CHP Milletvekili Süheyl Batum, düzenlediği basın toplantısında sporun insanları birbirine yaklaştıran en önemli unsur olduğunu belirtti. Batum, "Bunu geçmişte böyle gördük ve böyle yaşadık. Ancak bugün gelinen noktada sporun önemli bir dalı olan futbolda gerek saha içi ve gerekse saha dışında yaşanan olaylarla belirsiz bir konuma girmiştir. Sanki dümeni ve kaptanı olmayan bir gemi gibi dolaşıyor. Nerede duracak bir yere mi vuracak belli değil. Spor kamuoyuna göre de karaya oturmuştur" dedi.

HAKKANİYET, EŞİTLİK VE ADALET

3 Temmuz 2011'de şike davası ile başlayan çalkantının halen devam ettiğini vurgulayan Süheyl Batum şunları söyledi:

"Bugün günümüzde sahada futbolcuların ortaya koydukları performans yerine saha dışı olaylar konuşulmaktadır. Öyle ki, maç sonralarında ülkemizin yetiştirdiği değerli teknik adamlar bile yaptıkları basın toplantılarında maçın kritiğini yapmak yerine saha dışındaki olayları konuşup tepki göstermektedirler. Futbol bir gösteri sporu olmasının yanı sıra aynı zamanda bir endüstri yani futbol endüstrisidir. Oysa günümüzde futbolun kamuoyundaki algısı siyasallaşmış olduğudur. Hukuk siyasallaşmamalı, devletleşmemeli ve hukuk sporun rengine bürünmemelidir. Çünkü spor siyaset üstüdür. Bir takımı tutan taraftar, aynı zamanda bir siyasi partiyi de tutabilir. Hatta üyesi de olabilir. Bu çok normaldir. Her konuda aranılan hukukun üstünlüğü ve adalet olduğu gibi futbolda da aranılan ülkeyi her alanda yönetmekten sorumlu olan kişilerden, özellikle Sayın Başbakan'dan, bakanlardan, bürokratlardan, yöneticilerden ve de kurumsal olarak özerk yapı taşıyan TFF'den beklenen hakkaniyet, eşitlik ve adalettir"

OY OLARAK GÖRÜLMEMELİ

Batum, gücün hukuku değil hukukun gücünün geçerli olmalısı gerektiğini belirterek, "Verilen kararlar vicdanları sızlatmamalıdır. 3 Temmuz 2011 den günümüze yürüyen süreçte Sayın Başbakan'ın, 'Cezanın kuruma değil de kişiye verilmesi gerekir. Avrupa'ya birkaç yıl gitmesek ne olur' gibi söylemlerde bulunmasından toplum ve hatta UEFA rahatsız olmuştur. Her geçen gün gerginliğe, hırçınlığa dönüşmeye başlayan futbol müsabakaları artık yerini barışa, dostluğa Fair Play'e bırakmalıdır. Bunun içinde yapılması gereken siyasilerin futbol kulüpleri ile taraftarlarını oy olarak görmeden kendi yönetimlerine bırakmalarıdır. TFF ile Kulüpler Birliği de sabır ve hoşgörü içeren söylemlerde bulunmalıdır. Herkes bu söylemlerinde de samimi olmadır. Yani adil ve hakkaniyetli davranmalıdırlar" dedi.


(MV/AK)