BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, BDP'nin 2. Büyük Olağanüstü Kongresi'nin ardından soruşturma açılması ile ilgili olarak "Bu, Türkiye klasiğidir. Demokratik siyaseti bastırarak, yargı kıskacına alarak, özel yetkili mahkemelere, darbe döneminden kalmış yasalara sığınarak Türkiye'nin demokratikleşmesini engellemeye çalışıyorlar. Açılan soruşturmanın bizim için hiç anlamı ve kıymeti yoktur. Yaşanan sorunları, sıkıntıları, vesayeti gösteren bir durumdur" diye konuştu.

KAZAN VADİSİ'NDEKİ OPERASYON

Hakkari Çukurca'da Kazan Vadisi'nde bulunan Kazan Köyü'nde helikopterlerden atıldığı ileri sürülen bombanın şarapnel parçaları yüzünden ağır yaralanan ve akaldırıldıı hastanede hayatını kaybeden Aziza Çetin için Kışanak, "Operasyonda görev alanların yargı önüne çıkartılmalarını istiyoruz. 8 çocuğu yetim bırakanlar derhal hesap vermelidir. Bu operasyon bölgesi bize Uludere'yi hatırlattı. Bize sözde vatandaş gibi davrananlar bunun bedelini misliyle ödeyecekler" dedi.

35 GÜNDÜR SÜREN AÇLIK GREVİ

Kürt siyasetçilerin 35 gündür açlık grevine devam ettiklerini belirten Kışanak, şunları söyledi:

"12 Eylül'den sonra da açlık grevleri dalga dalga yayıldı. Siyasi tutsaklar açlık grevine dahil oldular. 48 cezaevinde açlık grevi yapanların sayısı bir kaç gün önce 400'ü aşmıştı. Dün itibariyle tüm cezaevlerinde tüm siyasi tutsaklar açlık grevine dahil oldu. Bütün cezaevlerinde binlerce insan, politik tutsak, açlık grevi yapıyor. Bu, çözüm, barış için yapılan bir direniştir. Çözüm ve diyaloğun önünün açılması için bu mücadeleye katkı sunmak hepimizin insanlık görevidir."

"İMRALI'YA GÖSTERİLEN YAKLAŞIM BARIŞA DAİR DAİR BİR YAKLAŞIM OLACAK"

Kışanak "Öcalan 447 gündür ağırlaştırılmış tecrit altında tutuluyor. Kendisi sıradan bir şahsiyet değildir. İmralı'ya gösterilen yaklaşım, barışa, müzakereye, demokratik geleceğe, birlikte yaşayıp yaşamayacağımıza dair bir yaklaşım olacaktır. İmralı'da tecridin artırılması, halklar arasındaki köprünün yıkılmak istenmesi anlamına gelmektedir. Birlikte yaşama iradesine tecrit uygulanmaktadır. Öcalan'a tecrit uygulanmamış olsaydı, rolünü oynayabilmesi için uygun koşullar sağlanmış olsaydı hem Kürt sorununda çözüm yoluna girilirdi hem de Ortadoğu'da Kürtlere saygı gösteren bir politika hayata geçirebilirdi. İmralı'da tecridi bir tutukluya uygulanmış, sıradan idari bir tedbir olarak ele alamayız. Tamamen politiktir. Türkiye'nin içerisinde ve Ortadoğu'da yürütülmek istenen savaş politikasının bir yansımasıdır. İmralı'da tecride karşı çıkmak hem içeride hem Suriye'de savaşa karşı çıkmak anlamına geliyor" dedi.

KIŞANAK'IN GÖZYAŞLARI

Greve başlayan 63 kişinin ciddi sağlık sorunu yaşamaya başladığını ifade eden Kışanak, "Tüm hekimlerin, sağlıkla ilgili sendikaların, meslek örgütlerinin bu konuda bir çaba ve yaklaşım içerisinde olmasını istiyoruz. Bakanlık geçmişte engelleyici çaba içinde oldu. Bu, vicdani ve ahlaki bir durumdur. Kimse

35 gündür bedenin açlığa yatıranların göz göre ölüme gitmesine seyirce kalmasın" dedi. Açlık grevini sürdürenler arasında bulunan Mazlum Tekdağ'ın mektup gönderdiğini söyleyen Kışanak, "Bu mektubun bir kısmını paylaşmak istiyordum ama yapamayacağım" diyerek ağladı.