Türkçe ve Kürtçe yayın yapan 'Beroj' adlı internet sitesinde açıklamalarda bulunan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, vicdani ve ahkali duruşunu ortaya koyacağını belirterek, içerisinde yer aldıkları ve halkının maruz kaldığı zulümlere karşı ortaya koydukları direnişin bir Kürt ve Kürdistan davası olduğunu söyledi. Baydemir, şunları söyledi:

"Kürt halkının haklı talepleri, haklı davası bir gün mutlaka ve mutlaka selametle sonuçlanacaktır, Kürt halkı özgürlüğüne kavuşacaktır. Bütün çaba bunun yakın tarihte gerçekleşmesi ve daha fazla bedel ödenmeden, daha fazla ölüm olmadan, daha fazla insan incinmeden, daha fazla çocuk yetim kalmadan, daha fazla kadın dul kalmadan, daha fazla anne gözyaşı dökmeden bu sorunun nihayete ermesidir. Ve şüphesiz ki onurlu barış tecellisidir. Kürt davası, 10-20 yıllık bir dava değildir, en az 200 yıllık bir davadır. Dolayısıyla özgürlük için mücadele tarihi ve mücadele mirası en az 200 yıllıktır" dedi.

'POLİSLER KAYA'NIN TUTUKLANMASINI HAVAYA ATEŞ AÇARAK KUTLADI'

Van Belediye Başkanı Bekir Kaya'nın tutuklanmasını polislerin havaya ateş açarak kutladığını ileri süren Baydemir, bu kararla rencide olduklarını söyledi. Baydemir şöyle devam etti:

"Adeta onurumuzla, haysiyetimizle oynandı. İlk defa paylaşıyorum, tutuklama kararı çıktığında dışarıda bulunan güvenlik personeli bazı polisler tutuklamayı havaya ateş açarak kutladılar. Ve benim gözlerimin önünde yaptılar. Van'da AK Partinin bölge milletvekilleri için, 'Zulme karşı çıkmazsanız halk yüzünüze tükürür 'dedim. Öfke ve kem söz çoğu zaman insani bir isyandır. Çoğu zaman da çaresizliktir. Evet Van'da kendimi çok çaresiz hissettim, naçardım. Ak Partili Kürt milletvekillerine kullanmış olduğum söz elbette ki kem bir sözdür, elbette ki hoş bir söz değildir. Buradaki kastım bu zulme ortak olmamaları, kendi halklarına reva görülen zulme karşı çıkma çağrısıdır. Ve ben o kem sözü kullandığım için de üzgünüm."

MECLİSİM OLMAYACAKSA BUNUN ADI ÖZGÜRLÜK DEĞİL'

Baydemir, artık AKP'nin CHP'den, MHP'den hiçbir farkı kalmadığını, dolayısıyla "Ben Kürtçe seçimlik ders getiriyorum, ben iyiyim" açıklamasının da bir hükmü olmadığını söyledi.

Kürdistan coğrafyasına ve Kürt halkına eşitlik temelinde özgürlük istediklerini, eşitlik temelinde bir arada olmak istediklerini ifade eden Baydemir şunları söyledi:

"Bu coğrafyada Türk'ün neyi varsa Kürt'ün de aynısı olacaktır. Yoksa bunun adı özgürlük olmaz. Kürdistan coğrafyasında ilkokul 4'üncü, 5'inci sınıftan sonra seçimli ders koyacağım diyor. Bu Kürt halkına hakarettir. Bu reform değil, bu Rönesans değil, bir hakarettir. Benim coğrafyamda ben kendi evladıma ana dilde eğitim veremeyeceksem, kendi coğrafyamın ismini kullanamayacaksam, kendi coğrafyamın iradesini temsil eden bir meclis olmayacaksa, hür seçimler olmayacaksa ve bu coğrafyanın sembolleri kullanılamayacaksa, bunun adı özgürlük olmayacaktır. Ekonomik manada bir özgünlüğü olmayacaksa bu coğrafya yine yoksun, yine mağdur kalacaksa özgürlük olmayacaktır. Dolayısıyla özgürlük, birey olarak Osman Baydemir'in belediye başkanı, birey olarak Ahmet'in, Ayşe'nin, Mehmet'in milletvekili olması, A partisinin, B partisinin iktidar olması değildir. Özgürlük bir halkın kendi diliyle, kendi kültürüyle ve kendi kimliğiyle kendi coğrafyasında özgürce yaşayabilmesidir."

'BDP, HAK-PAR VE KADEP'İ BEĞENMİYORSANIZ YENİ BİR PARTİ KURUN'

Konuşmasında, Bediüzzaman'dan sözler örnek veren Baydemir, "Bana göre Kürtler artık yüzünü kendi milletine çevirmelidir. AKP, CHP, MHP içerisinde yer almak olsa olsa bu halkın hüznünü, bu halkın eziyetini, gözyaşını uzatmaktan başka hiçbir bir işe yaramayacaktır. Bu konuda tek bir adres göstermiyorum, göstermek gibi bir hadde de sahip değilim. Herkes gelsin BDP içinde siyaset yapsın çağrısında asla bulunmuyorum. Onlarca alternatif yolları var. Kürt'ün yeri AKP, CHP, MHP değildir. Kürt'ün yeri kendi halkının yanıdır. BDP'yi, Hak-Par'ı, KADEP'i beğenmiyorsanız yeni bir parti kursunlar. Bu kadar basit. Ama artık bizim kölelik etme hakkımız olmadığına inanıyorum. Böyle bir hakkımız yok" dedi.



FA(GG/AAA)(FOTOGRAFLI)