Bbir tutuklunun avukatıyla birlikte saat 1 1.00'de  Pozantı'da cezaevine gelen BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, cezaevi savcısı, yetkililer ve tutuklularla görüşeceğini, ardından açıklama yapacağını söyledi.

CEZAEVİ ÖNÜNDE PROTESTO GÖSTERİSİ

Kürkçü, içeri girdikten kısa bir süre sonra cezaevinin önüne bir otobüsle, Mersin'deki sivil toplum örgütleri ve sendika temsilcilerinin oluşturduğu 60 kişilik Mersin Emek ve Demokrasi Platformu heyeti geldi.

İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi, KESK Mersin Şubeler Platformu, İnsan Hakları Tarsus Şubesi, Mersin Barış Meclisi, Akdeniz Kent Konseyi, Akdeniz Göç-Der, Demokratik Alevi Derneği, Meyader Mersin Temsilciliği, Mersin 68'liler Derneği, Mersin 78'liler Derneği, Sokak Çocukları Derneği ve İştar Kadın Merkezi temsilcileri, cezaevi önünde 'Erkek egemen devletin geldiği son nokta çocuklara tecavüzdür' yazılı pankart açtı. Platform adına İnsan Hakları Derneği Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi basın açıklaması okudu.

Ali Tanrıverdi, taş atan çocuklara yönelik yapılan yasal düzenlemelerin çocukların aleyhine kullanıldığını öne sürdü. Güvenlik güçleri ve yargının Kürt çocuklarına karşı 'intikamvari gözle' baktığını, Türkiye'nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası sözleşmelerin hiçe sayıldığını iddia etti.

Grup cezaevi önünde beklerken Ertuğrul Kürkçü dışarı çıktı. Kürkçü, bir müfettiş, cezaevi savcısı ve cezaevi yöneticilerinin yanı sıra tutuklu çocuklarla da görüştüğünü söyledi.

Müfettiş incelemesinin devam ettiğini, şu ana kadar cinsel istismar ve tecavüz iddialarıyla ilgili somut bir delile ulaşamadıklarını belirten Ertuğrul Kürkçü şunları söyledi:

"Bu ziyarette çocuklarla da görüştüm. Çocuklar 'böyle bir suç var' diye kesin ifade kullanmıyorlar. Ancak incelemenin neticesinde suçun olup olmadığı ortaya çıkacak. Ben bu çocukların ailelerinin oylarıyla milletvekili seçildim. Elbette onların şikayetlerinin arkasında olmak zorundayım. Burada kendi çocuklarımızın hakkını savunurken, tüm tutuklu ve hükümlülerin de hakkını savunmuş oluyoruz. Adalet Bakanlığı'ndan, her partiden milletvekillerinin olacağı bir heyet kurulmasını ve bu heyetin iddialarla ilgili inceleme, araştırma yapmasını isteyeceğim. Bu mümkün olursa, sağlanırsa, her partiden temsilciler olacağı için incelemeler daha şeffaf hal alır."

Kürkçü, Osmaniye'deki cezaevinde kalan tutukluların da bir takım şikayetleri olduğunu kaydedip, bu cezaevine gideceğini söyleyerek Pozantı'dan ayrıldı.

MHP'Lİ BAŞKAN TEPKİLİ

Pozantı Belediye Başkanı MHP'li Mustafa Çay ise ilçenin adının tecavüz, taciz ve işkence iddialarıyla anılmasına tepki gösterdi.

Mustafa Çay, "Yaklaşık bir haftadır ilçemizin ismi televizyon ve gazetelerde 'Pozantı cezaevinde tecavüz', 'Pozantı çığlıkları', 'Pozantı cezaevinde neler oluyor?' gibi başlıklarla haberler veriliyor. Hiçbir maddi delile dayanmayan, karalama ve linç yaklaşımına tepkisiz kalamayacağız. Bu mesnetsiz ve gayri ahlaki yaklaşımı şiddetle kınıyoruz" dedi.

Belediye başkanı seçilmeden önce 18 yıl polis teşkilatında görev yaptığını, terörle mücadele şube müdürlüklerinde çalıştığını, suç ve suçlu profilini yakından bildiğini belirten Başkan Çay, şunları söyledi:

"Cezaevi bitişiğine mahkum yakınlarının güneşten ve soğuktan korunmalarını sağlayacak, tuvalet ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Mahkum Yakınları Bekleme Salonu yaptıracak kadar, cezaevi yönetiminin talebi, Cumhuriyet Başsavcılığının onayı ile suçlulara konferans verip sohbet yapacak kadar, yine cezaevi yönetimi ve başsavcılığın talebi üzerine çocukların moral motivasyonunu yükseltmek amacıyla belediye müzik ekibimizle konserler düzenleyecek kadar sıcak ve samimi bir yaklaşımın, bu derece çarpık ve sapıkça bir iftiranın odağı haline getirilmeye çalışıldığını ibretle izledik.  Biz soruşturmaların selameti ve objektif gerçekleştirilebilmesi için bu güne kadar sustuk. Ama baktık ki bizler sustukça, birileri mesnetsiz ve iftira dolu yaklaşımlarını sürdürüyor. Bütün kamuoyunun şunu çok iyi bilmesini istiyorum. Burada terör örgütü yandaşlarının varmak istedikleri amaç, yönetimi zafiyete uğratmak, cezaevini kapattırmak, bu mesnetsiz yaklaşımlarıyla kamuoyu oluşturarak bakanlık nezdinde hükümeti yıpratmaktır."



CK(BY/COŞ)