BİR USUL YANLIŞLIĞINI SAPTAMAK TAM 16 AY SÜRDÜ


Duruşma öncesi Çağdaş Hukukçular Derneği üyeleri Bakırköy Adliyesi önünde açıklama yaptı. Grup adına açıklama yapan Avukat Barkın Timtik, "İşkencenin mevzuatta ağır ceza yaptırımını içeren suç olarak düzenlenmesi yahut insanlık dışı fiil olarak tanımlanıp, yasaklandığı sözleşmelerin imzalanması işkencenin cezalandırıldığı, cezalandırılacağı anlamına gelmemektedir. Engin Çeber davasında yaşananlar, 'İşkenceye sıfır tolerans' söylemini dilinden düşürmeyen, işkence nedeniyle özür dileyen ileri demokrasinin hukuka ve ahlaka aykırı yaklaşımını ısrarla sürdürdüğünü göstermektedir" diye konuştu.


Davaya bakan 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 1 Haziran 2010 tarihinde verdiği kararla sanıkların, "İşkenceyle adam öldürmek" ve "İşkence yapmak" suçlarından cezalandırılmalarına karar verdiğini hatırlatan Timtik, şunları söyledi:


"Karar temyiz edildi. Yargıtay'ın esasa girmemesine karşın, bir usul yanlışlığını saptaması tam 16 ay sürdü. Yargıtay 8. Dairesi, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını, 'Hukuki yararları birbirine uygun olmayan sanıkların aynı avukat tarafından temsil edildiği' gerekçesiyle esasa girmeden bozdu. Oysa yargılamada müdahiller vekillerinin sanıkların ayrı avukatlar tarafından temsil edilmesi gerektiğine ilişkin talepleri mahkeme tarafından reddedildi. Tüm eksikliklerine rağmen Türkiye'de işkencenin cezalandırılması noktasında örnek ve sembol bir kararın önceden görülen ve uyarılan usulü nedenlerle ortadan kaldırılmasını, üstelik tutuklu sanıkların serbest bırakılmasının sağlanmaya çalışılmasını kabul etmek mümkün değildir. Anlaşılmaktadır ki, işkence bir kez daha cezasız bırakılmak istenmektedir."


ZAMANAŞIMINA OYNAYARAK KATİLLERİ ÖDÜLLENDİRMEK İSTİYORLAR


Duruşmaya gelen DİSK Genel Başkanı Erol Ekici de, "Hukukun, adaletin olmadığı bir ülkede hukuk ve adalet arıyoruz. Ama biz inatla, ısrarla bu topraklarda hukuk ve adaletin halkın yararına işlediği güne kadar bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Başta kurucu başkanımız Kemal Türkler davasında olduğu gibi zamanaşımına oynayarak katilleri ödüllendirmek istiyorlar. Biz Engin Çeber davasında katiller yargılanana kadar bu davanın takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildirmek istiyoruz" dedi.


ENGİN ÇEBER'İ ÖLDÜRDÜLER, AL DEDİLER SİZE 36 BİN LİRA DEĞERİ


Engin Çeber'in babası Ali Tekin ise, "Kişiye özel kanunlar çıkarılıyor, kişiler serbest bırakılıyor. Benim oğlum 13 gün işkence görerek, hayatını kaybetti. Sarıyer Polis Karakolu'nda başladı, Metris Cezaevi'nde sonuçlandırdılar. Tüm suçluların ceza almalarını istiyorum. Adalet istiyorum" dedi.


Açtıkları tazminat davasında 36 bin TL'ye karar verilmesinin hatırlatılması üzerine Tekin, "O da ikinci bir şok. Ben böyle bir parayı zaten caydırıcı olsun diye talep ettim ve o parayı almayacaktım zaten, öyle bir niyetim de yoktu. Demek ki, bunlar artık insanlara ömür de biçiyorlar, değerini de koymuşlar. Engin Çeber'i öldürdüler, al dediler size 36 bin lira değeri. 36 bin değer koyan bilirkişiyi de şiddetle kınıyor, lanetliyorum. Bir insana nasıl değer koyuyor, ömür biçiyor? Gelsin bana da ömür biçsin. "


Daha sonra adliye önünde "AKP Engin Çeber'in katillerini koruyor. Katillerden hesap soracağız" yazılı pankart açan Halk Cephesi adına bir açıklama yapan Tülay Eski, " Her şeyi para olarak gören, ölümlerimiz üzerinden para hesabı yapabilen AKP'nin ahlakı budur" dedi.


DG-ÜÇ (MK) (FOTOĞRAF)