TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Meclis Başkanı Cemil Çiçek, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Cemil Çiçek, tutuklu milletvekillerinin durumuna ilişkin sorulan sorular üzerine, 8 milletvekilinin tutuklama tarihleri ile yargılamaları ve mahkemelerin farklı  olduğunu söyledi. Tutuklu vekillerin 4 ayrı mahkemede yargılandığına dikkat çeken Çiçek, "Milletvekilleri ile bazı davalar bitmek üzereyken bazılarının henüz yeni başladı" dedi. Çiçek, tutuklu milletvekilleriyle ilgili konunun daha Parlamento oluşmadan önce, seçim sürecinde ortaya çıktığına belirterek şöyle devam etti:

"Seçim sürecinden sonra bu siyasi bir sorun olarak karşımıza geldi. Konunun iki yönü var; Biri yargıda olan kısmıdır. İyi işleyen bir demokrasi, hukuk sisteminde, yargıya intikal eden konunun, yargı tarafından çözülmesi esastır. Görülmekte olan dava ile ilgili yasamanın neler yapabileceği bellidir. Temennimiz; yargının bu sorunu çözmesi ve sonlandırmasıdır. Maalesef, bu mümkün olmadı. Yargının çözemediği sorun, siyasi bir kriz olarak bizim karşımıza çıktı. Bu sorunun çözümü bakımından, Meclis Başkanı olarak Anayasa ve İçtüzük bana fazla yetki vermemiş olmasına rağmen, Meclis Başkanı sıfatının verdiği imkanı ile ciddi çaba içinde oldum. Ama ben prensip itibariyle bu işleri biraz kapalı devre götürmeye çalışan insanım. Özelikle tutukluluk söz konusu olunca. Cezaevi psikolojisini, onların yakınlarının, eşlerinin psikolojisini biliriz. Yerli yersiz o insanlara umut vermek, eziyet ifade eder."

Tutuklu milletvekilleri ile ilgili kamuoyunda söylenenleri eleştiren Meclis Başkanı Cemil Çiçek, "Bunlar sorunun çözümüne bir katkı sunmuyor, sonuç alınamayacak bir konuyu, demeçlerle siyasi söylem haline getirmek sorunun çözümünü zorlaştırıyor" şeklinde konuştu.

"OLUMLU SONUÇ ORTAYA ÇIKMADI"

Tutuklu milletvekilleri için son teşebbüste de sadece 8 milletvekiline yönelik olarak bir kural koyma yerine, genel uygulamalar içinde soruna çözüm aramanın tercih edildiği bildiren ve 3'üncü Yargı Paketi ile ilgili çözüm bulmaya çalıştığını belirten Çiçek, sorunun iki yolla çözüleceğini söyledi. "Ya yargı çözecek ya da yargının uyguladığı kuralı değişeceksiniz" diyen Çiçek şöyle devam etti:

"Yargı nasıl çözecek? Davayı biran an önce sonlandırmak suretiyle. Ama bu davalar uzun sürdü. Karmaşık, çok sanıklı dosyalar. Bu davalar sonlanamadı. Birleştirilerek de pehlivan tefrikasına dönüştürüldü. Tahliye ederek sonuçlandırabilirdi. Çünkü CMK'nın 100'üncü ve onu takip eden maddelerinde, tutukluluğun hangi hallerde gerçekleşeceği burada var. Tahliye edilerek çözülebilirdi ama burada da zorluk, bir mahkeme tahliye eder diğeri devamını ister. 4 ayrı mahkeme. Mahkeme, ne karar vererek davayı sonuçlandırdı ne de tahliye suretiyle bu sorunu çözebildi. Geriye kural koymak, değiştirmek kalıyor. Bu konuda çaba oldu ama bu kuraları koyma noktasında Meclis çoğunluğu açısından olumlu sonuç ortaya çıkmadı. Son teşebbüste de sadece 8 milletvekiline yönelik olarak bir kural koymak yerine, genel uygulamalar içinde soruna çözüm aramak tercih edildi."

"ESKİDEN 5 GÜN CEZA ALAN 2 GÜN YATIYORDU"

"3'üncü Yargı Paketi'nin bir kaç konuda önemli olduğunu belirten Çiçek, dün akşam itibariyle cezaevlerinde 92 bin 151 hükümlü ve 34 bin 235 tutuklu olmak üzere 126 bin 386 tutuklu hükümlü olduğunu hatırlattı. Çiçek, "Demek ki tutuklu sayısı 3'te 1'e düşmüş. Eskiden fazlaydı. Tutuklu sayısında, hükümlüye nazaran ciddi azalma var" dedi.

Bunun sevindirici olduğuna dikkat çeken Çiçek şunları kaydetti:

"Hükümlü niye fazla? İnfaz sistemi değişti. Eskiden 5 gün ceza alan 2 gün yatıyordu. Şimdi infaz, suçlarda üçte ikiye çıkmıştır. Tutuklu kişilerin arasında 8 milletvekili de var. Tutuklama bir tedbirdir. Tedbir mahkumiyete dönüşmemeli. Yargıçlarımızın da yargı makamlarımızın da çıkardığımız yasaların ruhunu iyi anlamaları, iyi kavramaları gerekiyor. Tutuklu milletvekilleri de dahil özel yetkili mahkemeler olarak bilinen mahkemelerin uygulamalarından bir rahatsızlık olmuş. Meclis de bu rahatsızlığı, bünyesinde değişiklik yaparak bunu ortaya koydu. Demek ki Meclis'in mesajı, uygulamalarda dikkatli davranılmasıdır. Tartışmaların önemli kısmı, soruşturmanın yapılışı ve tutuklamalarla ilgilidir. Meclis yeni irade ortaya koymuş ve yargı makamlarının her şüphede tutuklama kararı vermek yerine elini genişletmiştir. Böylece bugün, 34 bin 235 tutuklu hakkında istiyorsa yargı makamları her dosya, her sanık, her tutuklu için ayrı bir değerlendirme konusu yapabilecektir. Tutuklu milletvekilleri bakımından da adli kontrol gibi gerçekten çağdaş bir tedbiri uygulamaya koyabilecektir. Ümit ederim yargı, yasamanın verdiği bu mesajı iyi anlamıştır."

"2 SAAT SONRA BRÜKSEL'DE YANKI BULUYOR"

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yargının gelişi güzel tartışılmasının, yargıya olan güveni azaltacağına dikkat çekerek, "Uygulamalara dikkat edilmeli. Türkiye çağdaş bir devlet. Biz ne kadar hassasiyet gösteriyorsak, yargı da işlemlerine dikkat etmeli. Günümüz dünyasında Ankara'nın bir ilçesinde verilen karar, 2 saat sonra Brüksel'de yankı buluyor. Türkiye'nin itibarı için önemli. Kimse de artık, 'Ben yaptım, tutuklarım' gibi bir yola tevessül etmemeli" dedi.

Yargının, yasama organı olarak koyulan kuralı, değişiklik mesajını, felsefesini iyi anlaması gerektiğini belirten Çiçek, "Ümit ederim ki bu sıkıntı kısa sürede çözülsün" dedi.

Çiçek ayrıca, bir gazetecinin, 3. Yargı Paketi'nin yürürlüğe girdiğini anımsatarak, Van Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş'ın durumuyla ilgili sorusu üzerine Çiçek, Aktaş ile ilgili fezlekeyi yargıya geri göndereceklerini bildirdi.

KAVAKÇI'NIN ÖZLÜK HAKLARI BAŞVURUSU

Çiçek, bir gazetecinin, Merve Kavakçı'nın özlük haklarının iadesi başvurusu hakkındaki görüşlerini sorması üzerine Cemil Çiçek, şöyle konuştu:

"Kavakçı milletvekilliği yaptı. Özlük haklarını kazandı. Yemin edip etmeme sadece yasama faaliyetleriyle ilgili. Yargının siyasallaştığı dönemde, Meclis'in yetkisi de gasp edilerek haksız bir karar verildi. Yargı, Meclis'in Kavakçı'nın özlük haklarını ödememesiyle ilgili kararını haklı buldu. Ortada gerekçesine katılmadığım ama uymak zorunda olduğum bir karar var. AİHM'nin de tazminat talebini reddetti. Bu iki şekilde çözülebilir: Ya yeni bir yargı kararıyla ya da kural koyarak bu haksızlık giderilebilir. Üçüncü yol varsa, yakınlarını da söyledim, bize yol gösteren olursa biz gereğini yapmaya hazırız. Ama haksız bir tasarruf olduğuna kesinlikle inanıyorum."

"ÖZEL BİR BİLGİYE SAHİP DEĞİLİM"

Samsun'daki sel felaketi hakkında "Böyle olaylarda hiç bu ülkede bir sorumlu olmaz mı?" şeklindeki soru üzerine Çiçek şunları kaydetti:

"Acılar devam ediyor. Her halde bu işin önü, arkası araştırma konusudur. Konunun bir şekilde Meclis gündemine de gelebilir. Bilgiler ortaya çıktıktan sonra bir değerlendirme yapmak uygun olur. Meclis şuan kapalı ama bir şekilde gündeme gelirse de zaten ilgililer nedir ne değildir onun cevabını verirler. Ben özel bir bilgiye sahip değilim. Kişisel değerlendirme yapmam doğru olmaz. Üzücü bir olay, üzülüyoruz. Olay, Afet Risklerine Karşı Kentsel Dönüşüm Kanunu'nun ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Biraz bekleyelim, açıklamalar her halde bir şekilde yapılacaktır."

"HEP BERABER GÖRELİM"

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 3. Yargı Paketi'nin CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürülmek istendiğinin hatırlatılması üzerine böyle bir hakka sahip olduğunu, yasanın yeni yürürlüğe girdiğini aktardı. Çiçek, "Uygulamaları hep beraber görelim. Temenni ederiz ki endişe edilen konular olmasın, iyi bir uygulama yapılsın. Geçmişte şikayet konusu olan yanlışlıklardan yargı biraz daha hassasiyet göstererek kurtulmuş olalım" dedi.

"ANAYASA ÇALIŞMALRI HIZLANDIRILMALI"

Bir gazetecinin, "Anayasa çalışmaları nasıl gidiyor? Başkanlık sisteminin tartışılabileceğini söylemiştiniz, özerklik ya da federasyonu da tartışılabilir mi?" sorusu Çiçek, şunları söyledi:

"Meclis'in tatile girdi. Ancak anayasa Uzlaşma Komisyonu'nu çalışmalarını sürdürüyor. Çalışmalar biraz daha hızlandırılmalı. Yıl sonuna kadar çalışmaların belli bir noktaya getirilmesi konusunda taahhütlerimiz var. Bu sorumluluk içerisinde çalışmaları sürdürüyoruz. Bir ülkenin anayasa seviyesinde tartışılması gereken konuları varsa, o konuların hepsi bu süreçte tartışılıyor ve tartışılacaktır. Şu ana kadar henüz yasama, yürütme organı kısmına gelmedik ama yarın yasama organının görev, yetki ve sorumluluklarını belirleyeceğiz. Neye göre belirleyeceksiniz? Benimsediğiniz sisteme göre. Arkasından yürütme organının görevi, yetkisi ve sorumluluğu... Bu müzakerelerin hepsi yapılacaktır. Herkes fikrini orada söyleyecek ama oradan uzlaşılarak çıkılacaktır. Yoksa bir partinin görüşünü tek başına getirmiş olması, hemen orada kabul edilecek diye bir şey yok. Herkes her konuyu tartışıyor. Başkanlık sistemi de tartışılabilir, yarı başkanlık da, parlamenter sistem de tartışılabilir. Başka konular da tartışılabilecektir ama sonuçta dört partinin uzlaşarak bir karara varması gerekiyor. Tek başına görüş, orada sonuç almaya yetmez."

Çiçek, bu dönemin eylemli, kavgalı geçtiğini, önümüzdeki dönem bu görüntülerin önüne geçmek için bir şey yapmayı planlayıp- planlamadığı sorusuna şu karşılığı verdi:

"Eğer bu görüntüler TBMM'nin saygınlığı açısından bir fayda temin ediyorsa, bir şey demem. Ama etmiyorsa, bu görüntülerin faili arkadaşlarımızın, bu eylemleri ortaya koyanlar dahil, hepimizin oturup düşünmesi gerekiyor. TBMM'nin teker teker şahsımızdan öte bir kimliği, onuru vardır. Kendimizden çok daha fazla onu korumak gibi bir de sorumluluğumuz var. Millete karşı, vicdanımıza karşı sorumluluğumuz var. Bir şey söyleyecek, yapacak olanın dokuz defa düşünüp bir defa yapmış olması gerekir. Zannediyorum bazı görüntüler, sözler, tavırlar, kamuoyu tarafından da hoş karşılanmıyor. Milletvekili açısından da bu konuların en evvel kendisini tarafından düşünülmesi gerekiyor. İçtüzükte bu konular açısından yeterli hükümler var. Kural koyan bir Meclis, kendisi kuralsızlık yapmamalıdır. Kural koyan ve kural konulması için çaba sarf eden milletvekillerimiz, kendisi kural dışı, içtüzük dışı davranışlarda bulunmamalıdır. Ümit ederiz ki yeni dönemde bunların hiç birisi yaşanmaz."

MECLİSİN 1 YILLIK ÇALIŞMALARI

Çiçek, basın toplantısında meclisin bir yıl için yaptığı çalışmalar hakkında detaylar verdi. Meclis Genel Kurulu'nda 1 yıl içerisinde 119 kanunun kabul edildiğini aktaran, bunun 199 maddedeki kanun sayısının 1423 olduğunu belirten Çiçek şunları kaydetti:

"Bunlardan en önemlilerinden birkaç tanesi ise ilk defa cumhurbaşkanını 2014 yılında halkımız seçecek, meclis seçmeyecek. Cumhurbaşkanlığı seçimi bunlardan bir tanesidir. Bir diğeri ise günümüzde çok fazla tartışma konusu olan ve meclisimizde hassasiyet göstererek kanunla düzenlemeye çalıştığı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanundur. Üçüncüsü ise gelecek nesiller açısından fevkalade önemli çoğaltılmış fikir ve sanat eserlerini derleme kanunudur. Bu kültürel mirasımız açısından da çok önemlidir. Bir başka önemli konu ki Türkiye'nin bir temel sorunundur. Bir diğer kanun ise hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan arazilerin değerlendirilmesi. Yani kamuoyunda 2B yasası olarak bilinen yasanın çıkarılmış olması. Anayasa değişikliğine uyum sağlamak bakımında çıkarılan kamu görevlileri Sendikaları kanunda değişiklik yapma dair kanun. Maalesef ülkemizin birçok önemli özelliği ve güzelliği olmasına rağmen öbür tarafta da tabi afetlere karşı hassas bir coğrafyada yaşıyoruz. Deprem ve sel baskınlarda dâhil olmak üzere çok da kötü bir yapılaşma söz konusudur. Nitekim Samsun da yaşanan sel felaketi burada yaşanan sıkıntı ve üzüntü bu düşüncemizi doğrulamaktadır. Afet riski altında ki alanların dönüştürülmesi ve sağlıklı bir şehirleşmeye imkan vermek için çıkarılmış kanun. Bir diğer kanun ise hukuk uyuşmazlıkları için çıkarılan Arabuluculuk kanunu. En çok tartışılan konuların başında mahkemelerin önünde biriken dosyalar ve davaların uzun sürmesidir. Dolayısıyla uyuşmazlıkların arabuluculuk yöntemi ile çözülmesine imkan veren ve hayatımızda da ilk defa uygulayacağımız bir yönteme imkan sağlayan kanundur."

İlk defa Kamu Denetçiliği Kurumu'nun kurulması ve bununla ilgili düzenlemeleri esas alan bir kanun çıkarıldığına dikkat çeken Çiçek, "Bu kanun yayınlandı, yürürlüğe girdi. Kamu deneticisi olmak isteyenlerin başvurularını yakın bir tarihe kadar almış olacağız" dedi.

Çiçek, kısa süre önce çıkan bir torba kanunun çok değişik alanlarda düzenleme getirdiğini, şehit yakınları, harp ve terör mağdurlarına düzenlemeler getiren bu düzenlemenin son derece önemli olduğunu anlattı. Çiçek, "Bu insanlara hepimizin minnet ve şükran borcu var. Bu çerçevede sosyal güvencesi olan harp malülerinin faizsiz konut kredisinden yararlandırılması, terör olayları nedeniyle malul olanların kendilerine, hayatının kaybedenlerin ise ailelerine aylık bağlanması gibi önemli düzenlemeler getiriyor" diye konuştu. 



DHA(GO/İD)