BDP Diyarbakır milletvekilleri Nursel Aydoğan ve Emine Ayna, cezaevlerinde düzenlenen açlık grevine destek vermek için Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde sabaha kadar oturma eylemi yaptı. Milletvekillerinin battaniyelere sarılarak oturma eylemi yapması nedeniyle polis ekipleri, cezaevi önünde geniş güvenlik önlemi aldı. Yere kilim sererek battaniyelere sarılan iki milletvekili üşümemek için sık sık çay ve kahve içti.

BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, gazetecilerin sorusu üzerine 'Hayata Dönüş Operasyonu' gibi bir müdahalenin PKK’lı tutuklulara yapılamayacağını söyledi. Aydoğan, şöyle dedi:

"AKP hükümetini buradan uyarmak istiyoruz. Artık zamanla yarışıyoruz. Gerek Başbakan'a yakın kaynaklar gerekse Adalet Bakanı'nın bu konuda yaptığı açıklamalar bir noktadan sonra açlık grevindeki tutuklulara müdahale edileceğini gösteriyor. Faşist bir zihniyetin olduğu ülkede yaşıyoruz. Açıklamalara rağmen hükümet kendilerinin oluşturduğu bir doktor grubu tarafından bu müdahaleyi gerçekleştirebilir. 2000 yıllarında Türkiye sosyalist hareketi ile ilgili tutsaklara yapılan müdahaleyi elbetteki biliyoruz. Ama PKK’lı tutsaklara böyle bir müdahale yapılması Kürt halkı tarafından tutukluların istemi dışında yapıldığı için çok büyük bir tepkiyle karşılanacaktır. Sonuç olarak örgütlü bir halk gerçekliği var. Tüm bunlar hesap edilerek tutukluların eylemine yaklaşılması gerekir. Sonuç olarak bu eylem Kürt sorununa çözüm için gerçekleştirildi. Dışardan yapılacak müdahalenin hükümet tarafından farklı bir sonuç yaratabileceğine inanıyorum. Bu konuda hükümetin dikkatli adım atmasını tavsiye ediyorum.

"ÖCALAN'IN TAVRI BELİRLEYİCİ OLACAKTIR"

Adalet Bakanlığı tarafından Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere bir heyet oluşturulması fikrinin ortaya atıldığını ifade eden Aydoğan, şöyle devam etti:

"2 ay önce kurulan diyalog ve temas grubu var. Temas grubunun bir üyesinin basına verdiği bilgi kadarıyla hukukçu üyelerden oluşan 3 veya 4 kişilik bir ekibin İmralı'ya gitmesi ve sayın Öcalan ile görüşmesiyle ilgili Adalet Bakanlığı'ndan kendilerine bir teklif geldiğini söyleyip kamuoyuyla paylaştılar. Sayın Öcalan’ın ziyarete gelecek kişilerle görüşüp görüşmeyeceği belli değil. Bu konuda da kendisinin bir tavrı var. Gelecek heyet barış ve çözüm ile ilgili bir çalışma yürütmek istiyor ve bu konuda samimi iseler ben görüşürüm demişti. Dolayısıyla gidecek heyetin de görüşüp görüşemeyeceğini Öcalan'ın tavrı belirleyecek. Kendisi kabul ederse Adalet Bakanlığı'nın böyle bir heyeti İmralı'ya gönderme talebi var. Öcalan görüşmek isterse bu heyet İmralı'ya gidip görüşebilir. Bu görüşme gerçekleşirse Öcalan’ın açlık grevleriyle ilgili görüş ve tavrı da öğrenilebilir."

"BAŞBAKAN'IN TESPİTİ DOĞRU"

Şırnak'ta PKK'lıların düzenlediği ve 1 polis memurunun şehit olduğu saldırıyla ilgili soru üzerine Aydoğan, bunların çözümsüzlük politikalarının sonucu olduğunu, bu işin böyle devam edemeyeceğini ifade ederek şöyle dedi:

"Bugün bir komiser, iki polis yarın üç PKK'lı, diğer gün iki sivil vatandaş. Ben bu konuda artık bütün Türkiye halkının yeter dediğini düşünüyorum. Artık bu meselesinin çözümü konusunda herkesinin hem fikir olduğunu düşünüyorum. Bu mesele çözülmediği müddetçe PKK'nın AKP hükümetini çözüm masasına oturtmak içinde eylemlerini yükselteceğine dair kamuoyuyla paylaştığı bilgiler var. Yapılması gereken tek şey İmralı ile Öcalan ile müzakerelerin önünü açmak. Bu gerçekleşirse açlık grevleri de derhal sonlanacak hem de çatışmalar bitecektir. Biz gerçekçi çözümün bu olduğunu düşünüyoruz. Başbakan'da eğer ölümler olmayacaksa İmralı ile her an görüşülebilir demişti. Doğru bir tespit bence. Ölümlerin olmaması için artık muhatabın İmralı olduğunu biliyoruz. Bütün Türkiye biliyor. Yapılması gereken muhataplarla görüşmek ve bunu Türkiye kamuoyuyla paylaşmak. Eğer böyle bir paylaşım olursa çok kısa sürede çatışmaların da duracağını düşünüyorum."

"ÖZGÜR SURİYE ORDUSUNU TÜRKİYE KONTROL EDİYOR"

Suriye'de geçtiğimiz gün Kürt bölgesine yapılan saldırıları değerlendiren Aydoğan, şunları söyledi:

"Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgeye saldırı oldu. Saldırı yapanın Özgür Suriye Ordusu olduğunu biliyoruz. Bu yapının da Türkiye istihbaratı, MİT'i tarafından desteklendiğini biliyoruz. Bir şekilde oradaki Kürtlerin de Suriye'deki iç savaşa çekilme durumu var. İstenilen de bu zaten. Oradaki Kürtler Suriyede ki iç savaş başladığından beri bu savaşın dışında kaldı. Kürtler yoğun yaşadıkları bölgede kendine ait öz yönetimi kurmaya başladılar. İyi bir noktada ve bir kazanım sahibi oldular. Gelinen bu durum iyi bir nokta ve demokratik özerkliği yavaş yavaş inşaa ediyorlar. Bence Özgür Suriye ordusu da bu yaklaşımıyla Kürtleri iç savaşın içine çekip bu kazanımları kaybettirme peşinde. Bunun da Türkiye bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Türkiye yanlış yolda. Bir başka ülkenin içişlerine bu kadar karışmak doğru değildir. Yanlış bir politika ve zaten bu politika da çökmüştür. Ama çökmesine rağmen hala Türkiye, Suriyede ki Kürtlerin kazanımlarını engellemek için bu çökmüş politikaya rağmen bir çaba içerisindedir. Ama bu çabası sonuç vermez. Çünkü ordaki Kürtler artık örgütlü bir güç. Dikkat ettiyseniz hemen bir gün sonra Kürtlerin örgütlü yapısı YPG isimli yapı bir misilleme gerçekleştirdi. Bu da ortaya çıkardı ki Kürtler artık orada kolay kolay elde ettikleri kazanımları kaybetmezler. Kolay yutulacak lokma da değiller."