NTV Televizyonu'nda katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan TBMM Başkanı Çiçek, "PKK'lı teröristlerle milletvekillerinin kucaklaşması konusunda dokunulmazlıklar kaldırılmalı mı, siz bu milletvekilleriyle görüştünüz mü?" sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Ben kendileriyle görüşmedim. Dokunulmazlık konusu önemli ve hassas bir konu. Meclis'te şu ana kadar 770 civarında dokunulmazlık dosyası var. Dokunulmazlığın kaldırılıp kaldırılmaması hukuki bir işlem değil, siyasi bir karar. Yargı diyor ki; 'Dokunulmazlığın kaldırılmasının istendiği suçlar açısından bakın. Bunu mecliste değerlendirin kaldırırsanız ben buna devam edeceğim, kaldırmazsanız kenara alacağım. Zamanaşımı da işlemiyor milletvekilliği bittikten sonra kaldığı yerden devam edeceğiz' deniyor. Gelecekle ilgili ya da bir makamın yerine kendimi koyarak bir şey söylemek çok doğru olmaz. Meclis Başkanı olarak Meclis iradesinin yerine Cemil Çiçek iradesini koyarak bir açıklama yapmak benim çok siyaset üslubuma da uygun düşmüyor. İkincisi bu doğmadık çocuğa elbise biçmek gibi bir şey. Belli milletvekillerinin o karşılaşmaları sebebiyle geldi bu gündeme. Bunun doğru olmadığını, hoş olmadığını ben söyledim. Bizler milletvekiliyiz. Nerede bulunacağımıza, nerede oturup kalkmamız gerektiğine dikkat etmemiz gerekiyor. Kaldı ki uluslararası hukuk açısından bir sürü sakıncaları olan bir şey. Ben benzer bir şeyi bundan üç sene evvel söylediğimde bana söylenmedik laf kalmamıştı. Şimdi ben, 'günaydın' diyorum o kişilere. Uluslararası hukukta AİHM kararlarında net ve açık; 'terörü desteklemek değil, telkin etmemeyi bile demokratik ilkelerle bile bağdaştırmıyor. Ama şimdi onun üzerinden bir dosya da bize gelmedi daha."

'VALİLERİMİZ, PLAKET YAĞCILIĞINI BIRAKIVERSE'

Afyon'daki patlamanın ardından Afyon Valisi'nin, Genelkurmay Başkanı'na verdiği hediyelerin çok tartışılması ile ilgili olarak da Cemil Çiçek şunları kaydetti:

"O geride kaldı ve hoş olmadığında herkes müttefik. O geride kaldı, bundan sonrakiler için ders olsun. Şu valilerimiz plaket yağcılığını bir bırakıverse. Türkiye'de yüzde yüz kapasiteyle çalışan sektör plaket sektörüdür. Her gittiğiniz yerde verirler. Benim evimde plaket koyacak yer kalmadı. 'Kimin malını kime hediye ediyoruz' deyip, bu işe noktayı koysak bu tür sıkıntılar da yaşanmaz. Bunun anı olacak bir yanı yok, biz o vilayete 50 defa gitmişizdir. Onun için o olumsuzluktan bir ders çıkarıp bu plaket faslını valilerimiz kaldırıversin.

'30 YIL DAHA TARTIŞIRIZ'

TBMM Baykanı Çiçek, BDP'li Selahattin Demritaş'ın, 'Anayasa Komisyonun'da çekiliriz'  açıklamalarını da şöyle değerlendirdi:

"Ben konunun realite kısmına bakarım. Bu Anayasa Uzlaşma Komisyonu, 4 partinin siyasi başkanlarının onayı, desteği ile kurulmuş bir kuruldur. Türkiye gergin bir ortamda yeni döneme başladı. Bu tartışmaları Genel Kurul'a getirmeyelim. Bu zamana kadar çeşitli tartışmalar oldu, ancak hiçbir siyasi parti komisyondan çekileceği açıklamadı. Hatta tam tersi çekilmeyeceklerini açıkladılar. Siyasi partilerin yetkililerinin, bana ve bize söyledikleri ve yaptıkları açıklamalar 11 aydır bizim bu komisyonda yaptığımız çalışamlarla uzaktan yakından alakası olmadığını görüyorum. Tam da 12 Eylül'ün olduğu bir günde, 12 Eylül Anayasası'nı içine sindiren varsa, yürülükte kalmaya devam etsin. Başaramazsak yürülükte klamaya devam edecek. İstemesek de bu anayasanın yürülülüğünü biz kendimiz temin etmiş olacağız. 30 yıl bu anayasadan şikayet ederiz. Bundan sonraki 30 yılda yeni bir anayasa neden yapamadık... Yazık bu millete."

'TERÖRÜ DEVLET SORUNUOLARAK GÖRMELİYİZ' 

Son haftalarda terör eylemlerindeki artışın Türkiye'nin batısına doğru kaymış olması hakkındaki soruya da Çiçek, şu yanıtı verdi:

"Türkiye çok uzun bir zamandan beri terör konusuyla uğraşan bir ülke. Terörle bu kadar uzun uğraşan ve sıcaklığını her zaman koruyan dünyada birkaç ülke var. İkincisi, Türkiye terörün her türlüsüyle karşı karşıya olmuş ve olmakta olan bir ülke. Türkiye'nin bazı bölgelerinde terör koyanlar tek tip bölücü terör örgütü değil, aşırı uçların koyduğu terör eylemleri de var. Terörün hedefi olan bir ülke. Maalesef, bir terör konusunu bu kadar zamandır yaşamış olmamıza rağmen, bütün boyutlarıyla değerlendirme yönünde birçok bir şeyimiz olmadı. Biz meydana gelen olayların güvenlik boyutu ve yüreğimizi yakan acıları üzerinde durduk. Hala sorulması gereken sorular, ilk defa soruluyormuş gibi biz cevaplıyoruz, ya da ilk defa bu iller bugün çıkmış gibi bir değerlendirme yapılıyor. Cemil Çiçek olarak kamuoyuyla bazı düşüncelerimi, fikirlerimi paylaşmaya çalıştım. Tabii işin daha çok, 11 maddelik 'gelin şu konularda bir mutabakat varsa bir tavır koyalım' kısmı üzerinde duruldu. O metin dağıtılmadan evvel terörle ilgili bazı noktalara temas etti ki, bu konuyu doğru algılayalım. Doğru algılayamazsak o zaman birbirimizi suçluyoruz. Ve acılar üzerinden çok tatsız görüntüler ortaya çıkıyor. Bir taraftan insanlar ülkenin birliği için hayatını kaybediyor, öbür tarafta da siyasi tartışmalar kamplaşmalar oluyor. Bu teröre hizmet ediyor. Evvela tüm dünyada terör bir devlet sorunudur. 25- 30 yıldır geriye dönük tartışmalara baktığımızda devlet sorunu olarak görülmeyip iktidarlarla ilgili, hükümetlerle ilgili. Elbette işin o boyutu var. Ama bu terör olayları başladığından beri bir parti iktidar oldu. Herkese düşen görev var. 'Birileri bu işle uğraşsın, biz de kendi işimize bakalım' diyemeyiz. Devlet sorunu olarak kabul ettiğinde, sade vatandaştan devletin tüm kurumlarına kadar en başta hükümet olmak üzere herkese düşen görevler var. Böyle kabul etmezseniz bu güvenlik güçlerinin işidir. Yerine getirsin gereğini. Bu kadar zamandır, Türkiye'nin canını yakan bu olay, bana göre en önemli iki milli meseleden birisidir. Birisi Kıbrıs, diğeri terör meselesi. Milli mesele söz konusu olduğunda da partiler üstü. Bunun algılanması lazım. Partiler arası bir mesele gibi kabul edildiğinde siyasi tartışmaların konusu oluyor. Elbette siyasi tartışmalar da yapılacak ama konuya benim partimin menfaati, sizin partinizin menfaati açısından değil, milletimizin menfaati açısından bakmak gerekecektir."

'C4'E BAĞLADIM, YAPMAZSANIZ ATEŞLERİM' DEMEK İNSANLIKLA BAĞDAŞMAZ

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, BDP'nin halen müzakere alanında bulunup bulunmadığına  ilişkin bir soruyu ise şöyle yanıtladı:

"Devletten de taleplerede bulunabilirsiniz. Zaten yapılan talepler doğrultusunda özgürlükleri talep hakkını olabildiğince düzeltecek düzenlemeler yapılmaya çalışılıyor. Ancak, 'Şayet bunu talebimi vermezseniz, ben bunu C4'e bağladım. Yapmazsanız ben burada dinamiti ateşlerim' diyorsanız ve kadın, çoluk çocuk demeden öldürüyorsanız, işin bu kısmı demokrasi ile bağdaşmaz. İnsanlık ile bağdaşmaz."