Ulusal güvenliğin girdiği sıkıntıların altında, artık Başbakan'ın gittikçe bunalan bir tablo içinde olduğunu öne süren Koç, AK Parti'nin ülkeyi yönetemediğini savundu. Koç, bunun çok açık bir sonuç olduğunu kaydederek şöyle konuştu:

"Ülkemize dönük bölücü terör saldırıları yeni bir aşamaya geçmiş durumda. Kurtarılmış bölgeler oluşturulma gayretinde. Hergün evlatlarımızı kaybediyoruz. Dün sürece yeni bir boyut daha eklendi. Tunceli Milletvekilimiz Hüseyin Aygün PKK militanlarınca kaçırıldı. Türkiye'de ilk kez seçilmiş bir milletvekili, kendi seçim bölgesinde yolu kesilerek silahlı teröristlerce alıkonuluyor ve kaçırılıyor. Olay tüm boyutlarıyla vahimdir. Başbakan ve iktidar konunun vehametinin üzerini örtmeye çalışıyor. 'Her şey kontrolümüzde' açıklamaları Başbakan'a ait. AKP sözcüsü Hüseyin Çelik bir milletvekili kaçırıldı, 'Bir kaç Mehmet şehit oldu diye Meclis olağanüstü toplantıya çağrılamaz' gibi sıkıntılı bazı ifadelerle kendi iç dünyasını yansıtıyor. Başbakan, milletvekilinin kaçırılmasıyla ilgili 'Bu beklenen bir olaydı' açıklaması var."

'SON BİR YILDA 145 KİŞİ KAÇIRILDI'

CHP'li Koç, Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasından önce PKK tarafından 1990- 2010 yılları arasında 154 vatandaşın kaçırıldığını hatırlatarak, son bir yılda ise 145 kişinin kaçırıldığı, geçici sürelerle alıkonulduğu ve şu anda PKK'nın elinde 26 yurttaşımız tutulduğunu anlattı. Haluk Koç şöyle devam etti:

"Bunlardan 8 tanesi kamu görevlisidir. Teröristler Doğu'da ve Güneydoğu'da saatlerce yolları keserek vatandaşlarımızı ve kamu görevlilerimizi kaçırabilmektedir. Ulusal sınırlarımız içerisinde, ellerini kollarını sallayarak oradan oraya götürebilmektedirler. İstediği zaman getirip, aynı yerde de serbest bırakabilmektedirler. Demek ki bu ülkede girilemeyen, kontrol edilemeyen yerler var. Ve Başbakan 'Her şey kontrolümüzde' diyor, temel çelişki burada yatıyor. Kurtarma operasyonları düzenleniyor ama kurtarılan bir tek kişi bile yok. Bunların hiç birisini MİT duymuyor. Yaşadığımız tüm bu olaylar bir istihbarat ve güvenlik skandalı değilse, nedir?"

'TERÖRLE MÜCADELE KONUSUNDA İRADE AKP HÜKÜMETİNDE DEĞİL'

Kamuoyunun, son 3 aydır 'Terör örgütü silah bırakacak. ABD ve Irak devrede' denilerek oyalandığını iddia eden Koç şunları söyledi:

"Oysa 3 ayda 70 şehit ve çok sayıda yaralı verilmiş, sadece bu dönemde 60  vatandaşımız kaçırılmıştır. Silah bırakmak isteyen örgüt, eylemlerini neden tırmandırsın? Neden Barzani'nin desteğiyle Suriye'nin kuzeyinde bir Kürdistan parçası kurmak için harekete geçsin? Silah bıraktırmak için devrede olduğu söylenen güçler ve siyasetçiler, niyetlerini ve terör örgütü üzerinde ne kadar etki sahibi olduklarını göstermek istiyorlarsa, işe kaçırılan vatandaşlarımız ve kamu görevlilerini serbest bıraktırmakla başlamalıdırlar. Oslo görüşmeleri kayıtları Wikileaks ve Stratfor belgeleri ile Suriye ile Şemdinli'de yaşananlar dikkate alındığında şu açıkca ortaya çıkmıştır; Terörle mücadele ve Kürt meselesi konusunda siyasi irade, AKP hükümetinin elinde ne yazıkki değildir. Doğru olan tek mutabakat ve çözüm zemini TBMM çatısıdır."

'BAŞBAKAN SORUMLULUKLARINI BİLECEK'

ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton'ın son ziyaretini de değerlendiren CHP Sözcüsü Haluk Koç, eleştirilerini şöyle sırraladı:

"Devletimizin başkentinde değil İstanbul'da, sanki Cumhurbaşkanı ve Başbakan Clinton'ı kabul ediyor manzarasında değil de, Hilary Clinton Cumhurbaşkanı'nı ve Başbakan'ı kabul ediyormuş diplomatik görüntüsü altında yapılan görüşmelerde ortaya çok ciddi sorular çıkıyor. ABD, İran, Rusya, İsrail ekseninde Suriye bağlamındaki olayların ağırlığı nedir? Türkiye yangın yeri, olaylarla ilgili şehir efsaneleri yayılıyor. Başbakan yemekli toplantılarda kin, nefret, öfke dolu konuşmalarla toplumu her yönden germeye, bölmeye çalışıyor. Bu acı bir görüntüdür. Başbakan sorumluluklarını bilecek. CHP'ye dönük ağırlık tartışmalarına -onun üslubuyla söylüyorum - girmemeye niyetliydik. Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu ile ilgili yersiz, nezaketsiz, kaba üslubunuzu isterseniz biraz erteleyin. Tüm bunlara sizin ve sizi çıkarları doğrultusunda destekleyenlerin anlayacağı dilden cevap vermeyi en az sizin kadar becereceğimizi unutmayın. İşte Başbakan, 'gelin 14 Ağustos'ta Meclis'te yurttaşlarımızın bu arzularını gerçekleştirmek için; sizlere verdiğimiz görev gereği toplanın, uygarca tartışın, çözümleri oluşturun ve TBMM olarak Türkiye'nin bağımsız ve dik duruşunu tüm dünyaya birlikte gösterin' diyorlar."

Gazetecilerin Hüseyin Aygün'ün serbest bırakıldığına ilişkin söylentileri hatırlatması üzerine Koç, söylentilerin doğrulanmadığını ifade ederek, Selvi Kılıçdaroğlu'nun hedef olduğu yönündeki haberleri ise yalanladı.

'TWİTTER ÇIKTI, MERTLİK BOZULDU'

AKP'li Şamil Tayyar'ın mikroblog sitesi Twitter'da söylediği sözleri de eleştiren Koç, "Twitter çıktı, mertlik bozuldu. Paraşütle milletvekili olanların kamuoyu duyarlılıklarını nasıl sömürdükleri ortada. Şamil Tayyar Ergenekon'un avukatlığından başka, şimdi de komplo teorileri uzmanlığına soyundu. Kendi ayıbıyla başbaşa bırakıyoruz" dedi.

Basın mensuplarının 'Neden Aygün, neden Tunceli'de?" sorularına ise Koç şöyle yanıt verdi:

"Ülkede her şey kontrolümüz altında diyen bir iktidarın yaşanan olayları küçültme gayretinde olan, meşru zeminde tartışmaktan kaçan bir iktidarın güç kullanma döneminde, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, kendi seçim bölgesinde bir milletvekili silahlı militanlar tarafından alıkonuluyor. Bu başka bir milletvekili de olabilirdi. Yani Hüseyin Aygün özelinde bir ilişki kurmuyorum."

'BAŞBAKAN, KILIÇDAROĞLU'NU ARAMAKTA GECİKTİ'

Haluk Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kemal Kılıçdaroğlu'nu aradığını da belirterek; "Geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Biraz geç kalan bir aramaydı. Dün akşam gerçekleşen bir olaydan sonra Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Genelkurmay Başkanı aramışlardı. Başbakan'da saat 12.00'de gecikerek bu aramayı yaptı" dedi.



DHA(BY/COŞ)