CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, aileler, mahkum ve tutukluların yanısıra cezaevi yöneticileri ile görüşerek, sorunları dinlediklerini, ailelerin sunduğu yazılı şikayetlerin de takipçisi olacağı sözünü verdiklerini, cezaevi yönetiminin de şikayet konularının büyük kısmını kabul ettiğini söyledi. Atıcı, ailelerin benzer şikayetleri defalarca Adalet Bakanlığı yetkililerine yaptıklarını, ancak bir sonuç alamadıklarını ifade ettiklerini dile getirerek, sorunların Osmaniye ilinden sorumlu Milletvekili Özgür Özel ile paylaşılmasından sonra bir grup milletvekili ile bu cezaevinin ziyaret edilmesi ve sorunların yerinde görülmesi kararlaştırıldığını bildirdi.

Mersin Milletvekili Atıcı, ailelerin sunduğu dosyanın incelenmesiyle Osmaniye Cezaevi’nde yaşandığı iddia edilen sorunları şöyle sıraladı:

GİRERKEN SOYULUYORLAR

"Cezaevine girişlerde tüm tutuklu/hükümlülerin çırılçıplak soyulmaları, soyunmak istemeyenlerin zorla soyulmaları ve şiddet uygulanması, günlük sayımların adeta tekmil verir gibi yapılması, ayağa kalkmayan tutuklu/hükümlülere şiddet uygulanması, herhangi bir nedenle koğuşundan alınarak başka bir yere (revir, açık/kapalı görüş, avukatla görüşme vb.) götürülen tutuklu/hükümlülerin inatla duvar dibinden götürülmesi.

Etrafa bakılması durumunda disiplin cezası verilmesi, tutuklu/hükümlülerin günlük olarak sakal tıraşına zorlanması tıraş olmayanların hiçbir şekilde koğuştan çıkarılmaması ve disiplin cezası verilmesi, emirlere uymayan tutuklu/hükümlülere her fırsatta şiddet uygulanması, şiddet sonrasında hücreye atılmaları ve şiddet izleri geçtikten sonra doktora götürülmeleri.

MEKTUPLAR ULAŞTIRILMIYOR

İçeriden yazılan mektup ve dilekçelerin çok büyük bir kısmının ilgili yerlere ulaştırılmaması, gardiyanlar arasından seçilen ve A takımı adı verilen bir grup görevlinin kötü muamele yapması, disiplin cezalarının son derce orantısız olması, bazı mahkûmların disiplin cezalarının aldıkları cezanın iki katı kadar olması.

Gelen ziyaretçilere de kötü muamele yapılması, kaba davranılması, kapalı görüşte bile iç çamaşırlarına kadar aranması, hijyenik petlere bile bakılması, banyo sürelerinin kısa olması, soğuk ve sıcak su kısıtlaması yapılması, tutuklu/hükümlülerin kapalı görüşte bile sıkı bir aramadan geçirilmesi, ağız içinin bile aranması.

Dışarıda serbest olan gazete, dergi ve kitapların içeriye alınmaması, Cezaevi yönetiminin tüm bu sorunlara kulak tıkaması ve görmezden gelmesi, birçok tutuklu/hükümlünün açlık grevi başlatması."

Mersin Milletvekili Atıcı, konunun yerinde incelenmesi için Adalet Bakanlığı'na yaptıkları başvurunun geç de olsa karara bağlanarak inceleme izninin kendilerine verildiğini de dile getirerek, 19 Mart 2012'de ziyaretin gerçekleştiğini anlattı.

MÜDÜR İTİRAF ETMİŞ

Atıcı, cezaevinin giriş bölümünde ziyaretçilerin kimlik kontrolünün yapıldığı bölümün duvarında, 'Asil insanlar idare eder, Aciz insanlar şikâyet eder, Basit insanlar iftira eder.' yazının asılı olmasının hayretle karşılandığını, bu kurumun nasıl bir mantıkla yönetildiği hakkında da önemli ipuçları verdiğini dile getirerek raporda şu ayrıntılara dikkat çekti:

"Cezaevi Müdürü, Savcısı ve diğer görevliler ile toplu bir görüşme yapılarak ailelerin iddiaları tek, tek sorulmuştur. Müdür yukarıda bahsedilen iddialardan şiddet ve kötü muamele dışında her şeyin doğru olduğunu ve ilgili yönetmeliklere göre yapıldığını itiraf etmiştir. Hatta haddini aşarak yasal düzenlemenin milletvekilleri tarafından yapılabileceği, kendilerinin ise sadece uygulayıcı olduklarını ifade ederek gerekli düzenlemelerin tarafımızdan yapılmasını önermiştir. Cezaevi Müdürü’nün verdiği bilgilere göre Osmaniye Cezaevi 651 kapasiteli olarak inşa edilmiş ancak daha sonra yapılan eklerle kapasite 1000’e çıkarılmıştır. Burada halen 648 hükümlü, 574’ünün tutuklu olmak üzere; 21 çocuk, 34 kadın, 1167 erkek toplam 1222 kişi bulunmaktadır. Cezaevi Müdürü günde iki kez hava iyiyse bahçede, değilse yemekhanede sayım yapıldığını belirtmiş olup askeri disiplin uygulanıp uygulanmadığı sorumuza ise “onlar da bize yardımcı oluyor’ diyerek kaçamak cevap vermiştir. Müdür tutuklu/hükümlülerin A Takımı, kendilerinin ise “robokop” dedikleri 10 kişilik bir acil müdahale ekibinin olduğunu itiraf etmiş, bunun da mevzuata uygun olduğunu, ayrı kıyafetlerinin olduğunu ve kendileri tarafından özel olarak eğitildiğini itiraf etmiştir. Bu kişilerin nasıl seçildiği sorusunu cevaplayamayan Müdür, başka hiçbir cezaevinde uygulanmayan bu yönteme neden başvurulduğu sorusunu da yanıtsız bırakmıştır. Tutuklu/hükümlülerin ilk girişte çırılçıplak soyunmasının mevzuat gereği olduğunu belirten Müdür, açık veya kapalı görüşlerde yapılan olağan üstü aramaları yine mevzuat gereği olduğunu ifade etmiştir. Dışarıda serbestçe satılan fakat cezaevi içinde oluşturulan bir sansür kurulu tarafından onaylanmayan kitap, dergi ve gazetelerin içeri verilmediği iddiasını doğrulayan Müdür, bu kurulun neye göre karar verdiği sorusuna “takdir hakkı” diyerek yanıt vermiştir. Dilekçe ve mektuplarda yalan beyan olduğunda el konulduğunu itiraf eden Müdür, bu uygulamanın da takdir hakkı kullanılarak yapıldığını belirtmiştir. Günlük tıraş uygulamasını da mevzuata dayandırmaya çalışan Müdüre Tüzük ne diyor diye sorulduğunda: 'Alışılmışın dışında' sakal bırakılmasının uygun olmadığını ifade etmiştir. Alışılmışın dışı nedir? Nasıl karar veriliyor? Sorusuna ise yine 'takdir hakkı' diye yanıt vermiştir. Sıcak-soğuk su kullanımı kısıtlaması sorulduğunda yine mevzuata sığınan Müdür kısıtlamayı doğrulamıştır. Kapalı görüşte bile tutuklu/hükümlülere ağız içi araması yapıldığını doğrulayan Müdür, bunun gerekçesini yine mevzuata dayandırmıştır. tutuklu/hükümlülere haftada 10 saat sohbet hakkı tanınması gerektiği hatırlatılan ve yönetmelikleri çok iyi kullandığı gözlenen Müdür, bu uygulamayı bilmediğini söylemiştir. Cezaevi Müdürü’nün yaklaşımlarından ve verdiği cevaplardan, daha aileler tarafından verilen şikâyet dilekçelerinin, yerinde inceleme yapılmadan önce üdüre iletildiği ve üdürün gelecek olan heyete hazırlık yaptığı kanısı uyanmıştır. Ancak ısrarlı sorular üzerine Müdür gerçekleri itiraf etmek zorunda kalmıştır."

TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERLE YAPILAN GÖRÜŞMELER

"Aldıkları disiplin cezaları nedeniyle bazı tutuklu/hükümlülerle görüşülememiş, bazıları ile sadece kapalı görüş yapılabilmiştir. Ayrıca beş tutuklu/hükümlü ile açık görüş imkânı bulunabilmiştir. Bazi Aslan, Haci Aydın, Erdal Çelebi, İlyas Toptamur ve Mazlum Kapan isimli tutuklu/hükümlülerle açık görüş yapılabilmiştir. Aldıkları disiplin cezaları nedeniyle Mehdi Eteş, Abdurrahim Balicak, Mustafa İlgen ve Bayram yıldız ile ancak kapalı görüş yapılabilmiştir. Yine aldıkları disiplin cezaları nedeniyle Yusuf Abo ve Osman Bozkurt isimli tutuklu/hükümlülerle hiç görüşülememiştir. Görüşülebilen tutuklu ve hükümlüler aşağıdaki yakınmaları dile getirmişlerdir: 1. Birinci Müdür hiçbir sorun ile ilgilenmemekte, cezaevi açıldığından beri tüm ısrarlara rağmen hiçbir tutuklu/hükümlü ile görüşmemektedir. 2. Cezaevine girişlerde tüm tutuklu/hükümlülerin çırılçıplak soyulmakta, soyunmak istemeyenler zorla soyulmakta ve şiddet uygulanmaktadır. 3. Üç kişilik odalarda dokuz kişi, sekiz kişilik odalarda 20 kişi kalmaktadır. Yemek bile gruplar halinde yenmektedir. 4. Hasta olanlar hastaneye aylar sonra gönderilmektedir. Örneğin kıl dönmesi olan birisi (Metin Özkan) üç aydır, bel fıtığı olan birisi (Barış Yıldız) dört aydır, gözlerinde sorun olan birisi (Erdal Çelebi) iki aydır hastaneye götürülmemiştir. Makat bölgesinde apsesi olan bir tutuklu tam dört kez hastaneye götürüldüğü halde başında bekleyecek görevli bulunamadığından ameliyat edilmemiştir. Ancak heyetimizin ziyareti belli olduktan sonra bu hastaların hastaneye yönlendirildikleri ifade edilmiştir. 5. Diş dolgusu gereken bir tutuklu (Mehdi Eteş) dört aydır tedavi olamamaktadır.

6. Dışarıda serbest olan gazete, dergi ve kitaplar içeriye alınmamaktadır. Özellikle Kürtçe yayınlar verilmemektedir. Televizyonlarda Osmaniye Cezaevi ile ilgili en küçük bir haber olması durumunda derhal yayın kesilmektedir. 7. Türkçe basılı bir kitabı Kürtçe’ye çevirmeye çalışan bir tutuklunun çalışmalarına el konmuştur. 8. Kapalı görüşme sırasındaki telefon görüşmeleri için bir saate kadar hak tanınmışken en fazla 35 dakika görüşme imkânı tanınmaktadır. 9. Spor, kütüphane ve benzeri aktiviteler keyfi olarak kısıtlanmaktadır. 10. Hücrelerin çok kötü durumda olduğu ifade edilmiştir. Demir parmaklıkların önünde çok sık örülü tel örgü bulunmaktadır. Buradaki insanlar günlerce dışarı çıkarılmamaktadır. 11. Birçoğu KCK davası nedeniyle yargılanmakta olduklarını ifade eden tutuklulara isnat edilen suçlar arasında İsrail’in Filistin’e yaptığı zulmü protesto etmek, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden burs almak, Tunceli yerine Dersim demek vb. bulunmaktadır. 12. Günlük sayımlar zorbalıkla yapılmakta tek kişilik hücrede bile ayağa kaldırarak sayım yapılmakta buna direnen tutuklu/hükümlülere şiddet uygulanmaktadır. Ayrıca terlikle veya hafif sakal varlığında bile sayım alınmamakta, özellikle zorluk çıkarılmaktadır. 13. Revir veya açık/kapalı görüşe götürülürken kişiler duvar dibinden götürülmekte, etrafa bakmasına bile izin verilmemektedir. 14. Günlük olarak sakal tıraşı olmayanlara disiplin cezası verilmektedir. 15. Tutuklu/hükümlülere şiddet uygulanması için adeta provokasyon yapılmaktadır. 22 Şubat 2012 tarihinde 26 ve 27. Koğuşlar basılmış ve buradakiler gardiyanlarca acımasızca dövülmüştür. 16. İçeriden yazılan mektup ve dilekçelerin çok büyük bir kısmı ilgili yerlere ulaştırılmamaktadır. 17. Diğer cezaevlerinin kantinlerinden alınanlar bile bu cezaevine alınmamakta, iç çamaşırlarının kantinden alınması zorunlu tutulmaktadır. 18. Disiplin cezaları keyfi uygulanmaktadır. İyi niyetli gardiyanlara bile disiplin cezaları verilmekte onların da kendileri gibi davranması gerektiği söylenmektedir. 19. Gelen ziyaretçilere de kötü muamele yapılmakta ve buraya gelmeleri engellenmektedir. 20. Banyo süreleri kısa, soğuk ve sıcak su kısıtlaması yapılmaktadır.

21. Tutuklu/hükümlülerin kapalı görüşte bile sıkı bir aramadan geçirilmekte, ağız içi bile aranmaktadır.

22. Birçok tutuklu/hükümlü açlık grevinde olduğu halde cezaevi yönetiminin tutumu yüzünden bu grev fiilen “ÖLÜM ORUCU'na dönüşmüştür. Açlık grevinde olanlara sadece su, tuz, şeker ve limon verilmektedir. Meyve suyu istenmesine rağmen verilmemektedir. 23. 15 kişi süresiz açlık grevine başlamışlardır. 19 Mart 2012 tarihi itibariyle sekiz kişi 26 gündür, yedi kişi ise beş gündür açlık grevindedir. 3-5 kişilik gruplar halinde dönüşümlü olarak açlık grevine destek olanlar da vardır.

24. Adli tutuklu/hükümlüler için durum siyasi mahkumlara göre çok daha vahimdir. Yukarıda bahsedilen kötü uygulamalar onlara çok daha ağır bir şekilde uygulanmaktadır. 25. Tutuklu/hükümlülerin hazırladıkları ve yaşadıkları sorunları içeren yazı (toplam beş sayfa) ekte sunulmaktadır."

İNSAN HAKLARI İHLALLERİ VAR

CHP'nin Osmaniye Cezaevi raporunun sonuç bölümünde şu uyarılara yer verildi:

"Osmaniye Cezaevinde yönetim tarafından keyfi uygulamalar yapılmakta ve çok önemli insan hakkı ihlalleri yaşanmaktadır. Yaşanan insan hakkı ihlallerinin önemli bir kısmı herhangi bir mevzuat değişikliğine gerek olmadan ortadan kaldırılabilir. Mevzuat değişikliği gerektiren durumlar ise “takdir hakkıö iyiye kullanılarak insani boyuta çekilebilir. Suçu ne olursa olsun, siyasi ve dünya görüşü nasıl olursa olsun cezaevinde bulunanların insan olduğu unutulmamalıdır. Cezaevi yöneticileri yönetmeliklerin sadece lafzına bakmakta, ruhunu algılamamaktadır. Ayrıca insani boyut tamamen ihmal edilmiş görünmektedir. En önemli insan hakkı olan “yaşama hakkından bile vazgeçmeyi göze alan tutuklu/hükümlüler derhal ve çok basit bir şekilde yapılacak düzenlemelerde grevi sonlandıracaklarını beyan etmişlerdir. Acil istekler şunlardır: 1. Sayımların insani bir şekilde yapılması, 2. Sakal tıraşının zorlanmaması, 3. Koridorda duvar dibinden yürütülmemesi, 4. Diğer tutuklu/hükümlüler ile sohbet hakkının tanınması, 5. Daha önce belirtilen şikâyetlerin dikkate alınacağının beyan edilmesi ve zamanla bunların da çözüme kavuşturulması. Bu kadar basit istekler yerine getirilmediği için meydana gelecek ölümlerden sadece Cezaevi Müdürü değil Adalet Bakanı ve Başbakan da sorumlu olacaktır. Açlık grevi yapılan cezaevinde tek bir doktor saat 08.00-17.00 saatleri arasında bulunmaktadır. Bu olağanüstü durum devam ettiği sürece 24 saat süreyle bir ambulans bulundurulması şarttır. Aksi halde ölümlere bilerek izin verilmiş olacaktır.

CHP'nin Osmaniye Cezaevi inceleme heyetinde Aytuğ Atıcı(Mersin), Özgür Özel (Manisa), Ümit Özgümüş (Adana), Veli Ağbaba (Malatya), Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar) ve Hüseyin Aygün (Tunceli) bulundu. Yaşanan sorunların çözümüne yardımcı olabilmek amacıyla hazırlanan detaylı raporun ilgili yerlere sunulduğu bildirildi.


AŞ(OA/AAA)(FOTOĞRAF)