'HİÇBİR DEVLETİN DERİN DEVLETİ BİTİRDİĞİNE İNANMIYORUM'

Başbakan Erdoğan’ın bir programda dile getirdiği “çalışma ofisimde dinleme cihazı bulundu” ifadeleri hatırlatılarak, “İki tane daha cihaz bulunduğu ifade edildi. Dinlemelerin kimler tarafından yapıldığı, amacı. Bu konuda bilgi ulaştı mı? sorusuna Erdoğan, “Bu mevcut programdaki böcek konusunu devam ettirmeyelim. İkiden 3’e çıkmış. Herhalde artarak devam edecek bu. Ben sizin kadar takip edemiyorum” cevabını verdi. Bu konu ile ilgili mücadelenin devam edeceğini aktaran Erdoğan, programda da “derin devleti tamamen sildik, bitirdik, yok ettik iddiasında” olamayacağını söylediğini hatırlatarak, “Hiçbir devletin kendi bünyesinde derin devleti temizlediğine, bitirdiğine bir siyasetçi olarak ben inanmıyorum… O bir virüs gibidir. Uygun fırsatı bulduğu anda uygun zemini bulduğu anda o virüs ortaya çıkar ve yapmak istediğini orada yapmaya çalışır” dedi.

'MESLEĞİ BIRAKSINLAR, MEYDANLARA DÜŞSÜNLER'
Bir gazetecinin "ODTÜ’de yaşanan olaylar ile ilgili 33 üniversiteden üniversiteyi kınayan mesajlar geldi, YÖK’ün devreye girdi. Yine bazı üniversitelerden de ODTÜ’yü savunan açıklamalar yaptılar bu ikiliği nasıl değerlendiriyorsunuz?”sorusu üzerine Erdoğan sorunun açılmasını istedi. Soruyu tekrar açıklayarak soran gazeteciye Erdoğan “ODTÜ’nün yanında olduğunu açıklayan üniversitelerin sayısı kaç?” sorusunu sordu. Gazeteci “net sayısını bilmiyorum” cevabını verdi. Erdoğan, “Sizler yazılı ve görsel medyanın temsilcileri olarak buradasınız. Sizlerin vasıtasıyla ülkemin şuanda ekranları başında bizleri izleyenlerinin de ben konuyu tezekkür etmeye özellikle davet ediyorum. Demokrasilerde eleştirilerin olmasının en doğal hal olduğunu o programda da ifade ettim. Ancak eleştiri hiçbir zaman gücünü şiddetten almamalıdır. Eleştiri gücünü şiddetten almamalıdır. Eğer şiddetten alıyorsa onu sahiplenen kim olursa olsun Başbakan olarak onun karşısına dikilirim. İster rektör ister akademisyen olsun. Bir rektör akademisyen elinde demir bilyeleri sapan ile polisine atan veya bir başkasına atmayı öğretmeyi, gerektirmez veya bunu gerektirmez. Aynı şekilde araba lastiklerini yakmayı da getirmez. Aynı şekilde sırtlarındaki çantalarda Molotof kokteyliyle terör estirmez” ifadelerini kullandı. Öğrencilerin üniversite kampüsünün, “terör alanına çevrildiğini” oranın “terörize edildiğini” savunan Erdoğan, “Hiç kimse kalkıp bunları samimi bir protesto ya da eylem olarak değerlendiremez. Bunu söyleyen profesörler, doçentler ya da şu bu bana göre o mesleği bıraksınlar, onlar aynen onlara katılmak sureti ile şiddetten gücünü alan kişiler olarak meydanlara düşsünler” dedi.

'AKADEMİSYENİN GÖREVİ ÖĞRENCİSİNE BİLGİSAYARI NASIL KULLANACAĞINI ÖĞRETMEK'
Erdoğan akademisyenin görevinin “Öğrencisine bilgisayarı nasıl kullanacağını, bu ülkeye neler katabileceğini, özgürlükler noktasında da düşünce planında nelerle bunu ortaya koyabileceğini anlatmak” olduğunu söyledi.

GÜVENLİK GÜÇLERİNİ KUTLUYORUM, AKADEMİSYENLERİ KINIYORUM”
Erdoğan, “Sapan, demir bilye bunlarla beraber okula gel öbür tarafta lastikleri yak, öbür tarafta Molotoflarla saldır. Ondan sonra bunlara karşı güvenlik güçlerinin orada duruşundan da rahatsız ol. Öyle şey olur mu? Güvenlik gücünün görevi budur ve güvenlik güçlerimiz görevlerini yapmışlardır. Bende güvenlik güçlerini bu görevdeki başarıları sebebi ile kutluyorum, tebrik ediyorum. Öğretmenlerimize karşı da akademisyenlerimize karşı tavırlarını bu şekilde devam ettirmeleri halinde de onları kınıyorum. Kusura bakmasınlar” ifadelerini kullandı.

BİRGÜN