Bingöl- Muş karayolunun 16'ncı kilometresinde geçen ay meydana gelen ve 10 askerin şehit olduğu saldırıda yaralandıktan sonra Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan Piyade Onbaşı Mehmet Yılmaz, tedavisinin tamamlanmasının ardından, geçen hafta ambulansla memleketi Bursa’nın Keles İlçesi’ne bağlı Uzunöz Köyü’ne getirildi.

Uzunöz Köyü’ndeki evlerinde annesi Şerife ve Babası Cemal Yılmaz'ın yanında kalan ve iyileşmeye çalışan Mehmet Yılmaz, saldırıyı anlattı.

'RAMPAYI ÇIKARKEN PATLAMA OLDU'

Ablasının düğünü için köye geldiğini ve izni bittikten sonra Ankara’ya, oradan Kayseri'ye gittiğini belirten Yılmaz, Kayseri’de dolaştıktan sonra Elazığ’a geçtikleri söyledi. Yılmaz, "Elazığ’a vardığımızda saat 21.00 olmuştu. Yanımdaki arkadaşıma geç kaldığımızı söyleyerek otobüsle Van’a gitmeyi teklif ettim. Babamı ve amcamı aradım. Ancak, astsubay olan amcam "24 saat dolmadan sizi almak zorundalar" deyince konvoyla gitmeye karar verdim" dedi. Toplanma merkezinde sabah 04.30’da uyandırıldığını ve otobüslere bindirildiklerini kaydeden Yılmaz, şöyle devam etti:

”Otobüste bir buçuk saat beklettiler. Elazığ’dan çıktıktan onra  uyumaya başladım. Arkadaşım beni mola yerinde uyandırdı. Yemek yedikten sonra hareket için toplanma başladı. Ama bir arkadaşımız yoktu. Firar dediler ama yarım saat sonra geldi ve konvoy hareket etti. Konuşa konuşa gidiyor bir yandan da arkadaşımla mesajlaşıyordum. Babam ve annemle de konuştuktan sonra telefonu kapattım. O sırada otobüs rampayı çıkmaya başladı. Birden patlama oldu. Otobüsün içinde 'yere yatın' diye bağırdılar. Herkes yattı. Yaralılar vardı. İkinci roket biraz daha yakınıma düştü. Ara sıra kafamı kaldırıp bakıyordum. Otobüsün arka sağ tarafındaydım. Üçüncü roket arabasının arkasına isabet etti. Şarapnel parçaları sırtıma isabet etmişti. Yangın başladı. Yüzümden de yaralanmıştım. Kan geliyordu. Bir taraftan yüzümü siliyor diğer yandan nasıl dışarıya çıkacağımı düşünüyordum. Herkes donup kalmıştı. Komutanlarımızdan biri yaralıları çıkarmaya başlayınca, ben de kırık camdan dışarıya atladım. Yerde bir asker vardı. Hiç kımıldamıyordu. Sürünerek uzaklaşmaya çalıştım. Olmadı. Sonra otobüs patlayacak deyince 25-30 metre koşup kendimi tekrar yere attım. Sırtım acıyordu. Daha sonra beklemeye başladım. Ambulanslar geldi. Hastanede sırtımdaki parçayı çıkardılar." 

Yılmaz, hastanede gece kan kusunca uçakla Ankara’ya gönderildiğini ve burada tedavisinin yapıldığını belirterek, geçirdiği ameliyattan sonra evine geldiğini kaydetti. 

Durumunun her geçen gün düzeldiğini ifade eden Mehmet Yılmaz, şehit olan arkadaşlarına Allah’tan rahmet diledi.

 

OB(FK/COŞ)