Ağırlıklı olarak İstanbul ve İzmir’den yüzde 20 vatandaş Çeşmealtı’ndaki yazlıklarına geldi..

Yeni tip corona virüs (covid19) nedeniyle “evde kal” günlerini şehirlerde geçirmek istemeyen, özellikle İstanbul ve İzmirli bazı vatandaşlar Evliya Çelebi'nin deyimiyle "yufka sulu liman" olarak adlandırılan Urla’nın şirin balıkçı kasabası Çeşmealtı’ndaki yazlıklarına geldi.

Zamanlarını sahil boyunda kısa yürüyüşler ve bahçe düzenleme işleriyle geçiren corona yazlıkçıları sokağa çıkarken ise virüsten korunma tedbirlerine uymayı ihmal etmiyor. Polis de devriye gezerek bir taraftan yaşları itibariyle sokağa çıkma kısıtlılığı getirilenleri kontrol ederken bir taraftan da maskesiz sokağa çıkanları ve yakın mesafe yürüyenler ile toplu halde bulunanları uyarıyor.

Müşteriler teker teker içeri alınıyor

EKMEK SATIŞLARI YÜZDE 50 DÜŞTÜ

Sessizlik ve huzurun hakim olduğu Çeşmealtı’nda bir kısım yazlıkçının da gelmesiyle birlikte nüfus artmasına rağmen ekmek satışları corona virüs öncesine göre yaklaşık yüzde 50 oranında düştü. 150 yıldır dededen toruna fırıncılıkla uğraşan Özcan ailesinin Çeşmealtı’nda 52 yıllık Öz Çeşmealtı Unlu Mamuller’in işletmeciliğini yapan küçük torunu Atilla Özcan, corona virüs öncesi ve sonrası halkın temel gıda maddesi ekmek ile unlu mamullere olan talebini değerlendirdi. Özcan, yerli halk harici yaklaşık yüzde 20 civarında yazlıkçının beldeye gelmesine rağmen; salgın nedeniyle okulların tatil edilmesi, bazı özel işletmelerin kapatılması, bazı kurum ve kuruluşlarının ise çalışma saatlerine kısıtlanma getirilmesiyle birlikte vatandaşların eskisi gibi sokağa çıkmadığını, alışveriş yapmadığını, bu nedenle de her gün ihtiyaç duyulan ekmek ile börek, kurabiye ve tatlı gibi unlu mamul ürünlerindeki satışlarda düşüş yaşandığını söyledi.

Corona Virüsün ülkemizde görülmeye başladığı ilk zamanlar insanların panikle ihtiyaç fazlası ekmekler alıp, buzluklara attıklarını, ancak kısa bir süre sonra ekmek satışları düşerken maya ve un satışlarında artış olduğunu dile getiren Özcan, “Çünkü "Evde kal" çağrısına uyarak işe gitmeyen, dışarı çıkmayan birçok kişi ekmeklerini evde kendileri yapmaya başladı. Bu da ekmek satışlarını yüzde 50 oranında düşürdü. Bakkallara yaptığımız toptan satışlarda da oldukça düşüş oldu. Çeşmealtı yaşayanlarının yarısı ekmeklerini hastalık ve hijyen korkusundan artık kendileri evlerinde yapmaya başladı.” dedi.

Fırında 52 çeşit ekmek üretiliyor

ÖZCAN: HİJYEN KURALLARINA UYUYORUZ

İnsanların her gün ihtiyaç duyulan ekmek konusunda hayli hassas davrandıklarına, ekmek alırken işletmenin hijyen kurallarına uyup uymadığına ve fiyatlara dikkat ettiklerini vurgulayan Atilla Özcan sözlerine şöyle devam etti:

“İşletmemizde hijyen ve sosyal mesafe kuralına uymak için kasa - ürün - müşteri mesafesini şerit çekerek uzaklaştırdık. Mümkün olduğunca insanları tek tek içeri alıyoruz. Ellerimizde eldiven, yüzümüzde maske ile hizmet veriyoruz. Ekmek verdiğimiz eldivenle para alıp - vermiyoruz. Bir aile işletmesi olarak 12 aile üyemizle güler yüzlü hizmet anlayışıyla işimizi severek, kaliteli ve temiz bir şekilde yapıyoruz. Ayrıca sık sık hem işyerinin içini hem de dışını dezenfekte ediyoruz. Bu dezenfekteyi bakkallar için paketlediğimiz ekmekleri dağıttığımız araçlara da yapıyoruz. Zabıtalar da virüs öncesi denetime ayda bir gelirken, şimdi haftada bir gelmeye başladılar. Bu denetimleri de her zamanki gibi sorunsuz geçiyoruz. Müşterilerimiz hijyen kurallarına uyan bizim gibi fırınlardan gönül rahatlığıyla alışveriş yapabilirler. Ancak aynı eldivenle hem ekmek verip, hem de para alışverişi yapan, hijyen kurallarına uymayıp, halkın sağlığıyla oynayan yerlerden alışveriş yapmamalarını öneriyoruz.”

ÇEŞME VE KARŞIYAKA’DAN DA KARAKILÇIK EKMEK ALMAYA GELİYORLAR

Bir aile işletmesi olan Öz Çeşmealtı Unlu Mamuller’in işletmecisi Atilla Özcan’ın satış kısmında görevli eşi dilek Özcan ise karakılçık, balina, sarı buğday, ekşi maya, karabuğday, Safranbolu, siyez, tam tahıl, ekşi mayalı buğday, çavdar, tam buğday, kepek ve beyaz ekmek çeşitleri gibi 32 farklı çeşit ekmek ürettiklerini ifade ederek, “Ekmek harici gevrek, boyoz, kuru - yaş pasta, İzmir bombası, galeta, peksimet, tatlı ve börek çeşitleri gibi unlu mamullerin de üretimini yapıyoruz. Ayrıca dışardan özel siparişler de alıyoruz. Müşterilerimiz genelde ekşi maya köy ekmeğini alıyorlar. Püf noktası ise katkısız ve doğal olması. Ayrıca balina ve öğleden sonra çıkardığımız Karakılçık ekmekleri de en tercih edilen ekmek çeşitlerimiz arasında. Hatta karakılçık ekmeğini Çeşme ve Karşıyaka’dan özel almaya gelen müşterilerimiz var. Her birimiz özenle istekle ekmeklerimizi hazırlıyor, İnsanlara en iyi şekilde sunmaya çalışıyoruz. Lütfen korkmasın müşterilerimiz, birimizin sağlığı, hepimizin sağlığı. Maximum dikkat ediyoruz hijyen kurallarına. Tamam ekmeklerini evlerinde kendileri yapsınlar ama hijyenik fırınlardan da güvenle ekmek ve unlu mamuller alabileceklerini unutmasınlar.” diye konuştu.

Haber ve fotoğraflar: Fulya OMAÇ / İZMİR