Hamzaçebi yaptığı yazılı basın açıklamasında, "12 Eylül darbecilerinin düzenleyici ve denetleyici kurum olarak özerklik ilkesi üzerine kurdukları SPK, dün geceki müdahale ile yok edilmiştir. Bundan sonra yönetime kim gelirse gelsin, gelenler hükümetin bu operasyonunun gölgesinde görev yapacaklardır. Bu tip düzenlemelere geçmişte de başvurulmuştu. Bunlar o zaman da yanlıştı. Şimdi de yanlıştır. SPK Başkan ve üyelerinin görevlerinden hangi şartlarda nasıl alınacağı kanunda belli edilmiştir. Suç işledikleri iddiası varsa bunlar hakkında kovuşturma yapılması ve cumhuriyet savcılıklarına, yargıya intikal ettirilmesi gerekir. Bunlar olmaksızın 'ben öyle istiyorum' denilerek bu yola başvurulamaz" dedi.

TBMM'de dün gece kabul edilen SPK Yasa Tasarısı ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın, Borsa İstanbul AŞ. adı altında yeniden yapılandırıldığını da belirten Hamzaçebi, "Borsaların dünyadaki eğilime paralel olarak anonim şirkete dönüştürülmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak bunun herhangi bir büyüme ve dünyanın sayılı borsalarından biri olma yönünde bir strateji olmaksızın sadece özelleştirme gibi bir amaçla yapılması yanlıştır. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın kuruluşuna ilişkin kanun hükmünde kararname de aynen SPK Yasasında olduğu gibi 12 Eylül döneminde, 1983 yılında çıkarılmıştır. Yani borsa da bir 12 Eylül dönemi kurumudur. Ancak borsayı o dönem kuranların yani 12 Eylül darbecilerinin borsaya yaklaşımı bugünkü hükümetin çok çok ilerisindedir" dedi.

BORSA PARLAMENTO DENETİMİNİN DIŞINA ÇIKTI

Hükümetin yaptığı düzenlemeye kadar borsa yönetiminin başkan dahil 5 kişiden oluştuğuna dikkat çeken Hamzaçebi, 4 yönetim kurulu üyesinin Borsa Genel Kurulunca aracı kurum temsilcileri arasından seçildiğini, başkanın ise hükümet tarafından tayin edildiğini belirtti.

Kasım 2011'de yürürlüğe giren bir kanun hükmünde kararname ile hükümet Borsa Yönetim Kurulunun üye sayısını başkan dahil 7 kişiye çıkararak, 7 kişilik yönetimin başkan dahil 4'ünün atama yetkisini de kendisine aldığını hatırlatan Hamzaçebi, şöyle devam etti:

"Dün gece kabul edilen Kanunla aynı anlayış devam ettiriliyor. Borsa Yönetim Kurulu'nun büyük bir çoğunluğu hükümetin uygun gördüğü kişilerden oluşacaktır. Ayrıca Kanunda yer alan bir maddeye göre de Borsa'nın harcamaları TBMM'nin denetimi dışına çıkarılmıştır. Yani Borsa bir yandan devletleştirilirken, diğer yandan parlamenter denetimin dışında bırakılmıştır. Anonim şirkete dönüştürülen Borsa'nın Borsa İstanbul AŞ.'ye ait hisselerinin özelleştirilmesine ilişkin herhangi bir süre söz konusu değildir. Yani Borsa görünüşte anonim şirkete dönüştürülürken, gerçekte devletin bir kurumu haline getirilerek hükümetin kontrolüne alınmakta ve harcamaları da parlamento denetiminin kapsamının dışına çıkarılmaktadır. Bu da demokrasiye ve bütün gelişmiş ülkelerde millete ait olan 'bütçe hakkı'na vurulmuş bir darbedir. 12 Eylül darbesini yapanlar yargılanıyor. Ancak o darbeyi yapanların özerklik anlayışı içinde yapılandırdıkları kurumlara darbe vuranlar hükümette ve onlar ülkeyi yönetiyorlar."

 

AY (AY/AAA)