Avrupa'da yayımlanan Rudaw adlı Kürtçe gazeteye demeç veren kapatılan HADEP'in eski genel başkanı ve BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak, 1999 yılında Türkiye'de uygulanan yüzde 10 seçim barajı nedeniyle ittifak arayışında olduklarını, kendisinin HADEP'in, Necmettin Erbakan'ın da SP'nin genel başkanı olduğunu anlattı. Bozlak, ittifak teklifinin SP'den geldiğini belirterek, şu iddialarda bulunduk:

"Teklifi yönetim kurullarımızda tartıştıktan sonra olumlu cevap verdik. Benim başkanlığımda bir heyet oluşturup SP'lilerle görüştük. Görüşmeler Erbakan Hoca'nın bilgisi dahilinde gerçekleşiyordu. Her konuda anlaşma sağladığımız bir aşamada, benim kanaatime göre Hoca bir yerlerden uyarılmıştı, o uyarının üzerine SP ittifaktan vazgeçti. Eğer ittifak kurulsa ve Meclis'e girseydik, 70-80 milletvekilimiz olacaktı. Daha sonra Sosyal Demokrat Halk Partisi'nden (SHP) gelen teklif üzerine kendileriyle görüştük ve her konuda anlaştık. Ama listelerin YSK'ya verildiği son gün saat 14.30'a kadar bekledik, SHP listesini göndermedi. Daha sonraki görüşmelerden anladım ki, SP'den sonra SHP de uyarılmış. O dönem ordunun siyasette çok etkin bir biçimde katıldığı bir dönemdi. Yaptığımız sohbetlerden anladığım kadarıyla askeri kesimden bir ikaz gitti."

"BAŞBAKAN İSTERSE KÜRT SORUNUNU ÇÖZEBİLİR"

BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak, ağır sorunların güçlü hükümetler tarafından çözebileceğini, bu gücüne rağmen AK Parti hükümetinin, pratik uygulamalarına baktığında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'da Necmettin Erbakan'daki samimiyeti göremediğini söyledi. Bozlak, "Gerçek bir iktidar olduğu 2011 yılından beri uygulamalarına baktığımızda şunu görüyoruz. Askeri operasyonlar devam ediyor, geçmişte Kürt meselesini çözme doğrultusunda verdiği demeçlerden, Batıdaki MHP oylarını almak için sarfınazar etti. Partisindeki Kürt kimliğiyle bilinen isimleri uzaklaştırdı, belediyelerimiz ve partimize yönelik operasyonlar başladı ve hala da devam ediyor. Sayın Öcalan'la İmralı'da yürütülen görüşmeler kesildiği gibi avukatlarıyla, ailesiyle de görüştürülmüyor. Yani umut verici bir gelişme yok. Ama isterse sorunu çözebilir mi, isterse çözebilir. Çözüm son derece basittir, operasyonları durdursa ve 'Kürtler'in talepleri nedir, gelin konuşarak çözelim' dese, sorun çözülür. Kürtler deli, savaş meraklısı da değil" diye konuştu.

Bozlak, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın Başbakan Erdoğan ile ilgili açıklamalarda, "zannedersem bu sorunu güçlü bir iktidar ve güçlü bir lider çözebilir" dediğini değerlendirirken, şöyle konuştu:

"Bu ikisi de var. Ama 'çözmeyeceğini bilsem çıkar giderim' söylemine katılmıyorum. Biz halkımızın hak, demokratik taleplerini savunmak, bu haklara kastedenlerle mücadele etmek için siyaset yapıyoruz. Geçmişte, Çiller'in bu meseleyi çözmeyeceğinden hepimiz emindik. Bunların meseleyi çözmeyeceğini biliyorduk ama halkımızla beraber bunlara karşı direniyorduk, halkımızın demokratik haklarını her alanda savunucusu olduk. Şimdi bu lider çözmezse çekip giderim mantığını doğru bulmuyorum. Çözmek isteyene güç veririz, yapmayana karşı ise direniriz, yanlışlarını yüzlerine vururuz. Leyla pratiğiyle kendini kanıtlamış bir yoldaşımızdır. Cezaevi kapılarında çile çekerek siyaseti öğrenmiş, uzun yıllar legal demokratik alanda siyaset yapmıştır. Leyla, asla Kürt hareketinin bölünmesine yol açacak bir girişimde bulunmaz. Leyla bu hareketin temel taşlarından biridir. Zaten benim bunu söylememe de gerek yok aslında, Leyla pratiğiyle bunu kanıtlamış biridir."

BDP Milletvekili Murat Bozlak, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ı tecrite alarak Kürt sorununun çözülemeyeceğini, hükümetin bu tecridi kaldırması gerektiğini belirterek, "Aşılmayacak kimi sıkıntılı konuları Öcalan aşabilir. Herkes biliyor ki Öcalan'ın PKK, BDP ve Kürt halkı üzerinde de büyük etkisi var. Barışa katkı sunma noktasında son derece önemli bir merkez. Bu merkeze kilit vurularak sorun çözülemez. Bu tecrit kaldırılmalı ve barış sürecine aktif katkı sunacak bir konuma getirilmelidir. Onun dışında Kürtlerin talepleri bellidir. Bir: Kürt kimliğinin tanınması. İki; ana dilde eğitim hakkı. Üç; statü.  BDP bunu demokratik özerklik olarak gündeme getirdi" diye konuştu.


FA(GG/İD)