CHP'nin eski lideri Deniz Baykal, Bayramiç Belediye Başkanı İsmail Sakin Tuncer’in oğlunun bu akşam yapılacak düğününe katılmak için CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Levent Gök ve CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş ile Çanakkale’ye geldi. Baykal ve beraberindekiler ilk olarak CHP Çanakkale İl Teşkilatı’nı ziyaret etti. Baykal'ı burada, CHP Çankakale Milletvekili Serdar Soydan, CHP Çanakkale İl Başkanı Hamza Karagöz ve CHP Merkez İlçe Başkanı Nejat Önder, Kepez Belediye Başkanı CHP'li Ömer Faruk Mutan ile çoğunluğunu kadınların oluşturduğu çok sayıda partili karşıladı.

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu Sidar Sakık'ın bu sabah Ankara’da babası ile birlikte yaşadığı evin balkonundan atlayarak intihar ettiğini ziyareti sırasında öğrenen Baykal, çok üzüldüğünü belirtip, "Acı bir olay, büyük trajedi. Ailesine başsağlığı diliyorum" dedi.

Daha sonra partililere seslenen Deniz Baykal, Ak Parti Hükümeti’ne yüklenip, "Terör konusunda devletin el freni çekik. Mücadele mi yoksa müzakere mi ediliyor?" dedi. Terör örgütü elebaşısının yakalanması ile birlikte Türkiye'de terörün kontrol altına alındığı 1999 yılını örnek veren Baykal, "2002’de bu iktidar geldiği zaman fiilen önemli bir terör tablosu yoktu. Aradan 10 yıl geçti. Bugün geldiğimiz noktada terör artık, verdiğimiz şehit sayıları ile bizi üzen bir olay olmanın ötesine geçti. Şehit sayıları hızla artmakta. Bundan Türkiye çok ciddi bir rahatsızlık yaşıyor" diye konuştu.

Türkiye'nin yaşadığı terör sorununu anlamak için şehit sayılarına bakmanın yeterli olmaktan çıktığını, olayın artık başka bir noktaya geldiğini kaydeden Baykal, şunları söyledi:

"Şimdi saha hakimiyetini konuşmaya başladılar. İçişleri Bakanı, Türkiye'nin kent merkezlerinde rahatça dolaşamaz halde. Yollarda kontrolün devlet güvenlik güçlerinin dışına çıktığı iddiası siyasi polemiklerin dışında cevaplandırılmış değil. Ve bir gerçek olarak bu var olmaya devam ediyor. Yani giderek devletin kendi coğrafyamızdaki, vatan sınırları içindeki egemenliği tartışmalı bir noktaya gelmeye başladı. Terör artık ölçülebilir olmaktan çıktı. Yani, terör nitelik değiştirdi. Adını koymaya bile çekiniyoruz. Acı duyuyoruz. Izdırap duyuyoruz."

Türkiye’nin bu noktaya ciddi yanlışlarla geldiğini ileri süren Baykal, "Bu yanlışın başında bu iktidarın, 2002 yılından itibaren sıfır terörle devir aldıktan sonra terörü gerçekleştiren çevrelerle iyi ilişkiler kurarak, dostane ilişkiler geliştirerek, onların gönlünü kazanıp, sırtını sıvazlayıp, ahbap-çavuş ilişkileri geliştirerek, terörü kontrol edebileceğini zannetmiş olma yanılgısı yatar" dedi.

'HABUR, DEVLETİN TERÖRÜ KUCAKLAMASIDIR'

Kürt açılımı kapsamında Habur’da PKK’lı teröristlerin karşılanmasına da değinen Baykal, "Habur, 'Terör yaptım, yapmayada devam ederim. Bana kumanda edenin mektubunu sana getiriyorum' diye gelenlerin, geldikten sonra, devlet tarafından kucaklanması olayıdır. Devletin terörü kucaklaması olayıdır" diye konuştu.

Türkiye’nin Ak Parti iktidarı yönetiminde terörü meşrulaştırmaya teşebbüs ettiğini de iddia eden Baykal, şunları söyledi:

"Bunu yaparsa terörü önlerim zannetti; tam bir safiyane anlayış. Polis teşkilatı, bu operasyonunun bir karargahı haline getirildi. Türkiye'de polis teşkilatı Habur organizasyonunu açılım organizasyonunu getirdi. Açılım elinde silah tutana, tuttuğu silahı görmezlikten gelerek yapılacak iş değildir. Açılım silah bıraktıktan sonra konuşulur, müzakere edilir. O ayrı bir iştir. İşte bu iktidar bu hatayı yaptı. Yaptı ve bugün saha hakimiyeti aşamasına olay gelmeye başladı." Baykal, Türkiye’nin bir ırk, kan ve kafatası devleti değil, bilinç devleti olduğunu da söyledi.

Baykal ve beraberindekiler daha sonra Çanakkale kordon boyunda gezip, esnaf ve vatandaşlarla sohbet etti. Kordon boyunda yürüyen Baykal'a Çanakkaleliler büyük ilgi gösterdi. Baykal, daha sonra karayolu ile Bayramiç'e hareket etti.



ES(İÖ/CK)