Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Şubat Stadyumu'nda yapılan Ak Parti İl Kongresindeki konuşmasının ilk bölümünde Şair Abdurrahim Karakoç'a acil şifalar diledikten sonra, bazı kesimler tarafından Ak Parti'ye hakaretler edildiğini, bunu tüm Türkiye ile paylaşmak istediğini belirterek şunları söyledi:

"3 Kasım seçimlerinden zaferle çıktıktan sonra yurt içinde ve yurt dışında belli kesimler tarafından Ak Parti ile ilgili değerlendirmeler yapıldı. Bazıları niyet okuyuculuğu yaparak bizi görmeden, nasıl hizmet ürettiğimize bakmadan tamamen ön yargılarıyla hakaret etti. 9.5 yıl boyunca bizimle ilgili art niyetleri, ön kabulleri, ön yargıları olan herkes hayal kırıklığına uğradı. Bizimle ilgili olumsuz yorumları karamsar beklentileri olanların bu beklentilerini 9.5 yıl boyunca boşa çıkarttık. Asılsız iddialar ve asılsız gerekçelerle bizi millet nezdinde karalamaya çalışanları, senaryolarla kışkırtmalar yapanlara provokasyanları gördük ve bunları alt üst ettik. Her türlü demokrasi dışı müdahaleye, çetelerin, mafyanın, cuntacıların kirli girişimlerine göğüs gerdik. AB'ye tam üyelik için en güçlü en kararlı adımları biz attık ve biz her zaman kararlarımızın hedeflerimizin arkasında durduk. 9.5 yıl boyunca tavizsiz bir şeklide demokrasileşme yolunda kararlılıkla yürüdük. Hiç bir ayrımın içinde olmadık, hiç bir ayrımcı girişime taviz vermedik. İllerimize hizmet götürürken, o illerin bize verdikleri oy oranına bakmadık. Hiç kimsenin diline, dinine, mezhebine, etnik kökenine bakmadık. Doğuştan farklıları bir üstünlük veya dezavantaj olarak asla değerlendirmedik. Biz sadece şunu söyledik ne dedik. Biz 'tek millet' dedik. Ne dedik 'tek bayrak' dedik. Ne dedik 'tek dil' dedik. Ne dedik 'tek devlet' dedik. Biz asla 'tek din' demedik. 'Ak Parti milletin partisidir' dedik. Milletin fertleri arasında ayrım yapmadan milletin emrinde olduğumuz söyledik. 'Millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik' dedik. 14 Ağustos 2001'den bu yana her fırsatta tekrarladığım gibi Kahramanmaraş'tan tüm Türkiye'ye bir kez daha sesleniyorum.

YAŞAM TARZINA MÜDAHALE ETMEYİZ

Ak Parti hiç kimsenin yaşam tarzına bugüne kadar müdahale etmedi, etmeyecek de, edilmesine de izin vermeyecek. 75 milyon insan bizim teminatımızı altında. Kimsenin kılık kıyafetine karışmadık, hiç kimsenin yediğine içtiğine karışmadık, karışmak isteyenlere de izin vermeyiz. Ak Parti, Türkiye'de düşünce özgürlüğünü, basın özgürlüğünü, yayın özgürlüğünü 9.5 yıl önce kıyaslanmayacak ölçüde genişletmiş, ileri standartlara getirmiş bir partidir. Ak Parti ifade özgürlüğünü samimi şekilde savunduğu kadar, kaliteli eğitim için mücadele vermiş sporu, sanatı en güçlü şekilde en samimi şekilde destekleyen bir parti olmuştur. Yapıcı eleştiriden rahatsız olmadı, hakaret içermediği, kutsallarımıza dokunulmadığı, milli iradeyi, aile mahremiyetini özellikle başkalarının özgürlüklerini hedef almadığı sürece hiç kimsenin eleştirisinin karşısında olmadı."

20 MİLYARLIK YOLSUZLUK İDDİASI

CHP'nin Fatih Projesi'nde 20 milyar liralık yolsuzluk olduğu iddialarında bulunduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan bu konuda da şunları söyledi:

"Neyi gördün, neyi buldun da neyi görüyorsun ey ana muhalefetin genel başkanı. Eğer samimi ve dürüst isen hukukun kaideleri var, iddialarını ispatlamakla mükelleftir. 20 milyarlık yolsuzluktan bahsedersen elinde hangi belge var neye göre söylüyorsun. Böyle bir iddiayı ispatlayamazsan bu millet nezrinde cibilliyet konusunu gündeme gelir. Çünkü sen bu kadar dürüst bir iktidara bunu yapamazsın. Seni Kahramanmaraş'tan müfteri olarak ilan ediyorum. Zira biz, Kılıçdaroğlu şöyle demiş böyle demiş umurumuzda değil, bu kervan yürüyor. Yere sağlam basarak yürüyor. Yapacağımız çok işimiz var muasır medeniyetlerin üzerine çıkıyor ve çıkacağız. Artık dünyada gündemi belirlenen bir Türkiye yok, artık gündem belirleyen bir Türkiye var. Ak Parti iktidarında bu ülkede milli gelir neydi ne oldu. 230 milyar dolardan 772 milyar dolara çıktı, kaç yılda 9.5 yılda. Halep orada ise arşın Kahramanmaraş'ta. Sizler ne yaptınız 50'ye kadar. Ne yaptınız 50'den sonra eh milletimiz sizin iyi tanıdığı için size koalisyon ortaklığı verdi ama yaptıklarımız ortada."

TİYATRO TARTIŞMASI

Tiyatro tartışmasına da değinen Erdoğan, bu konuda şöyle dedi:

"Son günlerde tiyatro üzerinden Türkiye'de bir tartışma yürütülüyor. Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Son günlerde gündemi işgal eden tartışma tiyatro tartışması değil mesele başka. Kendilerine küçük iktidar alanları, rant köşeleri tutmuş, ideolojilerin arkasına sığınmış kendi doğrularını 75 milyona dayatmak isteyen seçkincilerin millete tepeden bakma meselesidir.

Tanzimat'tan bu yana en iyiyi, en doğruyu kendilerinin bildiğini iddia edenler, millete tepeden bakarlar, kendi ürettiklerinin yüksek sanat olduğunu iddia ederler. Örneğin Kahramanmaraş söz ustalarını, kalem erbabını küçümserler. Bunların siyasi kanadı, Türkiye'nin tapusunun kendilerinde olduğunu sanıyorlar. Sanatçı, aydın, yazar kimliğinin arkasına sığınanlar kendilerini kalıplara mahkum etmekle kalmazlar gerçek sanatçılara da haksızlık yaparlar. Bunlar sanatı sanat için yaparlar, bunlar sanatı toplum için yapmazlar. Sanat toplum için yapılır, sanat toplum için yapılıyorsa sanattır.

Jakobendir bunlar, kendi kast sistemine kimsenin girmesini istemezler. Hem devlet tiyatrosundan, hem şehir tiyatrosundan maaş almak isterler, dizilerde filmlerde oynayarak her yerden nemalanacaklar, mesele bu. Zihinlerin ardındakileri ortaya dökmeye niyetlerini açık etmeye başladılar. Bu kesim çıkıp millete 'bidon kafalı' , 'Göbeğini kaşıyan adamlar' dediler. Şimdi de 'kasaba bürokratı' diyerek, 'belediye temizlik işçisi tiyatrocular' diyerek milleti küçümsüyorlar. Rahmetli Cem Karaca bunlara zamanında çok güzel şarkısıyla cevabı verdi. Bunlar aydın değil bunlar yarım porsiyon aydındır. Rahmetli Cem Karaca'nın dediği gibi barların önünde bir ellerinde viski, bir elleri çenelerinde bir kaşları yukarıda hiç bir şey üretmeden hakaret ederler. Sinemadan, heykelken, sanattan bir tek bunlar anlar. Milletin alın terini eğitimini beğenmezler. Yıllarca karikatürleriyle köşelerinde, ekranlarında aşağıladılar bu milleti. Filmlerinde yazdıklarında bu ülkenin din adamlarını aşağıladılar. Finansmanı devletten aldılar, finansmanın gerçek sahibi olan milleti aşağıladılar. On yıllardır devlet tiyatrolarına harcanan para ne biliyor musunuz? Bakın söyleyeyim 140 milyon Türk lirası. Gelen ne, 4 milyon Türk lirası. 140 milyon Türk lirası nere 4 milyon Türk lirası nere. 10 yıllar boyunca sırtlarını statükoya dayadılar oradan nemalandılar. Statükonun değişmesinden rahatsız oldular. Çok bilmiş despot tavırlarla millete parmak salma dönemi geride kaldı. Milletin en masum taleplerini 'irtica' 'yobazlık' diyerek bir kaşık suda boğma dönemi artık geride kaldı. Sanatçı kimliği aydın, yazar kimliği arkasında durup milleti küçümseme milleti hizaya sokma dönemi artık geride kaldı. Milletin parasını, vergisini, tüyü bitmedik yetimin hakkını alıp, sonra milletin tercihlerini milletin seçtiği hükümetleri aşağılama dönemi artık kapandı. Bu ülkede, siyasette, bürokrasinde hukukta kast sistemi hanedanlık sistemi Ak Parti ile birlikte sona ermiştir. Bu millet artık aşağılamalara tahrike boyun eğmeyecektir. Kendi talep ve arzularının yok sayılmasına göz yummayacak. Sen tiyatro mu oynayacaksın özgürce hareket et. Kendi aranda tiyatronuzu kurup bu alana girin. Bizim dönemimizde tiyatro sahneleri hiç bir dönemle mukayese edilmeyecek kadar artmıştır. Bu sahneleri sizlere tahsis ederiz, yeri gelirse beğenirsek inceleme kurulumuz da buraları destekler. Ama bugüne kadar gelen anlayış olmayacak, artık özgür olun özerk ve özel olun. Artık devlet tiyatro sahnesinden çekiliyor, buyurunuz siz tiyatro sahnesinde kalın."

TSK'YA ELEŞTİRİ TEPKİSİ

Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik eleştirilere de sert yanıt veren Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son günlerde statükodan, sırtını dayadıkları kişilerden umutlarını kesenlerin tahrik umudu tükenince tahkire başladılar. 'Bidon kafalılar', 'Göbeğini kaşıyan adamlar', 'Ordu göreve', 'Genç subaylar rahatsız' diyenlerin kışkırtmaları tutmayınca demokrasi kesintiye uğratamayınca Türk Silahlı Kuvvetleri hedef almaya başladı. Ordumuzun şerefli mensuplarına yapılan hakaretler, ahlaksızlık, edepsizliktir ve kendini bilmezliktir. Bin yıllardır tüm dünyada sadece kahramanlığı cesareti nam salmış ordunun mensuplarına ağza alınmayacak hakaretler yapmak açıkça zavallılıktır. Darbe yapmıyorsa 'Silahsız kuvvetler', 'Kağıttan kaplan' diyenler, milli ordunun en tepesindekine küfür etmek demokrasinden evrensel hukuktan nasibini alamamışlıktır. Benim yıllardın ortaya koymaya çalıştığım CHP zihniyeti budur. Kendi kendilerine yeterince muhalefet ediyorlar. CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye gönül vermiş kardeşlerimizi korkulardan, kör ideolojilerden kurtulup Ak Parti çatısı altında toplanmaya davet ediyorum, mesajım onlaradır. Yüzde 50 oy ile iktidara gelmiş olsak da yüzde 100'ün emanetini taşıyoruz. Büyüdükçe, güçlendikçe oy oranımız arttıkça Allah'a şükür kibrimiz gururumuz değil sorumluluğumuz tevazumuz artıyor."

Başbakan Erdoğan, yolsuzluğun olduğu ülkelerde bankaların battığını Türkiye'de ise bankaların dünyanın en güçlü bankaları haline geldiğini belirterek, "Yolsuzlukla suçlanan bir iktidarda, bu olabilir mi?" dedi. Erdoğan, daha sonra, devlet, belediye ve özel sektör tarafından yapımı tamamlanan 341 hizmetin toplu açılışını yaptı, bu eserlerin maliyetinin ise 1 milyar 10 milyon Türk Lirası olduğunu vurguladı.

'BAŞBAKANIM BİZE HASTANEDE BAKMIYORLAR'

12 Şubat Stadyumu'ndaki toplu açılışın ardından vatandaşların arasından geçen Başbakan Erdoğan'a seslenen 22 yaşındaki Hüsne Kara, "Başbakanım bize hastanede bakmıyorlar" diye bağırdı. Bunun üzerine Erdoğan yanına çağırdığı genç kızın sorunu dinledi. Genç kız, bir arkadaşıyla kavga ettiğini, bu sırada gözünün morardığını gittiği devlet hastanelerinde doktorların kendisiyle ilgilenmediğini tedavi için para istendiğini iddia etti. Erdoğan da Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a konuyla ilgili notlarını alıp gereğini yapmasını istedi. Erdoğan, genç kıza da kartvizitini verip gelişmeler hakkında kendisine bilgi vermesini istedi.



DHA(OA/AAA)