Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in (BM) düzenlediği 13. Katılma konferansı dönüşü Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde temaslarına ilişkin basın açıklaması yaptı. Katar emiri Şeyh Hamad Bin Khalifa Al Thani ile Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad Bin Casım Es-Sani'yle ikili ilişkileri değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, “Bölgesel sorunlardan Suriye konusunu ele aldık. Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyarak kardeş kanının durmasını istiyoruz" diye konuştu. Ziyaret sırasında Türkiye-Katar arasındaki ikili ilişkileri değerlendirme imkânı bulduklarını ifade eden Erdoğan, “Türkiye’nin Katar’da 12-13 milyar dolarlık yatırımı mevcut. 600 milyon dolarlık dış ticaret hacmine sahibiz. Bu ticaret hacminin artarak devamını nasıl sağlayabiliriz? Bunu konuştuk. İki ülke üçüncü ülkelerde nasıl yatırım yapabilir? Bunları paylaşma fırsatı oldu. Siyasi, askeri, ekonomi ve ticaret alanında Katar’la en üst düzeyde çok güçlü temaslar var. Kişi başına milli gelirin 110 bin dolar olduğu bir ülke. Böyle güçlü bir ülkeyle temasları arttırmamız çok önemli" ifadelerini kullandı.

"KARDEŞ KANININ DURMASINI İSTİYORUZ"


Bölgesel sorunlardan Suriye konusunu ele aldıklarını aktaran Erdoğan, “Bu ülkeyle ilgili olarak mevcut durumu değerlendirdik. Neler yapabileceğimizi konuştuk. Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyarak kardeş kanının durmasını istiyoruz. Demokratik dönüşümün Suriye halkının talepleri doğrultusunda gelişmesini arzu ediyoruz. Ortadoğu barış süreci, Irak, Yemen ve İran’daki nükleer gelişmeleri değerlendirdik" diye konuştu.

"ALAN EL DEĞİL, VEREN ELİZ"


BM’nin toplantısının Ortadoğu’da ilk defa yapılmasının özel bir öneme sahip olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: “Bölgedeki tarihi dönüşüm süreci konferansın önemini arttırdı. Toplantıda, küresel kalkınma, sürdürülebilir büyüme ve kriz sürecinde oluşan yeni fırsatlar gibi ekonomik gelişmeler ele alındı. Geçtiğimiz yıl en az gelişmiş ülkeler konferansı ülkemizde yapılmıştı. En az gelişmiş ülkelere yönelik desteklerimiz devam ediyor. İktidara geldiğimizde alan eldik. Ama şimdi Türkiye veren el oldu. 2010’da 1 milyar gibi bir desteğimiz oldu. 2011’de 1,32 milyar dolar desteğimiz oldu. Türkiye’nin az gelişmiş olan ülkelere desteği, o ülkeler nezdinde itibarını arttırıyor" diye konuştu.

"KEM SÖZ SAHİBİNE AİTTİR DİYORUM"


Başbakan Erdoğan Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin sözlerine sert yanıt verdi. Bir gazetecinin, "Siz Katar'da iken Irak Başbakanı El Maliki yazılı bir açıklama yaptı. Sizin açıklamalarınıza okları çevirdi ve Türkiye'nin düşman ülke haline getirilmek istendiğini söyledi. 'İçişlerimize karışılmaya başlandı' dedi. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" şeklindeki sorusu üzerine Erdoğan Dışişleri Bakanlığı'nın bu akşam yaptığı açıklamayı anımsatarak sözlerine başladı. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

"Sayın Maliki'ye cevabı aslında Dışişleri olarak verdik. Herhalde Dışişleri'nin yapmış olduğu açıklamayı sizler de duymuşsunuzdur, okumuşsunuzdur. Orada en güzel şekilde ifade ettik. Sayın Maliki'ye fazla söz verirsek, bu onun orada şov yapmasına fırsat verir. Onun prestij sağlamasına fırsat vermemize gerek yok. Sadece 'kem söz sahibine aittir' diyorum. Yazılı açıklamamızda da ifade ettiğimiz gibi, bir defa Türkiye, Irak halkını her zaman bağrına basmış, en kötü anlarında yanında olmuş bir ülkedir. Ve o en kötü anında 48 anlaşma yapmak suretiyle Irak'a verdiğimiz değer çok açık net ortadadır. 48 anlaşmayı yapmış olduğu bir başka ülke var mı acaba? Onun kendi çalışmalarına bakması lazım. Bir diğer nokta da tabii, 10 yıl önce Irak'a girenler, daha yeni yeni oradan ayrıldılar, çıktılar, çıkıyorlar. Onlar mı içişlerine karışanlar, yoksa... Irak'ın içerisindeki her kesimle, biz her inanç grubuyla, her siyasi partiyle bugüne kadar irtibat halinde olduk, yarın da oluruz, olmaya devam ederiz. Çünkü bu bizim zaten kardeşlik ilişkilerimizin bağıdır. Ve burada da ne Sünni ayırımı yaparız, ne Şia ayırımı yaparız. Hepsiyle görüşürüz. Arabı, Kürdü, Türkmeni hepsi bizim orada kardeşimizdir. Ve Maliki'nin bu tavırları bizi hiçbir zaman Irak'lı kardeşlerimizden ayıramayacaktır. Bunu da bilmesi lazım."

"ÇOK SAÇMA BİR YAKLAŞIM"


"Irak'ta Sünniler ile Kürtler Şii'lere karşı ittifak ediyor diye çeşitli basın organlarında haberler yer aldığının" sorulması üzerine üzerine Erdoğan, bunun çok saçma bir yaklaşım olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bakın şu anda Türkmenlerin içinde de Şii'ler vardır, Kürtlerin içinde de Şii'ler vardır hatta hatta Arapların içinde de Şii'ler vardır. Orada böyle tablo var. Nasıl oluyor da bunlar birbirlerine karşı duruma geliyor? Şu anda benim görüştüğüm Şii liderlerin birçoğu Maliki'den çok rahatsız. Hatta biliyorsunuz, oradaki en önemli Şii liderlerden bir tanesi, bundan birkaç hafta önce bir açıklama yaptı, 'Maliki, Saddam'dan daha diktatör' dedi. Kim kime karşı? Onlar bile artık yaka silkmeye başladılar. Bu denli artık bu işten nefret etmeye başladılar. Adaletin olmadığı yerde tabii ki bu tür sıkıntılar baş gösterecektir. Temenni ederim ki hak orada da yerini bulur. Çünkü Irak'ın toprak bütünlüğü, Irak'ın birliği, beraberliği, bizim her zaman söylediğimiz, Iraklılık bilincinde Irak'ın toplanması arzumuzdur. Çünkü güçlü bir Irak bize kaybettirmez, tam aksine bize de bölgeye de kazandırır. Ama huzursuz bir Irak bizi üzer. Biz huzursuz bir Irak istemiyoruz."

"ALLAH CHP'LİLERE SABIR VERSİN"


Başbakan Erdoğan bir gazetecinin, "CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, sizin Barzani ile görüşmenizle ilgili açıklaması oldu. 'Barzani'nin PKK'yı topraklarından göndereceği hayaldir. Barzani ile görüşmenin terörle mücadeleye katkı sağlayacağını düşünmüyorum' dedi. 'PKK silah bırakırsa operasyonlar durur' şeklinde bir açıklamanız olmuştu. Bununla ilgili olarak da PKK ile yeni bir görüşmenin mesajı olabilir şeklinde iddialar var. Bu iddialarla ilgili bir değerlendirmeniz olacak mı?" şeklindeki sorusuna da, "Bizi izlemeye yeni başladı herhalde. Bu konularla ilgili açıklamalarımız bizim geçmişte var. Zira biliyorsunuz, biz her zaman şunu söyledik, bölücü terör örgütü silahı bıraktığı anda şüphesiz ki güvenlik güçlerimiz de hemen operasyonlarını keser. Çünkü güvenlik güçlerimiz operasyona meraklı değildir. Görüşme yapmak-yapmamak konusunda ise bunu da her zaman çok açık, net söyledik, AK Parti iktidarı olarak, siyasi bir parti olarak bugüne kadar terör örgütü ile hiçbir görüşmemiz olmadı ve bu konudaki kararlılığımız yine aynıdır. Çok açık net bir şeyi daha biliyorsunuz söyledik, Bunlar terör örgütünün uzantısı ile işbirliği halinde çalışmıştır. Hatta seçimlerde de bunu zaten gördük, meydanlarda da bunu sizlere anlattık. 'Hakkari mitingi bunun en güzel ispatıdır' dedik. Neydi o? İşte gittiler, anlaştılar, bölücü terör örgütü ile anlaşmanın neticesinde Hakkari mitinginde bir tane Türk bayrağı ellerinde sallayamadılar. Niye? Çünkü dediler ki; 'Hayır, Türk bayrağı oraya sokamazsınız'... Ve CHP de ona uydu. Oraya gelen de CHP'liler değildi. Gelenler de anlaşma yaptıkları örgütün mensuplarıydı. Çünkü aldıkları oya baktığınız zaman bakıyorsunuz ki ne ikinci parti olabildi, ne üçüncü parti olabildi, dördüncü parti oldu. Böyle bir tablo ortada. Onun için önce aynaya baksın, ona göre kendine çeki düzen versin. Allah da CHP'lilere sabır versin" diye yanıt verdi.

BAŞBAKAN'DAN BAŞSAĞLIĞI


Başbakan Erdoğan Erdoğan, ayrıca Uludere'de mayına basma sonucu şehit olan Uzman Çavuş Kemal Aktay'a, hayatını kaybeden sanatçı Ayten Alpman'a ve Türk siyasetinin geçmişinde önemli bir yeri olan Adalet Partisi kurucularından Sadettin Bilgiç'e ayrı ayrı Allah'tan rahmet, aileleri ve yakınlarına da baş sağlığı dileklerini iletti. Başbakan Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan, Başbakan Yardımcıları Beşir Atalay, Bekir Bozdağ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da yurda döndü. Başbakan Erdoğan basın açıklamasının ardından Atatürk Havalimanı'ndan ayrılarak Üsküdar'daki konutunda istirahate çekildi.


(TT) (FOTOĞRAF)