Toplantıda öncelikle Amasya'da gerçekleşen mayın patlamasını hatırlatan Erdoğan, "Amasya’da mayın patlamasıyla bildiğiniz gibi 1 şehidimiz var. kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine, tüm yakınlarına başsağlığı temennisinde bulunuyorum. Bu arada 6 askerimiz de yaralı onlarla da acil şifalar diliyorum. Bu arada sanat camiamızdan Meral Okay dün hayata veda etti. kendisine rahmet temennisiyle yakınlarına ve sanat camiamıza sabırlar diliyorum" dedi.

URUMÇİ ZİYARETİ İZ BIRAKTI

Dört günlük Çin gezisinin ilk ayağı olan Urumçi ziyaretini değerlendiren Erdoğan, Büyük Pazar'daki tabloyu 'Manidar' olarak niteledi. Ziyaretin gerçekten iz bırakacağını vurgulayan Başbakan, şöyle konuştu:

"Urumçi’de diğer özellikle Uygur Türklerini kısmen görebilme şansımız oldu. Özellikle Pazar yerindeki durum tabii manidardı, anlamlıydı ve o küçük sembol de olsa gerçekten iz bırakacak, olumlu olumsuz yanlarıyla, bizim için Pazar yeri ziyareti oldu. Temennim odur ki daha güzel günler, kendileri için de güçlü yarınlar oluşmuş olur."

Pekin'deki resmi temaslarına da değinen Erdoğan, Çin Başbakanı ile uzun süreli bir görüşme yaptıklarını, heyetler arası görüşmede de Çin ile Türkiye arasındaki bütün siyasi, askeri, ekonomik ticari bu alanlarda görüşmeleri ele aldıklarını anlattı. Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:

"Bu görüşmede gerek sayın Başbakanın Türkiye’ye yaklaşımı ki aramızda ticaret hacmi 24 milyar dolar. Ancak açığa gelince aramızdaki açık çok fazla, onların lehine. Bizim buraya ihracatımız 4 milyar dolar gibi bir rakam. Bu o rakamın yanında çok düşük kalıyor. Bizim bunu süratle çözmemiş gerekiyor. Onlar da dengeleme noktasında ellerinden geleni yapacaklarını söylüyorlar. Atmamız gereken adımlar var. Savunma sanayinde de kendileriyle birlikte atacağımız adımlar var."

"SINIRIMIZDA HAREKETLENME"

Başbakan Erdoğan, daha sonra "Sınırımızda ciddi bir hareketlenme sözkonusu" derken hayatını kaybeden ya da yaralanan Suriye vatandaşlarına dikkat çekti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sınır dışından yapılan atışlarda bir Türk vatandaşının da yaralandığını, bu olayların sınır ihlali konusunu gündeme getirdiğini söyledi. Konu hakkında diplomatik girişimlerin, İngiltere ve Fransa dışında BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri nezdinde yapıldığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hepsi haklılığımızı teyit ediyorlar. Konuyla ilgili olarak da süratle çalışmalarını bir araya gelişlerini ifade ediyorlar. Çarşamba günü de G-8 olarak toplanacağız ve orda da bu konuyu gündeme alalım diyorlar"

Kofi Annan'ın "Israr neticesinde kampları ziyareti kabul ettiğini" vurgulayan çizen Erdoğan, "Gerek Hatay, gerek Kilis tarafını gidip görecekler. Bu ziyaretle birlikte temenni ederiz ki olaya bakış daha farklı olur. Zaten bugün son gün. Ve rejim bugün sayın Annan’a vermiş olduğu sözü tutacak mı tutmayacak mı bunlar çıkacak meydana. Diyorlar ki; 'Tabii direnişçiler de 12’sinde silahları sustursun vs.' gibi yaklaşımları var. Tabii direnişçilerin aslında bu tür, onlar adına Annan’ın plana koyduğu bir tarih söz konusu değil. Bu konuda bizden destek istiyorlar. Tabii şu anda rejim tavrını ortaya koysun biz de elimizden geleni yaparız" diye konuştu.

"DERDİMİZ KANIN DURMASI"

Suriye halkıyla yakın bağlarının olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin niyetinin can kayıplarının sona ermesi ve akan kanın durması olduğunu vurguladı. "Bizim bağcıyla işimiz yok" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerin şöyle sürdürdü:

"Ama bunu baştan beri Suriye rejimine anlatamadık; anlamak istemediler. Böyle bir durum söz konusu. Temenni ederiz ki burada da süratle bir neticeye varırız. Akşam sayın Başbakanla yaptığımız görüşmede kendileri bizim düşüncelerimizi paylaştıklarını söylediler." 

"TÜRKİYE ZORLANIYOR MU?"

Bir gazetecinin Türkiye'nin bir yerlere zorlandığı şeklindeki kaygıları dile getiren sorusunu yanıtlayan Erdoğan, bu konunun insani görev kapsamına girdiğini ifade ederek, "Bunu yani taşınıyor şeklinde mi değerlendirelim yoksa sınırımızda olan olay sebebiyle bize düşen insani bir görevin yerine getirilmesi olarak mı değerlendirelim? Bazen öyle şeyler olur ki planda, hesapta yoktur. Ama bu sizin başınıza kalabilir, Bunu elinizde bulabilirsiniz" dedi. Suriye'de böyle bir durumu görmek istemediğini söyleyen Erdoğan, buna karşın böyle bir duruma karşı seçenekleri düşünmeleri gerektiğini dile getirerek, sınır ihlali olduğu takdirde, "Şimdi başka ülkeler uluslararası siyasette, hukukta ne yaptıysa, Türkiye de sonunda onu yapacaktır" diye devam etti.

"KADIN- ÇOCUK DEMEDEN VURUYORLAR"

Türkiye'ye geçen Suriyeli sığınmacıların sayısının 25 bini bulduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, bu rakamın 100 bine kadar çıkabileceğini bildirirken, "Bu insanların nasıl kaçtığını görüyorsunuz. Her halde bu insanlar keyfinden kaçmıyor. Bu insanlar ölümden kaçıyorlar. Siz bu insanlara kapılarınızı kapayamazsınız. Kapadığınız zaman o insanları gayrı insani olarak adeta test edersiniz. Böyle bir şey olmaz. Biz bunları kabul ediyoruz ve bu kaçan insanları bile arkadan vuruyorlar. Çocuk kadın bakmıyorlar, acımasızca yapıyorlar" diye konuştu.

"SINIR İHLALİ ORTADADIR"

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın, Annan'a söz verdiğini, ancak buna rağmen her gün ölümlerin devam ettiğine işaret eden Başbakan, "Söz verdiğinden bu yana her gün 60, 80, 100 kişi öldürülmeye devam ediyor. Bir de tabi burada çok açık net bir sınır ihlalli artık oluşmuştur, bu da ortadadır. Bu sınır ihlaline yönelik olarak da son değerlendirmelerimizi yapacağız. Gerek şahsımın, gerek dışişleri bakanımın yoğun şekilde çevre ülkelerle diplomasimiz de devam ediyor. Ondan sonra da atılması gereken adımları tabii ki atacağız" dedi.

"FERYADI DUYMAZLIKTAN GELEMEYİZ"

Bir gazetecinin uluslararası hukuktan doğan haklar arasında tampon bölge ilanı olup olmadığına ilişkin sorusunu cevaplayan Erdoğan, bunun için kesin bir yanıt veremeyeceğini belirterek, şunları ekledi:

"Şudur, budur' kesin bir şey söyleyemem. Dedik ya; masaya yatıracağız. En isabetli olan neyse en uygun olanı neyse oradan farklı olanına gitme gibi bir adımımız olacaktır. Farklıdan kastım da düşünmek istemediğimizdir. Oraya gitmektir. Ama bizi buna zorlarsa Suriye rejimi zorlar. Zorlamaması için de atılması gereken adımı orasının atması gerekir. Biz Rusya’ya gerekenleri söylüyoruz. Şartları görüyorsunuz. 25 bin insan ülkeme sığındı, maliyeti 150 milyon doları buldu. O kampların içinde bile 'Türkiye bizi niye kurtarmıyorsunuz?' diye feryat edenler var. Türkiye’ye öyle bakanlar var. Türkiye’ye kurtarıcı gözüyle bakıyorlar. Bu insanların feryadını biz duymamazlıktan gelemeyiz."

 

SK(GE/İD)