Batman'ın tarihi Hasankeyf İlçesi'nde Bayra'dan denize dökülen Dicle Nehri üzerinde yapımına başlanan Ilısu Barajı’nın yaşamlarını olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle protesto etmek için Diyarbakır'a gelen Irak'ın Basra kentindeki Su Bedevileri ve Irak Doğa Derneği üyeleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i ziyaret etti.

5 BİN YILLIK HALK

Şattülarap’taki deltada, büyük sazlıkların olduğu alandaki küçük adacıklarda yaşadıklarını belirten Su Bedevileri, 5 bin yıldan bu yana balıkçılık, mandacılık yaparak yaşamlarını sürdürdüklerini söyledi. Bedeviler, Sümerlerden bu yana bozulmayan bu yaşam geleneğinin baraj yapımı nedeniyle tehlikede olduğunu belirterek şöyle dedi:

"Türkiye ve İran’daki baraj sayısının çok olmasından kaynaklı su seviyesi düştü. Eğer, Dicle Nehri üzerinde Ilısu gibi büyük barajlar yapılmaya devam ederse su seviyesi daha da düşeceği için orada yaşama şansımız kalmayacak. Ilısu Barajı nasıl sizleri su altında bırakıyorsa bizi de susuz bırakıyor. Farklı şekilde de olsa iki taraf da etkileniyor."

'SU KAYNAKLARI HALKLARIN' 

Başkan Osman Baydemir de, suyun yaşam kaynağı olduğunu ve yaşamı paylaşmak dışında başka çarelerinin olmadığını belirterek şunları söyledi:

"Dicle, Fırat, Zap ve diğer su kaynakları Basra Körfezi'ne dökülünceye kadar, bu kaynaklar üzerinde yaşayan bütün halklar bu su kaynağının ortak sahibidir. Dicle, Fırat ve bütün su kaynakları Ortadoğu’da yaşayan tüm halklar ve inançlar arasında bir kavga nedeni değil bir barış, birlikte yaşam ve yaşamı paylaşma nedeni olmalıdır."

SU ARITMAYA YILDA 10 MİLYON DOLAR

Diyarbakır'da suyu arıtarak Dicle Nehri'ne verdiklerini ve 1 milyona yakın bir nüfusa sahip kentte 64 milyon ton suyu içme suyu olarak temizlediklerini belirten Baydemir, "Dicle Nehri’nden alıp kullandığımız bu suyu arıtma tesisinde tekrar temizleyerek nehre geri veriyoruz. Bu suyun tekrar temizlenmesi için yılda 10 milyon dolar harcama yapıyoruz" dedi. Baydemir, şöyle konuştu:

"Bunun bir tek nedeni var. Dicle Nehri’nden beslenen tüm halklara ve inançlara saygımızın gereğidir. Su politikası tek başına Irak, Türk hükümetine bırakılmayacak kadar önemli bir meseledir. Su politikası her iki hükümetten ziyade, Dicle ve Fırat havzasında yaşayan halkların yaşamın etkiliyor. Sizin aracılığınız ile çağrıda bulunuyorum. Gelin 2012 yılı içerisinde bir konferans yapalım. Dicle ve Fırat havzasında bütün su kaynaklarından etkilenen kentler ve kasabaların temsilcilerinden oluşan 'Su, yaşam, kardeşlik ve barış' üzerine bir konferans düzenleyelim. Ayrıca Dicle, Fırat Havzası Belediyeler Birliği adıyla yine bu havzalardaki tüm şehirlerin belediyelerinden oluşan bir belediyeler birliği oluşturma çağrısı da yapıyorum. Çünkü bizim yapacağımız çalışmalar, hükümetlerin politikalarını daha hızlı değiştirebilir. Prensip olarak barajların inşasına karşıyız. Suyun barajlarla toplanıp Ortadoğu halklarına bir politik şantaj olarak kullanılmasına şiddetle karşıyız. Dolayısıyla bizim duruşumuz ve bakış açımız hükümetinkinden farklıdır."



FA(GG/COŞ)