluğa Türkiye'nin ekonomik başarısını anlattı. Coca Cola CEO'su Muhtar Kent tarafından Türkiye'nin ekonomik ve siyasi başarılarının arkasındaki isimlerden biri olarak kürsüye davet edilen Gül konuşmasında Türkiye'nin ekonomik başarılarından söz ederek, "Ekonomik büyüme ve gelir artışı sonucunda yoksullukla mücadele alanında da önemli ilerlemeler kaydettik. Ülkemizde günlük 1 Doların altında gelire sahip nüfusumuz sıfırlanmıştır. Günlük geliri 4,3 Doların altında olan nüfusumuz 2002 yılında %30 iken, 2010 yılında bu oran %3,66'ya düşmüştür.Küresel krizden sonra dünya genelindeki eğilim, gelir adaletsizliğinin artması yönünde olurken Türkiye'de tam tersi bir gelişmeye şahit olduk" diye konuştu.

SİYASİ REFORMLAR KATKI SAĞLADI

Türkiye'nin yükselen ekonomiler arasında müstesna bir yere sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemiz her geçen gün dinamizm kazanan ekonomisiyle, hem kendini, hem de etrafında yer alan kritik coğrafyaları dönüştürebilecek vizyon ve potansiyele sahiptir. Avrupa'da yaşanan derin ekonomik kriz ve Orta Doğu'da cereyan eden büyük halk hareketlerine rağmen, Türkiye büyümeye, kalkınmaya devam etmektedir.

Bu başarının arkasında ne yatmaktadır? Bugün son 4-5 yıldır süren küresel ekonomik krize rağmen Türk ekonomisinde görülen ekonomik istikrar, sıkı mali disiplin, hızlı büyüme ve güçlü bankacılık sektörünün ardında, 2002 yılından itibaren hayata geçirilen köklü iktisadi, siyasi ve hukuki reformlar yatmaktadır."

EKONOMİK KARARLAR BAŞARILI OLDU

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2009 yılında, küresel krizin en yoğun olarak yaşandığı dönemde pek çok Avrupa ülkesinde hükümetler kamu harcamalarını ve bütçe açığını artırarak krizden çıkmak gibi bir çözüm arayışındayken, Türkiye'nin bunun tam tersi bir strateji izlendiğini söyledi. Gül, "2009 yılında üç yıllık Orta Vadeli Program açıklandı ve üç yıl içerisinde mali disiplinin nasıl güçlendirileceğine ilişkin bir perspektif ortaya konuldu. Kriz sırasında Türkiye'de ekonomi yönetiminin almış olduğu kararlar ve bunların ekonomiye yansımaları pek çok ülkeden farklı oldu. Türkiye ekonomisi, başta Avro Bölgesi ülkeleri olmak üzere birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeden kendini pozitif bir şekilde ayrıştırdı" diye konuştu.

İSTİHDAM YARATAN BÜYÜME

Türkiye'nin 2010 yılında yüzde 9,2, 2011 yılında ise %8,5 oranında büyüdüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, bu başarının arkasında daha çok özel sektörün olduğunu söyledi. Gül konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Güven zemini sağlam olduktan sonra halkımız günlük harcamalarına devam etmiştir. Bankalarımız kredi vermeyi ve şirketlerimiz de yatırım yapmayı sürdürmüştür. Söz konusu güven ortamı ekonomik büyümeyi beraberinde getirmiştir. Halihazırda Avrupa ekonomilerinin ortalamasından yaklaşık 5 kat daha hızlı büyüyen Türkiye, önümüzdeki dönemde de, büyümeye, kalkınmaya devam edecektir. Uygulamaya konulan akıllı ve zamanlı politikalar sayesinde bu büyüme aynı zamanda "istihdam yaratan" bir büyüme olmuştur."

"İŞSİZLİK DÜŞTÜ"

2009 Nisan ayından bu yana Türkiye'de yaklaşık 4 milyon kişiye yeni istihdam sağlandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Diğer ülkelerle mukayese ettiğimizde, Türkiye, son dönemde en yüksek istihdam sağlayan ve işsizlik oranını en hızlı düşüren ülkeler arasında üst sıralarda yer almaktadır" diye konuştu.

"ZENGİNLE FAKİR ARASINDAKİ UÇURUM DARALMAKTADIR"

Gül, Ekonomik büyüme ve gelir artışı sonucunda yoksullukla mücadele alanında da önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirterek, "Ülkemizde günlük 1 doların altında gelire sahip nüfusumuz sıfırlanmıştır. Günlük geliri 4,3 doların altında olan nüfusumuz 2002 yılında %30 iken, 2010 yılında bu oran %3,66'ya düşmüştür. Küresel krizden sonra dünya genelindeki eğilim, gelir adaletsizliğinin artması yönünde olurken Türkiye'de tam tersi bir gelişmeye şahit olduk. Bunu sadece biz söylemiyoruz. OECD, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlar Türkiye'yi bu açıdan örnek bir ülke olarak göstermektedir. Netice olarak, gelir dağılımımız her geçen yıl iyiye gitmekte, zenginle fakir arasındaki uçurum daralmaktadır" dedi.

(BB)