Ecevit Kültür Merkezi’nde düzenlenen seminere konuşmacı olarak katılan Muğla Vali Yardımcısı Mestan Yayman, ülkemizde aile içi şiddet ve boşanma olaylarının giderek arttığını söyledi. İdeal bir neslin yetiştirilmesi, toplumsal olumsuzlukların azaltılması ve ailelerdeki mutlulukların artırılması için değişime ihtiyaç olduğunu belirten Yayman, “Değişim adına buradayım. Ancak değişimin hemen olmadığını hatırlatmak isterim. Değişim insanoğlu söz konusu olduğunda bunun meyveleri ortalama 3 nesil sonra alınıyor” dedi.

Değişim konusuna İngiltere’den bir örnek veren Yayman, “İngiltere’de tren icat olduğunda kimler karşı çıkmamış ki? At tacirleri, at yetiştiricileri, faytoncular, nalbantlar trene karşı çıkmışlar. Ancak, at arabasında kullanılan aletlerini demiryollarında kullanmaya başlayan aile, bugün İngiliz demiryollarının sahipleridir. İyiye güzele doğru, bilim ve teknolojik yeniliklere insanlık için ayak uydurabilirsek var oluyoruz. Aksi halde yol olup gidiyoruz” diye konuştu.

Ülkemizde bugün itibariyle 2 milyon civarında insanın gözüyaşlı olarak yatağa girdiğine dikkat çeken Yayman, “Bodrum’da 19 yaşındaki genç bir hemşire 23 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Yine benim ülkemde her gün en az 3 kadın kocaları tarafından öldürülüyor. 2008 yılında, 128 ülke arasında yapılan bir araştırmaya göre, kişi başına işlenen cinayet bakımından Türkiye birinci sırada bulunuyor” dedi.

Değişim konusuna Almanya’yı örnek gösteren Yayman şöyle devam etti:

“1'inci Dünya Savaşı’na Almanya ile girdik. Savaşın sonucu yenilgi oldu. Savaştan 21 yıl sonra Almanya, dünyaya tekrar kafa tutar oldu. 2'nci Dünya Savaşı’nda Almanya ve Almanlar’ın işgali altındaki topraklara 2 milyon 700 bin ton bomba bırakıldı. Aynı Almanya 1961’de Türkiye’den işçi almaya başladı. Nasıl bir millet ki 25 yıl geçiyor, 70’lerde dünyaya tekrar ’Biz varız’ diyor. Her yıl bizim 7 katımız daha fazla üretiyor. Almanlar nasıl oldu da bu hale geldi? Pek çok nedeni var, birinden söz edeceğim. 40 ülke arasında kitap okuma bakımından yapılan araştırmada, Almanlar kişi başı günde ortalama 24 dakika kitap okuyarak 1'inci olurlarken, biz Türkler 13 saniye kitap okumayla sonuncuyuz. Cinayette birinci, kitap okumakta sondan birinciyiz. Türk Milleti olarak günde ortalama 5 saat 17 dakika televizyon izliyoruz. Bir düşünün, günde 13 saniye kitap okuyan, 5 saat 17 dakika televizyon izleyen bir toplumun, cinayetlerde birinci olması doğaldır. Gelin 13 saniyeyi 20 dakikaya çıkaralım. Hiç olmazsa evinize misafir geldiğinde ona saygı adına televizyonu kapatalım. Gelin bugünden itibaren hayatınızda bir değişiklik yapın. Yatağınızın başına bir kitap koyun. Sadece bir cümle okuyun. Zararı yok. Ne olur demeyin. Bir yılda 365 cümle yapar, bu da bir kitap eder.”



MÇ(İÖ/AAA)