Karatay'da oturan 45 yaşındaki Ömer Kırkuşu ve ev kadını 40 yaşındaki Hazal Kırkuşu çiftinin 7 çocuğundan 4'üncüsü olan öğrencisi Abdullah Kırkuşu, 3 yıl önce okuldan eve geldikten sonra, cuma namazı için camiye gitti. Caminin kapı önünde bayılan Abdullah Kırkuşu, Meram Eğitim Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı.

Yapılan tetkiklerinde yüksek tansiyona bağlı beyin kanaması geçirdiği saptandı. Bir ayı komada olmak üzere 9 ay hastanede tedavi gören ve vücudunun tamamı felç olan Abdullah Kırkuşu, taburcu edildi. Rahatsızlığı nedeniyle de konuşma yeteneğini kaybeden Kırkuşu, evinde solunum cihazına bağlı yatağında yaşam mücadelesi veriyor.

Oğlunun ilk olarak ambulansla Konya Numune Hastanesi'ne kaldırıldığını belirten anne Hazal Kırkışı, şunları söyledi:

''İlk gittiğimiz hastanede teşhis koyamadılar. Ardından bir saat içinde 3 hastane gezdik ve son gittiğimiz Meram Eğitim Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Hatta ilk tedavi altına alındığında doktorlar, çocuğumun uyuşturucu kullandığı için baygınlık geçirdiğini söyledi. Oğlum hayatında hiç uyuşturucu madde kullanmadı. Yapılan tetkiklerde gerçekler ortaya çıktı ve yüksek tansiyona bağlı beyin kanaması geçirdiği anlaşıldı. Bir saat boyuncu hastana hastane gezdik. İlk dakikalarda teşhis konsaydı, belki de oğlum bu duruma düşmezdi. Çocuğumuzun hastalığıyla ilgilendiğimiz gidip, şikayette bulunmadık. Hakkımızı aramadık.''

Oğlunun 9 ay boyunca hastanede tedavi gördüğü için hurdacılık yapan eşinin de, çocuğuyla ilgilenmesi için işyerini kapattığını belirten Kırkuşu, ''Bir kaç büyük baş hayvanımızda vardı. Oğlumun tedavisi için hep sattık. Eşim işyerini kapattı. Ama geceleri yine sokakta hurda toplayıp, satmaya çalışıyor. Şu an askerde olan kaynakçılık yapan oğlum Mustafa'nın kazandığı parayla evi geçindirdik. Eşim işyerini kapattı ama çocuğumun tedavisi içen Bağ-Kur'u devam ettirdik. Bağ-Kur'a bağlı olmasak tedavi ettirme imkanımız olmaz. Şu an beslenmesi ve ilaç masrafları aylık yaklaşık bin 600 lira tutuyor. Bunun 600 lirasını Bağ-Kur karşılıyor. Kalan kısmını biz karşılıyoruz. O yüzden maddi yönden güçlük çekiyoruz. Şu on oturduğumuz 2 odalı ev kiralık ama ev sahibimiz para almıyor. Tabi bu durum nereye kadar gider bilmiyoruz. Odanın tekini oğluma ayırdık. Ama doktorlar evin durumunun oğlum sağlığı için uygun olmadığını söyledi ancak yapacak bir şey yok'' diye konuştu.

Oğlunun fizik tedavi sonucu yatağa mahkumluktan kurtarılabileceğini belirten Kırkuş, ''Şu an Bağ-Kur'a da borcumuz var, primleri ödeyemedik. Fizik tedavi masrafları devlet tarafından karşılanmadığı için tedavi göremiyor. Kapsamlı bir hastanede yapılan fizik tedavi sonucu oğlumun iyileşeceğini öğrendik. Ama şartlarımız uygun değil'' dedi.

Abdullah Kırkuş'un ilköğretim 2'inci sınıf öğrencisi 7 yaşındaki ikiz kardeşlerinden Dilara Kırkuşu ise ''Eğitimi tamamlayıp doktor olup, ağabeyimi iyileştirmek istiyorum'' dedi.



ÖÇ(İA/AAA)