İnce, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Mithat Kabali ile birlikte partisinin Şebinkarahisar ilçe kongresine katıldı. “Küçük ilçelere gittiğimde herkes ‘fazla giydirme’ diyor. Ben giydirmeden yapamam. Bu ülkenin her şeyini satacaklar, üniversiteleri susturacaklar, silahlı kuvvetlerin itibarını bitirecekler, yargıya diz çöktürecekler, medya konuşamayacak, herkesin telefonunu dinlenecek, Erdoğan kendini diktatör zannedecek, ben de AKP’ye yumuşak geçeceğim. Olmaz, kusura bakmayın” diye başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sigara içip içmeyeceğimize, Meclis başkanına, cumhurbaşkanının görev süresine, üçüncü köprünün nereden geçeceğine o karar veriyor. Böyle şey olur mu? Üçüncü boğaz köprüsünün nereye yapılacağına, kaç çocuk yapacağımıza o karar veriyor. Sen bizim çocuklara bir gemi al, ABD’de okutacak bir de işadamı bul, biz 15 tane de yaparız. Ne var ki çocuk yapmakta? Bu ülkede Kurtuluş Savaşı’nı yapanlara, kahramanlara sürekli küfredip, yalan söylüyorlar. 'CHP, Konya’daki Alaaddin Camini kapattı, ahır yaptı' diyorlar. Evet, 3 kez savaş nedeniyle kapatıldı ve asker alma merkezi yapıldı. Bugün savaş olsa yine ibadete kapatır, yine asker alım yeri yaparız. Savaşa girmiş memleket savaşa.”

Erdoğan’ın eski CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün için hakarete varan sözler söylediğini kaydeden Muharrem İnce, "İsmet İnönü bizim genel başkanımız. 40 sene olmuş öleli. Uğraşma İnönü ile. Bak senin hocan daha dün öldü. Bosna paraları yüzünden çocukları birbirine düştü. İnönü’nün çocukları birbirine düşmedi. Terbiyemizden konuşmuyoruz. Bir konuşursam berbat ederim. Biz ölünün arkasından konuşmayız. Öleli 40 yıl olmuş bir kahramanımızın ardından din - iman - edebiyatı üzerinden yalan konuşarak tarihimiz karalanamaz. Bunun üzerinden siyaset yapılmaz” dedi.

CHP Grup Başkanvekili İnce, bütün darbelerde solcuların zarar gördüğünü ve cezaevine gönderildiğini ifade ederek “12 Mart’ta ve 12 Eylül’de solcular cezaevine alındı. Bizler Metris’e, Selimiye’ye, Diyarbakır’a, ülkücüler Mamak’a gönderildi. Ama bir tek bu tosuncuklar zarar görmedi. 12 Eylül’de benim genel başkanım Ecevit, içeri atıldı, Erdoğan ise İETT’de futbol oynuyordu o zaman. Ona bir şey olmadı. Erdoğan, 'darbecilerin yargılanmasını millet istedi diye yapıyoruz' diyor. O zaman soralım Erdoğan’a. Madem sen milletin istediğini yapıyorsun; zamları millet mi istedi? Elektrikteki kaçak ve TRT payını millet mi istedi? Habur’dan gelenlere çadır mahkemesi kurulmasını millet mi istedi? Gösteri yaptı diye biber gazı yemeyi millet mi istedi ?” diye sordu.

KAFALARINDA CUMHURİYET DÜŞMANLIĞI VAR

İnce konuşmasını şöyle tamamladı: “Sen Oslo’da PKK ile pazarlık yapmışsın dedik, ‘Yok valla’ dedi ve Kayseri meydanında, ‘PKK ile görüştüğümüzü söyleyenler şerefsizdir’ dedi. Sonra PKK ile pazarlık yaptığı ortaya çıktı. Şimdi Kayseri meydanındaki şerefsiz lafı sahibini arıyor. Kim ne anlıyorsa gitsin alsın oradan. Bunlar milletin fitresi ve zekatı ile malı götürdüler. Deniz Feneri’nde örgüt bulamamışlar, eğer örgüt deselerdi telefon kayıtları delil olacaktı. Telefon kayıtları var ama bunları delil olmaktan çıkarmak için örgüt demiyorlar. Silivri’deki arkadaşlarımızı aslanlar gibi ziyaret edip basın açıklaması yapıyoruz. Deniz Feneri sanıklarını ziyaret eden 27 AKP’li milletvekili çıksın, yürekleri yetiyorsa 'Biz de ziyaret ettik' diye açıklasınlar. Açıklayamazlar. Ama biz hiçbir şeyi saklamıyoruz, gizlemiyoruz. Bunlar bizim geçmişimize küfretmeye, hakaret etmeye devam edecektir. Çünkü ne kadar eğitirsen eğit kedinin cibilliyeti bu kadardır. Bunlara ne yaparsan yap ne dersen de değiştiremezsin, kafalarının arkasında Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı var.”

Parti içindeki kavganın son bulmasını ve sokakta birbirlerini eleştirmemelerini de isteyen Muharrem İnce’ye bir partili yazdığı şiiri okudu. Seçimlere mevcut başkan Oktay Alp başkanlığında tek liste ile gidildi ve Alp yeniden ilçe başkanı seçildi.